Efendim öncelikle; Türkiye İnteraktif Köşe Yazarları Portalı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr. Ahmet FİDAN beyefendi, beni Aktüel Haber Editörü olarak uygun görmüş gazetemizin künyesine yazmışlar… Kendilerine teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum
****
Buyurun etiyle, kemiğiyle göçmenler sizin.
Avrupalısınız ya, göreceğiz uygar devletler olduğunuzu…
İnsan haklarına saygılısınız ya, gösterin insanlığınızı…
Kanunlarınız medeniyet kokuyordu ya, alın bakalım.
Hayırlı olsun, uğurlu olsun, tepe tepe kullansınlar ülkenizi.
Artık in mi çıkar, cin mi çıkar, göreceksiniz.
Bizde yaptıkları gibi civciv mi çıkar, kuş mu çıkar? Ya da bebek!
Bize Arap diyor, halkımıza o gözle bakıyordunuz ya, görün bakalım ananızın Arabını.
Muhalefetin; (gönderilmesin şeklinde ki) fikrine katılmıyorum.
Tam aksine bana kalsa bunu ilk mülteciler geldiğinde Avrupanın yanımızda olmadığını, destek vermediğini, yardımcı olmadıklarını anladığımızda, gitmek isteyenlere (!) yol verip geçmelerine müsaade etmeliydik!
Zorla tutacak değiliz ya!
Suriyelilerin kapımıza dayandığında hiç bekletmeden, hatta eskortlarla (!)güle güle demeliydik!..
Çünkü o insanlar Avrupa’ya geçmek istiyorlardı!
Avrupanın gül hatırı için, çok sevdiğimiz ve çok saydığımız için biz müsaade etmedik!
Geç olsa da, şimdi kapıları açıyoruz ve bir süredir ZORUNLU KONUK ettiğimiz için de özür dileyerek Avrupa’ya geçmelerine müsaade ediyoruz, bu kadar basit ve yasal!
Kim nereye gitmek isterse gider. Kime lazımsa yakalar, ülkelerine iade eder! Tabii yerse!
Yerse diyorum çünkü bu göçmenlerin de hakları var, antlaşmalar gereği iltica hakları bile var. Artık şartlar ne ise uygulayacaklar mecburen vs.
Avrupa’ya mesajımız; “kendileri gitmek istedi biz de kapıyı açtık ve uğurladık! Yoksa dükkan sizin can dostlarımız!”
“… Aslında söylediklerimden çok, sakladıklarımda gizliyim” der yazar.
Ve devam eder:
“… En iyisi, anlamak için konuştuklarımdan çok, sustuklarıma kulak verin! DÜNYA’YA, DÜNYA’NIN GÜZELLİKLERİNE VE HİLELERİNE ALDANIŞIMIZ; SİNEĞİN ALDANIŞINA BENZER.
SİNEK BAL KAVANOZUNA VE BALIN İÇİNE GİRDİKÇE FELAKETE GÖMÜLÜR AMA O, BUNU ANLAYAMAZ….” Diye devam eder..
Ne kadar güzel anlatmış değil mi?
Siz Avrupalısınız, anlamayacak kadar cahil değilsiniz!
Dedim ya bakın görün ananızın Arabını!
Biz canlarımızı bağrımıza bastık kardeşim.
Acısı yüreğimizin taa derinliklerinde.
Unutmamız asla mümkün değil. On onbeş gün öncesinden 15 şehit, şimdi 34 şehit.
Savaşta olsak belki bu kadar yanmayacaktık, amma kalleşçe vuruluyorsak, 1 şehit dahi ağır geliyor, acısı da büyük oluyor. Unutmayın ki o 1 şehidimizin tırnağına topunuzu feda etsek az gelir!
Herşeye rağmen illa BARIŞ, mutlaka BARIŞ. Bir an önce BARIŞIN da muhasebesi mutlaka yapılmalı ve kimlerle masaya oturulacaksa, kurulacak masada bunun hesabını Putin istemese de mutlaka sormalıyız! Avrupalı da bunu anlamalı.
Sözün Özü!
Görüldüğü üzere Rusya dost değil, Amerika hiç değil amma NATO üyesi olmamız münasebetiyle Batılı ülkelerin hepsiyle diyalog içerisindeyiz. Rusya ile de düşmanlık değil amma mesafe korunmalı, alışverişimiz sürdürülmelidir..
NOT: Bu arada nedendir bilinmez (!) 2 adet Rus savaş gemisinin Boğazdan geçmesine izin verilmiş ve Akdeniz’e açılmakta! Savaş hali olmadığı için mi acaba izin verildi? Bekleyip göreceğiz.
gazete2000@hotmail.com