Eğer tarihi iyi bilmiyorsanız ve doğru bir şekilde çözemediyseniz geleceği de samimi ve sağlıklı hale getiremezsiniz.
Size bu yazıda Vatikan’ın Terör Örgütü Cizvitlar dünyada eşi benzeri olmayan tahribatlar ve katliamlar yaptığını anlatacağım.
Cizvitler İsa Peygamberimiz ismini kullanarak kendilerine Jesuit derler.
Kilisenin tarihine baktığımızda özellikle en şiddetli çatışma ve kavgalar Cizvitların kuruluşundan itibaren başlamıştır. Bu tarikatı kuran Ignaz von Loyola adında biridir. Kendisini çok uysal ve dalkavuk olarak Piskoposlara gösterirdi. Tabi kendisini böyle göstererek bir hesabı vardı ve amaçlarına ulaşmak için her kılığa girerdi.
Papa Clement XIV’in Cizvit suç çetesinin dağılmasının kısa bir açıklaması için, “Cizvit Gücünün Gizemi ve Sonu” (Das Geheimnis der Jesuitenmacht und ihr Ende) kitabına bakınız.
Her ne kadar Cizvit örgütü Kilise içinde dini bir düzen olarak görülse de, temel olarak, özellikle Batı halkları içinde, bir kötülük gibi yayılmış çok tehlikeli bir tarikattır. Bu tarikat 1534 yılında Paris’te Ignaz Von Loyola tarafından kuruldu. 1540 Papa III. Paul Cizvitları topluluk olarak tanındı. Cizvitlerin asıl amacı Filistin’de misyonerlik yapmaktı, ancak hiçbir zaman bu konuda başarılı olamadılar.
Masonların üst sınıflarda olduğu gibi, Cizvitler da açgözlü bir mezheptir, düzene hayranlık duyarlar ve hepsini kendi çıkarları için organize ederler.
Cizvitler büyük bir terbiye eğitim adı altında eğitim görürler. Cizvitleri kuran Loyola ya büyük bir hayranlık duyarlar.
Masonluk ahlakı, Cizvit’teki ahlaki değerden daha iyi değildir, metod ve araçlar eşit derecede ahlaksızdır.
Cizvitlerin kilisenin içinde ve dışında, birçok suçundan dolayı, 1773-1814 yılları arasında yasaklandı.
Cizvitler, yaptıkları suçlardan dolayı o dönemde Portekiz, İspanya, Fransa ve Napoli’nin Kralları tarafından en nefret ettikleri tarikattı. Bu yüzden bu ülkelerden pek çok şikayet nedeniyle kovuldular. Papa Clement XIV, 21 Temmuz 1773’te Cizvit tarikatını kapattı. Papa Clement XIV Cizvitlerin kapatma kararını imzalarken bu sözlerle yorumladı: “Şimdi ölüm cezamı imzaladım” Papa bir yıl sonra zehirle öldürüldü. Uluslararası bir tıp heyeti papanın bedenini inceledi ve zehir izlerini doğruladı.
Cizvit tarikatının yasaklanması 1814 yılında Papa Pius VII tarafından iptal edildi. “Selefimin sonunu çok iyi biliyorum ve aynı şeyi riske atmamayı tercih etmiyorum” dedi. Böylece, kilisenin bu suç örgütü konumunu sağlamlaştırmayı ve bugüne kadar istediği gibi hareket etmeyi ve kontrol etmeyi başardı.
Bu vicdansız suç çetenin İsa Peygamberimizin ismini kötüye kullanması bir utançtır. İsa Peygamberimiz, kötülüğü reddeden ve sonunda bunun için hayatını feda etmiştir. Kilise ve özelikle de bu suç örgütü Cizvitlar İsa Peygamberimizin mesajlarını tarihi boyunca sık sık kötüye kullanıldılar ve etkisiz hale getirdiler. Ne yazık ki, bu ahlaksız mafya grubu, yüzyıllar boyunca İsa Peygamberimizin mirasını lekelediler ve hala bu pis zihniyetlerini devam ettiriyorlar.
Vatikan, onun kiliseleri ve papalar, özellikle de Cizvit suç örgütü, insanlığı 2000 yıl boyunca Tanrı ve dünya hakkında yalan ve aldatmaca ile beslediler.
1534’ten itibaren Alman topraklarında ve Avrupa’da gerçekleşen bütün savaşlar, yağmalar ve büyük sefalet, Cizvit çetesinin imzasını taşıyor. Hepsinden önemlisi, 1618’den 1648’e kadar 30 yıllık savaş Alman Halkını avlamak için bir Cizvit savaşıydı. Cizvitler Almanya da 30 yıl savaşın sonunda 1648 de Almanya’nın Münster şehrinde barışla sonuçlanan gelişmeyi bütün vargücüyle engelemeye çalıştılar. Vatikan bu barışı hiçbir dönemde resmi olarak tanımadı.
Cizvitler in en büyük ustalığı halkların dini duygularından faydalanarak yararlanmaktı. Cizvit inancı bölerek yaşadı. Eğer bu konuda başarılı olmasaydı papaların gözünde hiçbir değere sahip olamazdı.
Cizvitler, Masonlar, Siyonistler ve onların okült ve satanik örgütleri hepsi aynı mayanın tohumlarıdırlar ve aynı çatı altında birleşiyorlar.
Böyle bir şey tesadüf olabilir mi? Cizvit çetesi 1773’te yasaklandıktan hemen sonra, başka bir suç örgütü hızla kurulması gerekirdi. 1774′ te Illuminati denilen yeni bir çete örgütü, Ingolstadt’ta Profesör Weishaupt tarafından kuruldu. Cizvit sembolü de Masonluğa devredildi. Daha sonra Illuminati yerine geçen eski ve kabul edilen İskoç ayininin 33 derecesi, tamamen Cizvit armasının sembolüne tekabül ediyor.
“Amaca izin verilirse, araçlara da izin verilir“. İşte bu aşağılık ifade, Cizvit çetesinin temel ilkesidir. Halklara karşı kasten kullanmaları için tahsis eden Hermann Busenbaum’un bir mesajıdır. Cizvitlar bu mesaj doğrultusunda hareket ederler.
Cizvitler bugüne dek her şeyi tasarlamışlar. Bütün ders kitapları dünyanın her ucra köşesinde Cizvitlerin imzasını taşıyor. Eğer Türkiye de farklı olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bugünün okullar ve üniversiteler, suç çetesinin akılsız matkap kurumlarından başka bir şey değildir. Bu mafya, nihayetinde köleler topluluğunu yaratmak istiyor ve maalesef birçok noktada da başarılı olmuşlar. Cizvit çetesinin kirli elleri her yerdedir. Bilimi bile manipüle ettiler, böylece yüzyıllardır artık bilim ucu açık değil ideolleştirip sonuç odaklı öğretiliyor. Bilim ancak kayıtsız şartsız gerçeğe dayalı, samimi olursa bilim olur. Kısacası, her şey sadece mafya grubunun yapay olarak icat ettiği ideolojilerine hizmet ediyor. Bu nedenle Ignaz ve bütün öğrencileri, kitleler için müstehcenliğe ve gerikalmışlığa taparak saygı duyuyorlardı. Başka bir deyişle, insanlar eğitimsiz ve habersiz kalmalıdırlar. Kitleler ne kadar cahil kaldılarsa, Cizvit bağı kendisini daha da güvende hissediyordu. Bu nedenle, dini talimatlarda, okulların ancak Cizvit bağının yararına olması durumunda kurulabileceği açıkça belirtilmiştir. Siz gazete, kitap ve televizyonların çokluğuna kanmayın. Eğer doğru bilgiyi nereden alacağınızı bilmiyorsanız vay halinize. Hepsinin amacı size bilgi veriyorlarmış izlemini vermekten öte değildir. Zaten bu amaçlada internet ellerinde.
Cizvit çetesi Parti, Vakıf ve dernekler de çok aktiftir. Bunu Türkiye de daha cok Mason lojaları aracığıyla yaparlar. Cizvitler casusluk konusunda da çok ustalar. İzmir’deki papaz Andrew Craig Brunson bunun somut bir örneğidir.
Cizvitler gizli bir polis gibi çalışırlar. Böylece her biri, çevresi için yeminli bir gizli ajandır. Her sağlam eğitim kurumunda en iğrenç sayılan, yoldaşları arasında korkakça davranan ve aynı zamanda öğretmenler tarafından eleştirilen ihanet, bu nisaplar ve övgüler için de kutsal bir görevdir, burada bile çok kapsamlı bir casus hizmeti kurulmuştur.
Cizvitler ekonomide çok aktifler. Cizvit misyonerleri, kiliselerinin dogmalarıyla, “cennetin” şefkatini kazanma konusunda daha az hassas olan yetenekli, kurnaz ve alçakgönüllü işadamları kullandılar ve halâ da kullanıyorlar. Cizvitler, dini faaliyetlerini kötüye kullanarak muazzam derecede iyi bir servete kavuştular.
Bismarck, Cizvitlerin varlıklarını 1885’te 1 milyar frank olarak tahmin ediyordu. Siz bunların bugün ne kadar servete sahip olduklarını düşünün. Siyonistlerin en iyi ekonomi ortağı Cizvit çetesidir. Vatikan’ın bankası Rothschild’in elindedir. Gerisini siz düşünün. Şu anki Papa Franziskus (gercek adı Jorge Mario Bergoglio) Cizvitır ve Siyonistlerin maşasıdır. Zamanında savaş suçlusu ve eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tarafından keşfedilmiştir.
Cizvit çetesi işlerin onlar için iyi ve kolay gitmediğini gördüğü takdirde, sloganları eskiden olduğu gibi bugünde geçerlidir. Toplumda huzursuzluğu kışkırt. Bu nedenle, kiliseye yararı olmayan hükümetlerin hükümdarlara karşı kışkırtılması da bir Cizvit ilkesidir. Devrimleri uyandırmak, Cizvit düzeninin bir silahıdır.
Tarih boyunca Vatikan ve Kilise hep yalan söylemiştir. Sadece bir defa doğruyu dile getirmiştir. Papanın elçisi Megila Ağustos1868 de “Yalnız Kilise devrime yardım edebilir” demişti. Devrim dedikleri de savaş, kan ve gözyaşından başka birşey değildir.
Cadı yakması, Cizvit çetesinin en kötü ve en vahşi suçlarından biridir. Günümüzde bu tür suçlar başka yöntemlerle ele alınmaktadır. İcat edilen hastalıklar, hava manipülasyonu, gıda zehirlenmesi, savaşlar, yoksulluk ve sefalet, ayrıca terör, radyason ve zihinsel kontrol yoluyla.
Bilmemiz gereken en önemli konuda Mason lojaları, Vatikan ve onun tarikatları pedofilerin merkezidir. Bu alçakların en büyük yetenek ve kabiliyetleri hile, santaj ve kalleşliktir. Arkadan hiçbir şey olmamış gibi sinsice hançerlemektir. Çünkü bunlar din, ahlak, namus ve toprak tanımazlar. Sadece para için savaşırlar. Dünyanın onlara ait olduklarını sanıyorlar.
Ancak düşmanın büyüklüğü değil, inancın zayıflığı bizi korkutmalı. Kendi hesabını bilmeyen başkaların hesabında boğulur. Maalesef ülkemizde bilerek yada bilmeyerek başkalarının hesabına sayısız çalısanlar vardır.
İnsanlık ve adalet her cuma namazına gidip kirli vicdanlarımızı temizlemekle olmayacaktır. (Samimi ve dürüst olanları bunun dışında tutuyorum) Ancak ve ancak bu gerçeği görerek halkımızı doğru ve dürüst bir şekilde aydınlatarak bir hakikate ulaşabiliriz. Aksi takdirde er veya geç yok olmaya mahkum olacağız. Çünkü düşman çok güçlüdür.
Allah bize öyle bir kudret ve öyle bir feraset vermiş ki eğer biz potansiyellerimizin değerini ve kıymetini bilip harekete geçirmesini bilirsek hiçbir güç bizi durduramaz, engelleyemez.