Vatan topraksa eğer,
Ormansa, nehirse, madense vatan
İşçiyse, köylüyse, aydınsa vatan
Yani yapıp yaratmaksa her şeyi yeni baştan
Sevmeyi yeni baştan
Alkışı yeni baştan
Bir hesabı vardır bunun sorulur
Bir hesabı soracaklar bulunur
Akgün kara günden öcünü alır bir gün.
H. Hüseyin Kızılırmak
Dünyada kabul edilen en eski gerçeklerden birisi de “ne ekersen onu biçersin.” fikridir. Bir gün gelecek o günler ki işte o zaman eden bulacak. Bu güne kadar kimsenin yaptığı yanına kar kalmamışken bundan sonra da endişelenmenin pek de bir yararı yok artık.
Tek tek insanlar, gruplar, kuruluşlar, bu milletin evlatları daha çok yapıcı olmadıkları taktirde, insanlığı hiçbir şey kurtaramaz. Vatansa eğer bu dünyadaki tek sermayemiz, nerde hani bizim milliyet sevgimiz. Atalarımızın armağanı, çocuklarımızdan ödünç aldığımız bu topraklarda yapılan savaşlar yakışıyor mu bize? Bu ne menfaat, çıkar kaygısı? Bu ne ben merkezcilik..Amaç koltuk kavgası..Ne olacak peki sonuç? Bir hiç değil mi? Kime kalmış ki bu dünya? Kim götürmüş bir avuç toprağı avucunda? Nerde insanlık? Nerde hani bu toprakların bizde meydana getirdiği farklılık?
Kimliğimizi unutmuşuz, insanlığımızı satmışız. Bir unvan almak için doğruları görmezden gelip gerçekleri savunmak yerine hiç tasvip etmediğimiz insanların arkalarına kuyruk olmuşuz. Farkındalığımızı yitirmişiz. Tutsak olmuşuz toplumun fikirlerine düşüncelerine… Benlik kavramı ile toplum bilinci arasındaki o ince çizgi çoktan silinmiş. Sözüm ona trend diye nitelendirilen binlerce olay, olgu, duruş, makam, söyleyiş, yaşayış stillerine maruz bırakılmışız ve kendimizi bu zamana kadar kabul ettirdiğimiz kültür mirasını kaybetme noktasına getirttirmişiz. Bunca yıl namuslu, şerefli, ahlaklı, misafirperver, cömert, insancıl ayrım yapmaksızın yaşamış olduğumuz bu topraklarda bizi biz yapan daha nice özelliğimizi unutmuşuz artık. Evet, dünya değişiyor ve gelişiyor ama bizleri var eden kimliğimizi tanımlayan binlerce olguyu unutmak da kendi tarihimize, geleneğimize ve kültürümüze atılan kara lekeden başka bir şey olamaz.
Kendi içimizde her daim var olan çelişkiler içerisinde sürüklenip gitmek yerine gelmiş olduğumuz yeri ve üzerine bastığımız toprağın kıymetini biraz olsun anlamamız gerek bence. Nerde tarihimizi sorgulayan ve ders çıkaran nesil? Nerde Fatih Sultan Mehmet gibi olmaz, yapamazsın denilen İstanbul’u fetheden cengâver? Nerde kuru ekmekle karnını doyurup vatan uğruna savaşan gençler? Ne demiş bir halk ozanı:
Farkeyledik ahir vaktin yettiğin
Merhamet çekilip göğe gettiğin
Gücü yeter soyar gücü yettiğin
Koyun belli değil, kurt belli değil.
Daha annesinin karnından çıkan bebekler gibi hiçbir şeyin farkında değiliz maalesef. Farkı fark eylemek de her babayiğidin harcı değil bu şehirde. Tarihimizde meydana gelen sıcak savaşların neticesinde yaşamış olduğumuz soğuk savaş bile bir şok etkisi yaratmadı hala üstümüzde. Nefis terbiyesi – vicdan muhasebesi derdik ya hani eskiden… Kimliği olmayan insanların da bu deyimlerden bir şey anlayacağını düşünmüyorum açıkçası..