Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazartesi, Aralık 15, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hasan TÜLÜCEOĞLU

Varlık ve Güç

Hasan TÜLÜCEOĞLU Yazar Hasan TÜLÜCEOĞLU
05 Şubat 2011
Hasan TÜLÜCEOĞLU
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Varlık her zaman gücü beraberinde getirmiştir. Güçlü olmak varlıklı olmayı zorunlu kıldığından başlangıçta varlığa sahip olmayan güç sonuçta varlığı kendine çekmiş devamlılığını onun sayesinde sağlamıştır. Her zaman, mekan ve toplumda bu varlık-güç ilişkisi görülür.
İnsanlar doğal olarak varlığı elinde tutanların etraflarında halkalanmışlardır. Varlıklı iseniz bir halkanız vardır. Dolayısıyla etrafınızdaki insanların size ithaf ettikleri bir güce sahipsinizdir.

Aslında din bu döngüyü kırmak istemiştir. Peygamberler ve aileleri varlığı elinde bulundurup güç halkası edinmişlerden değillerdi. Soylu, belirli bir aileye mensubiyet anlamında en fazla birer aristokratlardı.

Peygamber Efendimizin gücü ona gelen vahiy dolayısıylaydı. Gücü ellerinde bulunduran varlıklı insanlar başlangıçta bu peygamberi gücü çokta umursamadılar. Ancak düşünsel boyutta Peygamber’e doğru halkalanıp ona güç ifade eden insanlar çoğaldıkça telaşlandılar ve çareler aramaya başladılar. Karşılarındaki varlıksız, farklı, bir anlamda pasif bir güçtü.

Peygamber’in vefatında Müslümanlar onu defnetmeden önce Peygamber’in geride bıraktığı bu gücü kime vereceklerini belirlemede acele ettiler. Peygamber’in naşı ortadayken öncelikle toplanıp bunu tartıştılar.

Zira güç, dünya hayatının en muhteşem parıltısıydı. Özellikle tanrısallıktan kaynaklanan gücü elinde bulunduranlar hem burada hem de öbür hayatta bu sayede üstün kılınıyorlardı. Yani ilahi kaynaklı gücü eline geçirenler tüm dünya nimetlerine gark olurlarken ahirette de cenneti hak ediyorlardı. Böyle düşünülmüyorsa dünyanın faniliğini ahretin kalıcılığını çok iyi bilen Müslümanlar arasında onca güç mücadeleleri niye olsundu ki? Dünyalık gücü yücelten biz Müslümanların zımminde maalesef bu anlayış yatıyor.

Hıristiyan dünyası da hep tanrısal gücün peşinde oldu. Hıristiyanlık öğreticileri kilise adı altında kurumsallaştılar. Tanrısal güçlerini sağlamlaştırıp kalıcı kılmakta kurumları kilise adına geniş mülkiyetler edindiler. Bu, kiliseyi Avrupa’da krallardan daha varlıklı ve güçlü kıldı. Tanrısal güçle varlık bir elde toplanınca kilisenin Avrupa toplumu üzerindeki hakimiyeti asırlarca devam etti.

Kilise öğretilerine karşıt gelişen modern dünyada Hıristiyanlığın canlı kalması ve kilisenin etkinliğini devam ettirmesi kilisenin sahip olduğu geniş mülkler ve bunun getirdiği maddi güç sayesindeydi. Hıristiyan din adamları, bilimsel verilerle ters düşmelerine rağmen toplum nazarında itibarlarını kaybetmediler. Zira belirtildiği gibi din adamları kilise adına geniş varlıklara sahiptiler. Nasrettin Hoca’nın “ye kürküm ye” gerçeği Hıristiyan toplumunda da geçerliydi.

İslam dünyasında Peygamber’in ölümüyle başlayan güç kavgası her zaman devam etti. Varlıklılar güçlü olmalarını ve bunun devamlılığını Peygamber’e intisapla sağladılar. Zorbalıklada olsa varlığa sahip olanlar bu intisapla kara güçlerini akladılar, pakladılar. Ve en kötüsü bu yolla sürekli ve kalıcı oldular.

Avrupa’da ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik gelişmeler, İslam dünyasındaki dengeleri alt üst etti. Avrupa’nın kiliseye haylaz, gayretli çocukları kiliseye rağmen insanlığa modernlik adına yeni bir dünya sundular. Bu sunumla alt üst olan İslam dünyası hala Batı’nın bu dünyayı ardından alıp götürmesini çözümleyip yerli yerine koyabilmiş değil.

Bu gelişme İslam dünyasında peygamberlik kaynaklı tanrısal gücü zayıflattı. Bilimsellik ve maddi değerler salt varlığı ele geçirmek, elde bulundurup güçlü olmak için artık tek sebepti. İslam dünyasında Batı’nın sunduğu yeni dünya anlayışına paralel dini değerler zayıflamaya başladı. Böyle olunca yöneticiler Tanrısal güçten çok varlıksal güce yöneldiler. Peygamberi gücü elinde bulunduranların toplum nezdinde zayıflamaları varlıklarının ellerinden gitmesiyle çok kolay oldu. Geniş varlıklara, kalıcı maddi gelirlere sahip olmayan dindar insanlar fakirleşmeleri oranında toplum nazarında çok çabuk itibar kaybettiler.

İslam, ‘Tanrısal Gücü’ Hıristiyanlık gibi kurumsallaştırmadı. İslam dini öğretileri bir anlamda bunu yasaklıyordu da. Bu hususta en fazla Peygamber’in soyuna saygıyı, hürmeti öngörüyordu. İslam dini şahıslara bağlılığı zorunlu kılmadan bir manevi kurumsal öğreti şeklinde devam etti. İslam, dini şahıslarla temsil etmenin önünü tıkar. Aynı şekilde mekanı da kutsallaştırmaz. Kabe’ye yönelinmesi, oraya hacca gidilmesi buralara kutsallık izafe etmek yerine Tanrı inancını ve peygamberi sevgiyi güçlendirir.

İslam dünyasında din adına bir kurumsallaşma aranacaksa bu konuda bir tek vakıflar hatıra gelir. Vakıflar kilise benzeri kurumsallaşmanın çok uzağındadır.
İslam dini değerlerinin canlı tutulması, dini eğitimin devam ettirilmesi daha çok vakıf kurumlarıyla gerçekleştirilmiştir. Camiler, medreseler, tekke ve zaviyeler, imarethaneler, aşevleri gibi toplumsal mekanların yapılması, devamı ve faaliyetleri genelde vakıf kuruluşlarıyla olmuştur. Toplumda hayırsever vatandaşların gayretleriyle vakıflar kurulmuş ve faaliyetlerine dindar ve hayırseverlerin gayretleriyle devam etmiştir. Böylece İslam dini toplumda canlı ve kalıcı tutulmaya çalışılmıştır.

Kiliseye rağmen Batı’nın haylaz çocuklarının ortaya çıkarıp lanse ettiği modern dünya karşısında Osmanlı, çalkantılı evreler sonrasında ‘modern cumhuriyeti’ doğurdu. Cumhuriyetin kurucuları, Osmanlı devlet yönetim mirasını devralmakla birlikte kuvvetlerini varlıksal güçten alıyorlardı. Modernliğin öngördüğü üzere Tanrısal güçler artık demodeydi.

Cumhuriyet yönetiminin bazı kanuni uygulamalarıyla dindar insanlar, vakıfları ve onların topluma hizmet götürmek için edindiği arazi, varlık ve gelirleri kullanamaz oldular. Bilgin, alim, din adına önder olarak görülen insanlar zamanla yoksullaştılar. İnsanlar varlık kaynakları ve modern güçler etrafında halkalandılar. Varlık ve modern güç sahibi olmayan dindarların toplumdaki etkinliği zamanla sıfırlandı. Bilimsel verilere ters düşen Hıristiyan din adamları buna rağmen kurumsallaştırdıkları kilise ve bu sayede edindikleri geniş mülk ve varlıklarını kaybetmediklerinden toplumsal etkinliklerini yitirmemişlerdir.

Dine olan zorunlu ihtiyaç, Peygamber’e olan sevgi, şahıssal bazda dindar insanların gayretleri, modernliğin bilimsellik ve akılcılık reaksiyonuyla zayıflayan dini bu toplumda zamanla yeniden canlandırmaya yetti.

Bugün holdinglere sahip büyük varlıklar edinmiş cemaatler, toplum üzerinde geniş etkilere sahipler. Vakıf kuruluşunu canlı tutarak devam eden cemaatler, sonuçta tek bir şahsa indirgenmesi sebebiyle hiçbir zaman sürekli ve kalıcı kurumlar olamayacaklardır. Birliktelikleri bir anlamda pamuk ipliğine bağlıdır. Kilise farklı bir kurumdur. Şahıslara indirgenemez ve bağlanamaz.

Tek şahsa bağlı cemaatlerde şahsın yaşamının sona ermesiyle geride bıraktığı miras gücüne ulaşma adına büyük bir mücadele ortaya çıkacaktır.

Hazreti Peygamber’in arkadaşları makul ve O’nun onlara öğrettiği dini çok iyi bilen en önde öncü ve üstün Müslümanlardı. Peygamberin mirasını temsil edecek şahsı kavgasız gürültüsüz belirlemişlerdi. Hoş ya, ortada Peygamber’den geriye kalan büyük varlıklar, mülkler, araziler, zenginlikler yoktu.

Paylaş
Etiketler: dingüçHıristiyanlıkİslamvarlık
Önceki Yazı

Bilimin İktidarı Kalıcıdır..

Sonraki Yazı

Sorumluluğu İdrak Edebilmek

Hasan TÜLÜCEOĞLU

Hasan TÜLÜCEOĞLU

İlişkili Yazılar

Göbeklitepe’de Hz. İbrahim Silüeti
Eğitim & Kültür

Göbeklitepe’de Hz. İbrahim Silüeti

09 Haziran 2025
5k
Medyada Dindar Görünümler
Film & Sinema Eleştirisi

Medyada Dindar Görünümler

30 Ocak 2025
5k
Hükme Akıl Erdirmek
Edebiyat

Hükme Akıl Erdirmek

07 Ocak 2024
5k
Alternatif Bilim Farklı Teknoloji
Bilim & Teknoloji

Alternatif Bilim Farklı Teknoloji

06 Şubat 2023
5k
Sonraki Yazı

Sorumluluğu İdrak Edebilmek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Aksekili Hayriye Ana

Aksekili Hayriye Ana

15 Aralık 2025
Milli Eğitimde Reform Hemen Şimdi

Eğitimi Ayağından Vurmak

15 Aralık 2025
Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

15 Aralık 2025
Mezarlıktaki Dilenci

Mezarlıktaki Dilenci

15 Aralık 2025
Birlik Olalım

Birlik Olalım

15 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (lV)

15 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap