Evet bir süredir yazamadım.
Malum pandemi nedeniyle sıkıntılar vardı. Dolayısıyla ev İnternetimi kestirmiştim. Halen kesik. Fakat bu arada mobilden nasıl yazabilirim, nasıl gönderebilirim diye kendi kendime çalışmalarım oldu. Yazdığım yazının kelime sayısı, standartı geçip geçmediği konusunda epey endişelerim oldu. Örnekler yazdım, deneme diye tanıdıklara gönderdim vs.
İşte bugün uzun bir aradan sonra ilk yazımı yazayım istedim. Yazarportal.com’a göndermede başarılı olup olamayacağımı da henüz bilemiyorum. Umarım başarılı olurum.
Tabii konu aramaya gerek yok. Değil günlük; inanın saatlik yazılar yazmak için ülke olarak konu zengini (!) bir ülkeyiz.
Her saat başı gündem değişiyor. Hızına ulaşabilene aşk olsun.
Özellikle ülke yönetiminde sözsahibi olan idare, idareci, siyasi görüşlüleri, yandaş, candaş medya yazarlar çizerleri….
Yaz yaz bitecek türden değil.
Sabahtan akşama kadar masa başında oturup yazmaya kalksanız her gün için en az beş-altı konu bulursunuz. Ancak bir yazınızı günlük yayınlama şansınız var.
“Yarın ne yazacağım” diye düşünmenize gerek yok.
Geceden sabaha kadar olay olacak, kamuya duyurulacak o kadar şeyler gelişiyor ki; “hangisini ele alayım” diye neredeyse “Fransız kalmaktan” dolayı kendinizi suçlayacak konular arasında kaybolup giden siz oluyorsunuz.
Dedim ya gündem gırla…
En basiti “pudra şekeri çekiyorduk” diye ifade veren zat-ı muhteremin, aslında kokain çektikleri gerçeğini doğru-yanlış olarak değerlendiren ilgililer!
“Doğru birdir” aslında!
Amma biz de o da tartışılır.
Pudra şekeri burundan çekilir mi?
Çekilirse ne olur?
Mesela ben bugüne kadar böyle bir şey duymamıştım. Yargı bunu önce böyle kabul etti sanırım ki, serbest bıraktı. Fakat işin buruna çekilenin pudra şekeri değil de; kokain olduğu anlaşılmış olacak ki tekrar gözaltına alındı.
Kaldı ki zat; üst düzey yöneticilerimiz, politikacılarımız ile birlikte fotoğraf çektirip kendine bir nevi İTİBAR kazandırmaktan da geri kalmamış!
Ne ala.
Sözün Özü!
Benim aklım sırrım ermiyor bu ülkenin en üst düzeyde yönetiminde ki, 3-5 yerden maaş alan varlıklısından; en alt düzeyin müdavimi çöpten yemek ihtiyacını gideren fakirin yaşamını nasıl başarıyla sürdürdüğüne?
Nasrettin hocam ne demiş :
-“Ye kürküm ye.”
gazete2000@hotmail.com
Evet, haklısınız. Benim de aklım ermez oldu ülkemizin hallerine.
üzücü, maalesef öyle.
Yorumlarınız için teşekkür ederim. Saygılar…