“Uzay motifleri” sergisine gitmek için bir bilet fazla almalarını istedi. Yarın geleceğini ve sergiye birlikte gidebileceğini bildirdi.
Uzayla ilgili çoğu hayal ürünü motifleri izlemekten çok mutlu olacağını söyledi. Ay ve Mars’a ait tablolar dikkat çekiciydi. Ziyaretçisini meşgul ediyor, hayranlık duyanlarda, hareketleriyle davranışlarını belirtiyorlardı.
Sergide sunulan pasta ve meyve suyu hoşuna gitti. Piyano kursundaki arkadaşı gelmemişti, canı sıktı ve dışarı çıktı. Üzgündü, ona hayal edemeyeceği bir hediye almıştı. Arkadaşına “Gönül koymuyorum ama onu mutlaka bulmalıyım,” dedi.
Umutsuzluğa kapılsa da sakin gözükmeye çalıştı. Yemekte heyecanı bir hayli yatıştı. Arada sıkıntı da olsa önemsemeyecekti. Acımasız değildi fakat olumlu düşüncelerinin hayalde kalmasını istemiyordu. Yapması gereken sahnede birlikte piyano çalmaktı.
Arkadaş grubu olayı bekliyordu. Piyano çaldıktan sonra evlilik teklifini yapmaktı. Saf ve temiz duygularla bekleyecekti. Kimseye de bir şey söylemiyordu.
Mutlu olmasını engelleyecek bir şey göremiyordu. Önemli bir nedeni vardı ki gelememişti. Konuşabilse derdini açabilseydi. Düşüncesi netleşecek ve problem kendiliğinden çözülecekti. Birlikte çaldıkları şarkı sözlerini mırıldandı. Şarkı sözlerini piyanonun başında ve müzik eşliğinde söylemek istedi. “O halde eve varmalıyım,” dedi.
Kahveye yaklaştığında, arkasından biraz önce mırıldandığı sözleri duydu. Birlikte çaldığımız sözler dedi. Durdu kenara çekildi, geçenler yol verdi. Hayali gerçek olmuştu. Beklediği, beraber piyano çaldığı kız arkadaşıydı.
Kalbi çarptı, heyecanlandı. Çaldıkları şarkıyı tekrar mırıldandı. Ne diyeceğini bilemedi. Pastaneye yöneldiler ve arkadaşına kazan dibi ısmarladı. Neşeliydi, ona aldığı hediyeyi verdi. İkincisinin ne olduğunu sordu. İkinci hediye bir cümlemden sonra verilir, dedi.
İkinci hediyeden önceki cümle evlilik teklifiydi, hediyesi de yüzüktü.
Hasan TANRIVERDİ