Uyan Halkım Uyan

Merhaba sevgili okurlar

İçinde bulunduğumuz yüzyıl da gerek siyasi, gerekse askeri ve ekonomik olayları planlayıp, uygulayan gücün ABD olduğu düşünülürse, bölgemizde ve ülkemiz de çekilen acıları anlamak mümkün olabilir diye düşünüyorum.

Bu ülkenin estirdiği rüzgârlar da savrulan bir ülke olarak, çok kısa sayılabilecek zaman diliminde birçok siyasi ve ekonomik olaylarla kendimizi karşı karşıya bulduk.

İlk önce kafamıza çuval geçirilerek, bakın! Bu Türk’ler bizim kontrolümüz de istediğimiz an istediğimizi yaparrız

Mesajı verilerek bölgede ki illegal güçler cesaretlendirildi.

Otuz binden fazla can terör adı altında yok edildi. Oysa bu terör hangi tedbiri alırsanız alın, komşu ülkelerimizin üstün de gözü olan diğer ülkelerin varlığı olduğu müddetçe devam edecektir. Terörün bitmemesinde ki en önemli konulardan biri de şahsi kanaatim. Esrar ve eroin yollarının bu örgüttün elinde olmasıdır. Bitirileceği söylenen örgütten boşalacak bu göreve hangi taşeron örgütün getirileceği konusun da bölge ülkelerinin ve ABD’ nin anlaşamamasıdır.

Türk Telekom gibi kuruluşlar süratle özelleştirilerek, buralardan ileride kullanılmak üzere dinlemeler yapıldı.

Sonra ki adımda gerekli basın yayın kuruluşları oluşturuldu. Halk dini yayınlarla usulca istenilen kıvama getirildi

En hassas noktamız olan din konusu ile halk alevi, Sünni vb olarak ayrıştırılmak istendi.

Süratli bir şekilde cemaatleştik. Bu cemaatler bir sarmaşık gibi bir anda bütün yurdu sardı. Öyle oldu ki kardeş kardeş ile konuşamaz hale geldi.

Sonra ki adımda ordusu ile dünyaya nam salmış bir millete ordusu düşman gibi gösterildi, Halka bakın! sizin o çok güvendiğiniz paşalarınızı istediğimiz an istediğimiz şekilde alırız mesajı verildi. Ömrünü ülkesine adamış bu insanlara yapılan muameleler bir marifetmiş gibi televizyonlar aracılığı ile evlerimize servis edildi.

İşini yapmaya çalışan hukukçulara (savcı, hâkim ) cemaatimi elleme denildi. Bu emre uymayan personel susturuldu.

Ülke toprakların da yaşayan diğer vatandaşlarımız kutuplaştırıldı. Ülke içinde birçok halklar oluşturulmak istendi.

Ülke için de halkın siyasi desteğinin azalması ihtimaline karşı, devamlı İsrail devletine sataşmalarla halkın siyasi güce sempati duyması sağlandı.

.Halkın din duyguları sömürülerek, sağlanan maddi menfaatler farklı amaçlarda kullanıldı. Bunun anlaşılması üzerine hukuk sistemi işletilemez hale getirildi.

En büyük engel görülen hukuk sistemimiz, siyasi menfaatlere uygun şekilde değiştirilmek istendi.

Yine bu dönemde alışık olmadığımız başka konulardan deli dana, kene, kuş gribi birçok olaylar ile ekonomik getirimler sağlanmıştır.

 Daha sayamayacağımız onlarca olaylar zinciri

Bundan sonraki adım. Başkanlık sistemine geçip ülkemizin eyaletlere ayrılmasıdır diye düşünüyorum..

Sevgili okurlar sizlere bir şiirimi armağan etmek istiyorum.

ALLAH’INI SEVEN UYANSIN DOSTLAR

Okyanus ötesi, sahte kurguda
Vatan’a ihanet her bir vurguda
Vatan’ını seven, her gün sorguda
Allah’ını seven uyansın dostlar

Besleniyor hain, Şehit kanından
Çatlak sesler gelir, meclis hanından
Bak! Vuruluyorum,  dört bir yanımdan
Allah’ını seven,  uyansın dostlar

Ağlıyor analar,  gözyaşı selinde
Dul kalmış gelinler, kuşak belinde
Vatan’ımı bölmek, hain dilinde
Allah’ını seven,  uyansın dostlar

Aylarca kan aktı, Sakarya suyu
Budur Türk oğlunun, değişmez huyu
Şimdi açılmış bir karanlık kuyu
Allah’ını seven,  uyansın dostlar

Ezmek, ezilmek yok, asil soyumda
Ezemedi zalim, tuna boyunda
Yüzemedi hain,  anzak koyunda
Allah’ını seven,  uyansın dostlar

Kolay kurmadık,  biz bu Asil yurdu
Düşün sırtımdan,  kim haince vurdu
Şehit’im Vatana,  etten bir surdu
Allah’ını seven,  uyansın dostlar

İbrahim Kahraman

Unutmayalım ki genç bir cumhuriyetiz. Dedelerimizin çektiği acıları birinci ağızdan dinleme şansımız oldu. Öyleyse niye aynı acıları çekmek için bu hevesimiz. Niye hala bu cehalet zincirini kırmayışımız. İsmini Anadolu koyduğumuz bu topraklar da iki imparatorluk bir cumhuriyet kurmuş bir millet olarak niye bizi başkalarının yönlendirmesine izin veriyoruz.

Gelin kendimize şu soruları saralım. Daha dün yedi düvel ile niye savaştım? Benden ne istediler? İçerde ve dışarıda neler ile karşılaştım?

Ve yine şu soruyu soralım. Oy verdiğim siyasi güç benden aldığı güç ile ne yapıyor? Bu yaptıkları benim ve halkımın ileriki yıllarda ki yaşamını nasıl etkileyecek?

İçinde bulunduğumuz günler de bize sunulacak olan Anayasa paketinin içini, içeriğini lütfen iyi anlayalım. Çok keskin bir zekâya sahip olan aziz milletimin en kötü alışkanlığı olan, okumama alışkanlığını gözümüzün önüne getirirsek, Halkıma bir ricam olacak lütfen diyorum, lütfen…

Bizim ve çocuklarımızın, hatta neslimizin devamı etkileyecek bu hassas konuyu iyi anlayalım, iyi irdeleyelim

Takım tutar gibi bu konuyu oylamayalım.

Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün önderliğin de kurduğumuz bu Nadide ülkede bir birimizi sen şusun ben buyum sen öylesin ben böyle diye suçlamadan, binlerce yıldır olduğu gibi kardeş gibi yaşayalım.

İbadetin kul ile Allah arasın da olduğunu unutmayalım. Bizi ilgilendiren kısmı güzel ahlaklı olmaktır. Aziz milletime sevgi, saygı ve hoşgörüden ayrılmadan kıyamete kadar mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum.

Saygılar