Ülkemizin topraklarının büyük bir kısmı tarıma geri kalanın kısmında hayvancılık yapmaya müsaittir. Zengin ve verimli topraklara sahip olan ülkemizde köy hayatının bitmiş olması tarımda üretimin durma noktasına gelmesine neden olmuştur. Vatandaşlarımızın köyden göçüp şehirde yaşamaya mecbur kalmasının nedeni hem işsizlik hem de köy ürünlerinin para etmemesiydi. Bu da işsizliği ve yoksulluğu beraberinde getirdi.
Verimli topraklara sahip ülkemizde dört mevsimde ürün yetişen bölgelerimiz var. Tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi ve pazarlanması devlet eliyle sağlanırsa köylerde iş ve işçi istihdamı artar. Kendi şini yapan ve para kazanan üretici köyünü terk etmez. Kendi işinde çalışmak ister.
Verimli topraklara sahip olan cennet vatan Türkiye’de tarımın ve hayvancılığın desteklenmesi ve teşvik edilmesi oldukça önemlidir. Malumunuz köylü hayvancılığı bıraktı et fiyatları tavan yaptı, köylü tavuk yetiştirmeyi terk etti yumurta ayyuka çıktı. Köylü üretimi bıraktı hayat pahalılığı doruk noktaya ulaştı.
Köylerin boşalmasının önemli nedenleri var. Bunlar: köy ürünlerinin para etmemesiydi. İkincisi de üretimin pahalı oluşu ve pazar ağının kurulamamış olmasıydı. Bütün bunlar bir araya gelince köylü üretmeyi bıraktı. Çünkü mazot pahalandı, gübre pahalandı üretici para kazanamaz oldu. Emek veren değil de Para kazanan aracı, tefeci olunca köylü üretimi bıraktı. Bu noktada devlet desteği devreye girmeli köylü ve üretici desteklenmeliydi.
Mazot desteği, gübre desteği ve ürün desteği de olmak üzere üretenin ve yetiştirenin yanında olmak devletin görevi. Çünkü üretmeden kalkınmak olmaz, Ürünlerinin rahat ve kolay pazarlanmasına yardımcı olmak bizim görevimiz. Bütün bunların devlet desteği ile çok daha modern ve daha kolay hale geleceğini hepimiz biliyoruz. Üretmeye üretene sahip çıkmak hepimizin görevi olmalı. Köylerimizi modernleştirmek ve şehirleştirmek de bizim elimizde…
Kolay iş arıyoruz, oğlumuz kızımız memur, amir olsun keyfine baksın diyoruz. Herkesin devlet memuru olması ya da bir fabrikada çalışması ekonomi ve işsizlik için yeterli bir çözüm olmaz. Ülkemizde tarımın, üreticinin ve hayvancılığın desteklenmesi köylüye ve üreticilere sahip çıkılması gerekir. Üretim olmadan gelişme olmaz, üretici desteklenmeden de ekonomik büyüme- kalkınma sağlanamaz. Büyük çoğunluğun tüketici olduğu bir toplumda üretim eksik kalırsa hayal pahalılığı da kaçınılmaz olur.
Köyleri şehirleştirme politikası Avrupa’da oldukça yaygın. Biz de köylerimizi modern hale getirirsek üretim yapan ve para kazanan köylere dönüştürürsek köylü köyünü asla terk etmeyecek üreterek kazanacaktır. İşte o zaman işsizliği de bitirmiş olacağız. Hatırlayınız bizim modern devlet üretim çiftliklerimiz vardı. Köylüye ve çiftçiye öncülük eden büyük çiftliklerdi bunlar. Hem üretiyor hem de üreticiye örnek oluyorlardı. Özelleştirme uğruna buraları birer birer kapattık. Sonuçta ne oldu devletin üretimi bitti, vatandaş da üretmekten vazgeçti. Çünkü para kazanamaz yetiştirdiği ürünü pazarlayamaz oldu.
Günümüzde ürün para etmeye başladı köylü üretime yöneldi. Aracı tefeci ve karaborsacıyı ortadan kaldırırsak köylü para kazanacak ve üretmeye devam edecektir. Devlet olarak üreticiyi destekler Pazar ağını da kurar şehirlere ürünleri seri ve ucuz ulaştırabilirsiniz tarımsal ürünlerde ucuzlamış olacak elbette.
Ancak hayat pahalılığının mutlaka frenlenmesi gerekiyor.
Döviz ve faizlerin yüksek seyredişi de hayat pahalılığını körüklüyor. Doğalgazımı çıkarıp petrol kaynaklarını zenginleştirebilirsek bunlarda hayat pahalılığını frenleyen nedenler olacaktır elbette.. Üreteceğiz kalkınacağız işsizliği bitireceğiz ve insanımıza rahat bir nefes aldırmış olacağız. Ülkemizin yer altı kaynaklarını, madenlerini de değerlendirirsek Allah’ın izni ile bizi kimse tutamaz. Boşa mı diyoruz: “Biz bize yeteriz” diye… Evet ülke kaynaklarını iyi değerlendirirsek biz bize yeteriz kalkınmayı da gelişmeyi de sağlarız hiç şüpheniz olmasın!..