Sevgili Okurlarım!
Sakallı Celal olarak da bilinen düşünür Celal Yalınız : “En büyük sıkıntımız, ilgililerin bilgisiz, bilgililerin ilgisiz” olmasıdır derdi.
Bu bir anlayışın, sosyolojik bir tenakuzun formüle edilmiş halidir.
Adana Medya Gazetesi’nde yazan Sayın Talat Özyürek’in yazılarını dikkatle takip etmekteyim. Birçok kişinin yazılarını takip ederim ancak Sayın Özyürek’in yazılarında ayrı bir hava var.
Yaşam ve yaşamın temel değerleri üzerine yaptığı tespitleri okuyunca düşünmeden edemiyorum. Bazı yazıları okunup bir kenara bırakılmaz. Yazılarını okuyunca bir kenara bırakamadığım – bana göre – günümüzün düşünürlerinden biridir Talat Özyürek.
Sayın Özyürek’in 19.01.2016 günü yayınlanmış olan köşe yazısında yazmadıklarını konuştuk.
“İnsan siyaset basamaklarını sindire sindire değil de, şans eseri basamakların üzerinden atlayarak bir yerlere gelmiş ise hele de ‘emeklemeden koşma telaşesine düştüyse’! Ne oldum delisi olur, ne yaptığını bilir ne yapacaklarını…”
Bu konu ile ilgili görüşleri hakkında daha geniş bir açıklama yaptığı bir sohbetimiz oldu. Her cümlesinde yeniden düşündüm. “Rastlantıların bir yere getirdiği insanlar yine rastlantılarla gider. O yazımda tekrara düşmek istemiyorum ama söylemeye çalıştıklarım şu: İnsanda ideallerin oluşması için bile bir emek harcamalıdır.
Bilgiye, birikime, sindirmeye ve yaşamın temeline oturtulmayan bir ideoloji, vitrinde gördüğümüz süsten öte bir değer taşımaz.
Fazilet dediğimiz şeyin, içi, Hak’la, adaletle, insanlık sevgisiyle, iyilik ve güzellikle doludur.
Bunlardan bir tanesinin eksik olması, fazileti, fazilet olmaktan çıkarır.
Siyasi hayat da böyledir.
Siyaset, insanın kendine köklü bir hâkimiyetini gerektirir.
Kendi nefsi, hırsı ve zaaflarına hâkim olamayan insan, siyaset kurumunda hem kendine hem de insanlığa zarar verir…”
Evet, yazısının bir cümlesi şöyleydi: “Pas demiri nasıl yerse, hırs da insanı öyle yer…” diye yazmıştır. Kendisine sordum: İnsanın hırsı olmayacak mı?”
“Elbette insanın hırsı olmalıdır. Ama bu hırsı onu yönetmeyecek, kendisi hırsının efendisi olacaktır, olmalıdır. Bakın size bir örnek vereyim: siyasilerimiz her zaman halkı ne denli sevdiklerinden söz ederler, oysa halkı sevmek bana göre içi boş bir söylemdir. Önemli olan halkın sizi sevmesidir.
Halkı sevmenin ölçüsü sizin deyişlerinize dayanmaz; ölçü, halkın sizi sevmesidir.
Halk sizi sevsin diye ne yaptınız?
İşte siyasetçi bu noktada hırslı olmalıdır. Buradaki hırsı, istek, arzu ve kararlılık olarak değerlendirmekteyim.
Siz istediğiniz kadar, halkı seviyorum deyin… Hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur…
Halk sizi seviyorsa, halk sizi sevsin diye onların hayatını kolaylaştırmışsanız işte siyasetteki görevinizi de yapmışsınız demektir.”
Böyle diyor Özyürek.
Aslında konuştukça, göründüğünden daha derin olduğunu fark ediyorsunuz. Ve onun düşünce derinliğini gördükçe alçakgönüllülüğüne hayran oluyorsunuz.
Sohbetimiz esnasında, AK Parti’nin halka yararlı bütün plan ve projelerinin içinde olduğunu fark ediyorsunuz.
Bütün partililer O’nun orada güvenli bir dağ ve sığınılacak bir liman olduğunu bilmektedir.
Sadece Adana’nın değil ülkemizin Talat Özyürek’lere çok ihtiyacı var.
ATATÜRK KÖŞESİ
Dinsiz Milletlerin devamına imkan yoktur…
DÜŞÜN-TAŞIN
AFORİZMALARIM
Adam olmanın ilk adımı hatalarını anlayıp hatalarda ısrar etmemektir..
yukselmertoglu@hotmail.com