Ne yazık ki, ülkemiz yangın yerine döndü. Hergün pırıl pırıl vatan evlatları toprağa düşüyor. Analar, babalar, eşler, evlatlar ve tüm ülkesini sevenler kan ağlıyor.
1- Bu feci tablonun en büyük sorumlusu olan iktidar, tam anlamı ile aciz durumda. Tüm ülkede can ve mal güvenliğinin yok olmasının en büyük vebali, onların sırtında. Buna rağmen hala bol bol laf üretiyorlar. Ucuz kabadayılıklar yapıyorlar. Chopin mi, Itri mi münakaşalarına giriyorlar…
a) Sonuçlarını hesap etmeden, Rus uçağını düşürdüler. Şimdi IŞİD denen güruh, koskoca T.C. ile alay ediyor. Ülkemize füze yağdırıyorlar. Biz uçaklarımızı gönderip başlarını ezemiyoruz.
b) Paralel iftiraları ile tecrübeli kadroları tasfiye ettiler. İş, tecrübesiz ellere, devamlı gaf üreten valilere kaldı. Hergün yaralı, hergün şehit veriyoruz. Bombalı saldırılar da gemi azıya aldı. Zira, istihbarat kaynakları kurutuldu. Hiç olmazsa ‘sıkı yönetim’ ilan etseler… Onu da yapmıyor, yapacaklara da geçit vermiyorlar.
c) Daha önceleri ‘niçin yas ilan etmiyorlar’ diye kızardım. Ama biraz düşününce hak verdim. Zira (özellikle son 10 ay olmak üzere) tam 14 yıldır zaten hergün yas tutmaktayız. Şehitlerimize, gazilerimize, çöken ekonomimize, yok edilen hukuk düzeni ve demokrasimize, ortadan kaldırılan fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerimize, dejenere edilen milli, manevi ve dini değerlerimize, çöken sosyal yapımıza, kaybolan can ve mal güvenliğimize, velhasıl çok sayıda fecaate üzülmekteyiz.
2) Ülkemiz tam anlamı ile ikiye bölünmüş durumda; sarayın kuralları ve Cenab-ı Hak’kın kuralları…
Sarayın kuralları için bu feci tablolar önem arz etmiyor. Onlar için varsa yoksa başkanlık düzeni. Tek hedef o. Bukadar şehit, azan terör, rüşvetler, yolsuzluklar, zulümler, haksızlıklar, hukuksuzluklar, kıyımlar (son 36 ayda kıyıma uğrayan hakim, savcı, polis, öğretmen, bürokrat ve bunun gibilerin haddi hesabı kalmadı) israf, ekonomik çöküntü, işsizlik, vb. hiç umurlarında değildir.
a) Sarayın emrinde bunca uçak ve helikopter varken, 98 milyon dolara iki yeni jet daha alınıyormuş.
b) İhracat, turizm gelirleri düşmüş, işsizlik feci boyutlara gelmiş.
c) Gelir dağılımı iyice bozulmuş; milyoner sayısı bir yılda 79 bin 979’dan 95 bin 129’a çıkmış; yani AKP iktidarı zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmış;
d) Milli bayramlara, Türk kavramlarına düşmanlık zirve yapmış; (EXPO Antalya açılışında her türlü şenlik yapılırken, 23 Nisan resepsiyonu iptal edilmiş), (Bu arada Şia ve Vahhabilik her tarafta etkin hale gelmiş);
e) TRT’nin 7 bin 171 porsoneli varken, bütçesinin yüzde 87’sini yandaş, dış yapımcı firmalara (1,6 katrilyon TL) aktarmış;
f) Aile gelirlerinin borca oranı yüzde 4,7’den yüzde 55,2’ye; tüketici borçları 6,6 milyar TL’den 381,9 milyar TL’ye çıkmış, çiftçi borçları 5,1 milyar TL’den 61,1 milyar TL’ye yükselmiş;
g) Gayrı safi milli hasıla fert başına 10 bin doların altına inmiş (9 bin 261 dolar);
h) Fuhuş, cinsel taciz, uyuşturucu, kumar, cinayet vs. inanılmaz boyutlarda artmış; çocuk hükümlü sayısı 5 yılda 5 kat yükselmiş, çocuk gelin sayısı 181 bin 36 olmuş, yılda (sadece tespit edilebilenlere göre) çocuk tacizi rakamı 11 bin 95’e ulaşmış;
(Nurcu ve Süleymancı yurtlarında hiç tecavüz vakası olmuş mudur?)
i) Devamlı reklam edilen 4.5G’nin yüzde 95’i Çin üretimi imiş; cep telefonu ithalatına 15 yılda 23,4 milyar dolar ödenmiş;
Velhasıl hiçbirşey yandaşlarca önem arz etmemektedir. Yeter ki; başkanlık düzeni gelsin. Tek adam iktidarı, daha da güçlensin. (Bu arada bir de koltuk kavgası sürmekte; cumhurbaşkanı yandaşları, başbakanı küçük düşürmek ve yetkisiz bırakmak -zaten bir yetkisi de yoktu- için her yola başvurmaktadırlar.)
NOT: Milli bayramlara niçin karşı çıkılmaktadır? Kut‘ül Amarehepimiz için gurur vesilesidir. Ama bunun 23 Nisan’a alternetif yapılması yanlıştır.
Bu arada, Medine Müdafaası (Fahrettin Paşa) ve Edirne Müdafaası (Şükrü Paşa) da unutulmamalıdır. ( Kut‘ül Amare Zaferi, 1952 yılına kadar kutlanıyordu.)
– Bugüne kadar (birkaç fanatik tip dışında) tarihi 19 Mayıs’ta başlatanı görmedim. İlkokuldan itibaren, Oğuzları, Göktürkleri, Uygurları, Gaznelileri, Selçukluları, Osmanlıyı, velhasıl tüm Türk tarihini okuduk. Türk düşmanlığı AKP döneminde zirve yapmıştır.