Ne günlere kaldık be!
Yüz kişi istihdam edilecek diye, bir kişi para kazanacak diye, devlete %4 katkısı olacak diye,
vatan topraklarını zehirle, insanları zehirle, ormanları katlet, börtü böceği yok et, tüm canlılara yaşamı zehir et, sonrada buna kamu yararıdır de…
Bu olsa olsa vahşettir vahşet…
Memleketin şu haline bakın. Dünyada ne kadar altın madencisi var hepside Türkiye’ye geliyor. Hemde yüzlercesi….
Daha şimdiden kırk tanesi Kaz dağlarında ruhsatlarını aldılar bile… Yüzlercesi de Karadeniz’e doğru yöneldiler…
Bu durum, ülkenin işgali konusunda bilinçli bir proje değilde nedir?..
Milyarlarca hektar vatan toprağı hes ve maden projeleriyle yabancılara tahsis ediliyorsa bu durumu sorgulamayalım mı..?
Biraz komik olacak ama, aklımıza bazen deli sorular geliyor…
Acaba diyoruz,
Altın madencilerine tahsis edilen bu sahalar rezerv garantili mi veriliyor?
Öyle ya, bir ülkede yüzlerce yabancı şirket vatan topraklarını delik deşik etmek için sıraya girmişse bunu başka türlü yorumlayamayız…
Genede sormak lazım..
Bu zehirli yaşamın Kârı kime? Zararı kime?.. Sanırım bunun cevabı hiç olmayacaktır… Bilinen bir gerçek varsa, bu bölgelerden zehirlenerek tahliye olacağız…
Ülkenin her karış toprağında sondajlarla rezerv tespitleri yapılıyor. Onlara göre her yer maden sahası. Şurası da insanların yaşam alanıdır denmiyor… Sıkıntı büyük, insanlar huzursuz; nasıl huzursuz olmasınlar… İnsanlar özel tasfiye yasalarıyla bölgelerinden göçe zorlanıyor..
Uzun lafın kısası, ülke dolaylı yasalarla çok uluslu maden şirketlerine tahsis ediliyor gibi…
Görünen o ki…
Yersiz, yurtsuz, mülksüz
bir millet olarak tarihe geçeceğimiz günler yakındır…
Osman GÜVENALP