İktidara yakın medya gene ölçüyü kaçırdı. Türk ordusunun ülke güvenliği ve bütünlüğünü sağlamak üzere başlattığıFırat Kalkanı müdahalesini fetih naralarıyla karşıladı.
Sanki ülkemiz emperyalizme karşı savunmada değil de, saldırıda…
Fırat Kalkanı müdahalesi; İran, Rusya ve hatta ABD’nin zımni(kısmi) olurları ile gerçekleşmiştir.
Hareketin daha şimdiden, Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından kınanmasına bakılırsa, verilen kerhen destekler her an geri çekilebilir.
Birleşmiş Milletler Örgütü, Türkiye’yi Suriye devletinin egemenliğine müdahale etti diye, Türkiye’yi kınadı.
Çok dikkatli gitmemiz gerekiyor. İran, Suriye ve Rusya ile bıçak sırtında sürdürülen ilişkileri güçlendirmeden, her hareket erken harekettir.
Halep’in fethi gibi konuların medyada işlenmesi, zaten diken üstünde olan, Türkiye destekçilerini korkutuyor.
Sadece Türkiye’yi dışarıdan destekleyenleri değil, iç kamuoyunda ortaya çıkan “birlik duygusunu” da zedeliyor.
Ülke çıkarlarını desteklemek, iktidarı desteklemek anlamına gelmez.
Suriye için yaptıklarımız, ülke bütünlüğüne ve iç güvenliği sağlamaya yöneliktir.
Ülke için birlik olmak, iktidar için birlik olma anlamına gelmez.
İçinde bulunduğumuz hassas durumu istismar etmek, kimseye yarar sağlamaz. Başta ülkemize zarar verir.
Milletin birliğini siyasi iktidar çatısı altındaki bir birlikmiş gibi anlamak, sadece siyasi iktidarın işidir.
Ancak biz biliyoruz ki, ülkeyi yönetme ehliyeti bakımından sicili bozuk bir liderliğin bünyesinde birlik, sadece ülkenin içinden geçmekte olduğu zor günler içindir.
15 Temmuz darbesini siyasi iktidarın ve onun liderlerinin zaferine dönüştürmek, birliğe katkı yapmaz. Çünkü darbe karşıtlığı sadece siyasi iktidarın işi değildi. Tüm halkımızın birlikte karşı koyduğu bir tepkiydi.
Unutmayalım ki, iktidarın yıllardır karşısına aldığı ordu içindeki Kemalist subayların varlığı ile darbe engellenmişti.
Siyasi iktidarın, ya da Erdoğan’ın birlikten anladığı; Türk halkının hepsinin, Erdoğan ne yaparsa yapsın, desteklenmesidir.
Milli birlik Erdoğan’ı her koşulda destekleme birliği olamaz.
Desteklenen şey; ülke iç güvenliği ve ülke bütünlüğüdür. Milli birliğin derinleştirilmesi ve pekiştirilmesi iktidar ve yandaşlarının da görevidir.
Önemli olan iktidarın güvenliği değil, ülkenin güvenliğidir. Ülkenin güvenliğini kendi iktidar güvenliği gibi görerek milli birlik sağlanmaz.
DAEŞ’in yerine, ÖSO’yu ikame ederek, bölge barışı sağlanmaz. Türk ordusunu terör guruplarıyla birlik göstermek, meşruiyetimizin yitmesine sebep olur.
Türk ordusunun gücü üzerinden, İslamcı terör örgütlerine destek, ülke güvenliğine uzun vadede darbe vurur.
Üstelik ÖSO’nun, hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığını Carablus’da görmüştük.
Ülke savunmasındaki meşru konumumuza ÖSO’yu dâhil ederek, gayri-meşru duruma düşmeyelim.
Dış ve iç desteğin sürmesi buna bağlıdır.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr