Sözlerden çok yaşanmışlıklar insanı eğitir, olgunlaştırır.
Hatalarından ders çıkaran insanlar, muhakkak ki hatalarından ders çıkarmayanlara göre daha başarılıdır.
Hayattan ders almak belki de derslerin en iyisidir.
Devletler de doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Tıpkı insanlar gibi.
Ülkelerin ne kadar eski devletleri varsa, bilin ki, tarihlerinden çok ders çıkarmışlardır.
Dünyanın geldiği yere bakarsak, dünya bir yol ayırımındadır. Tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru hızla yol alıyoruz.
Çektiğimiz sancılar, bu tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçiş sancılardır.
Ukrayna sorunu gibi, birçok sorun yaşayarak, bir yere varacağız.
Varacağımız yere kazasız belasız varabilmek için, bu süreci, en az hasarla, atlatmamız gerekiyor.
Ukrayna sorunundan çıkarılacak en önemli ders; çok kutupluluğa giderken, belli ki ilk önce iki kutupluluğa, sonra üç kutupluluğa, daha sonra da çok kutupluluğa doru bir yolculuk olacak.
Bu yolculukta, dünyanın eski egemeni, hegemonyasını vermemek için direnecektir.
İlk direnci Ukrayna’da göstermek istemiş ve stratejik olarak Ukrayna’da, savaşı kabul etme yönüne gitmiştir.
İki hatta üç yıl diyebileceğimiz bir zaman diliminde, Rusya’nın Batı sınırlarına görülmemiş yığınak yaparak, savaşı Ukrayna’da başlatmayı planladığı anlaşılmaktadır.
Savaş yerinin seçimi, Amerika için birçok bakımdan elverişli gibi görünmektedir
En elverişli tarafı, eğer olacaksa savaş, Amerikan topraklarının dışında olacaktır. Bir savunma savaşı değil, her zaman yaptığı gibi, saldırı savaşı olması da bu bakımdan çok makuldür.
Amerikan planlarının en önemli eksiği de buradan başlamaktadır. Avrupa topraklarında ve Rusya’nın Batısında cereyan edecek bu savaşı, Avrupa politik sınıfının, servet sınıfının ve halklarının kabul etmesi gerekiyor.
Dünya eski dünya olmadığından Avrupa da eski Avrupa olmadığından, planın birinci ve en önemli hamlesi boşa çıkmış oluyor.
Avrupa’da İngiltere hariç hiç kimse savaş istemiyor.
Amerika’nın bu kadar yığınaktan sonra, bu kadar kışkırtmalardan sonra, “savaşa girmeyeceğim demesi”, fiyaskonun başlangıç yeri oldu.
Aslında Amerikan ve İngiliz kışkırtmaları, esas itibariyle Avrupa içindi. Planı doğru dürüst kavrayamayan, Zelensky en çok kandırılan olacaktı. Öyle de oldu.
Avrupa yan çizince, Amerika boşlukta kaldı.
Bunları anlatarak her şey bitti. Rusya’nın planları tuttu demiyorum.
Çünkü savaş için bir plan yaparsınız, yolunuza başka engeller veya kolaylıklar çıkar. Savaşın seyri de buna göre devam eder.
İlk aşamada Rusya’nın planlarının iyi işlediğini söyleyebiliriz. Yugoslavya parçalanırken yaptıkları hatayı tekrarlamadılar. En kötü durumda olan Rusya Yugoslavya’ya “ben de müdahil oluyorum” deseydi, belki de Yugoslavya diye bir devlet olabilirdi.
Başta söylediğimi bir kez daha söyleyeyim; Rusya kendi hatalarından çok ders çıkarmış ve ona göre bir plan geliştirmiş.
Şimdi Rusya’ya yalvarmak durumunda kalan, Ukrayna’nın devlet Başkanı, çok çaylak olduğu için ve kurmaylarının da kötü olması, Zelenski’nin ABD’ye çok güvendiğini ama o güveninin boş olduğunu kendi sözlerinden anlamak mümkündür.
Zelenski’nin düştüğü duruma düşmemek için Amerika ve Batıya hiç güvenilmeyeceğini bilmek, devlet adamı olmanın birinci dersidir.
Yok ben Amerika için Kanal İstanbul yapacağım, Ukrayna ve Amerika’nın yanında duracağım dersen, Zelenski’nin durumuna düşersin.
bulentesinoglu@gmail.com