Pahasına bakmadan, uygulamanın yollarını arar.
En önemlisi yandaş bulmaktır ihanete.. Yönetimden, piyasadan, medyadan!.. Bulur da!..
Fark etmez, onun için, içerden ya da dışardan olması!.. İşbirliği ön planda olsun yeter!..
Kaçınılmazdır her toplumun bünyesinde ihanete ortak, bir grubun varolması.
Ajandır, yalakadır, haindir, ama, çıkara ortaktır!.. Vicdanen satılıktır…
Her ülkenin tarihinde mutlak vardır böyleleri..
Tehlikenin büyüklüğü ihanetin varlığından değil, sayıca çokluğunda, ve beslendiği güçten ve kaynaktandır..
Korunursa ihanet, beslenirse hain; aydınlığa kavuşturamaz hükmünü adalet. Acı olan da budur!.. İhanet cesaretten beslenir. Korumayla güçlenir.
Kanı yerde kaldı dedikleri budur!..
Uğur Mumcu Cinayeti de tam budur işte!.. Kan yerde kalmıştır. Bu ihanet, gelecekte işlenecek cinayetler için de cesaret kaynağı olmuştur!..
Ne kanı kurudu, ne yapanlar ettiğini buldu. Ne de ihanetin sahipleri bulundu, çeyrek asırdır!.. 1993; 24 Ocak – 2019; 24 Ocak!.. O gün doğanlar, çeyrek asırlık gençler şimdi!..
Bu ihanetin sahiplerinden bazılarını belki doğa çekip almıştır aramızdan.
Uğur Mumcu ise dimdik ayaktadır, kalplerdedir, yüreklerdedir. Beyinlerindedir sevenlerin..
Ne fayda ki; fikirleri, söylemleri yaşasa da, yenilerini üretemez kılınmıştır o koca yürek!..
İhanet sadece, bedenini almadı aramızdan, ihanete meydan okuyan yüreği aldı götürdü. Mumunu söndürdü aydınlanmanın.. Zaten beden değildi onların silmek istedikleri..Fikirdi, düşünceydi, aydınlanmanın ışığıydı..
Kan emen yarasalar, sevmezler aydınlığı ve aydınlatanı.
İstedikleri; bilmesin’di halk ne sömüreni, ne de ihanet edeni!.. Devam etsin’di sömürü!.. Cirit atsın’dı ülkemizde Sevr artıkları..
Kim diyebilir ki bugün, bu düşünce sahipleri başaramadılar!.. Kim der arzuları kursaklarında kaldı!..
Gaflet sarınca toplumu, başardılar…Hem de çok yol aldılar.. Hırsızı da arttı ülkenin..arsızı da. Yalancısı da talancısı da!.
Aydın; sadece dünü bilen değil; yarını görendir!..
Kaç kişi var aramızda; Uğur Mumcu kadar, o günden bugünleri, bugünden yarınları görebilen?
O çeyrek asır önce gördü ülkenin bugününü. Bugünlerin Orta doğusunu; Emperyalizmin ülkemiz üzerinde oynadığı oyunları!…
Hangisi gerçek olmadı ki!?.. Ömrü boyunca, araştırdı yazdı; düşündü kaleme aldı; fırsat buldukça konuştu!.. Hiç susmadı!..
Göz oldu, gördü, kulak oldu duydu, dil oldu söyledi, yürek oldu karşı durdu.
Üniversitelerden kovuldu, sakıncalı piyade oldu, hapsoldu, ama hiç ahkam kesmedi; damdan düştüm demedi, damdan düşerek buralara geldik demedi!.. Ancak, bilgi sahibi olmakla fikir sahibi olunabileceğini ortaya koydu!…
“Vurulduk Ey Halkım Unutma bizi!” derken faşizmin hayının, kahpeliğin tuzağını gördü!. Ve yüzlerce uyarının ardından vasiyetiydi sanki bu “Unutma Bizi! Çığlığı. (Devamı var)
Mehmet Halil Aık
Emekli eğitimci – DENİZLİ