AKP’nin hatalı politikaları yüzünden fakirlik, yokluklar, enflasyon, işsizlik, velhasıl tüm menfi faktörler zirve yaptı. Toplumun geniş bir kesimi sıkıntıya düştü.
Şimdi güya fiyatları düşürmek için tanzim satışlar yapılıyor. Elbette herkes, bunun bir çare olmadığını, seçimlere kadar sürecek bir şov olduğunu biliyor. Kaldı ki tanzim satışlardaki ciro, genel tüketim hacminin yanında bir anlam ifade etmez. 81 vilayetteki fiyatları etkilemez. Zaten tanzim satış fiyatları gerçeği de ifade etmemektedir. Zira birçok maliyet ve satış zararları belediyelerin sırtına yüklenmektedir.
Gerçekten ucuzluk isteniyor ise çare üretimi artırmaktan ve makro politikalardan geçmektedir;
1- Öncelikle görevlere liyakat sahipleri tayin edilmelidir. Akrabalar ve yandaşlar tasfiye edilmelidir.
2- Kararlar tek adamın talimatlarına dayanmamalı, geniş bir istişare sistemi uygulanmalıdır. Mesela politik görüşüne bakılmadan, konusunda bilgi sahipleri ile bir “Tarım Şurası” gerçekleştirilmelidir. (Aynı şekilde; Eğitim, Sanayi, Vergi, Madencilik, Savunma Sanayi, Sağlık, Engelliler, İleri teknoloji, Dış politika vb. konularda da Şura’lar gerekmektedir.) Bu arada yurt içindeki ve dışındaki beyinlerimizi bünyesinde toplayacak DPT’yi de ihtiva edecek “Ar – Ge ve Proje Üretim Merkezi” kurulmalıdır.
3- Türkiye Tarım Master Planı hazırlanmalıdır. Kimin ne zaman nerede ne ekeceği tespit edilmelidir.
a) Tarım kooperatifleri geliştirilmelidir. Arazi ölçümleri önemlidir. Tarım borsaları kurulmalıdır. Tarım birlikleri canlandırılmalıdır. Devlet üretme çiftlikleri tekrar açılmalıdır.
b)Tarım girdileri milli olmalıdır. Beynelmilel şirketlerin gübre, tohum, zirai ilaç vb. terörü önlenmelidir. Gümrük kaçakçıları ile ciddi biçimde mücadele edilmelidir. Tohumculuk kanunu ilga edilmelidir. GDO ve NBŞ ile ciddi biçimde mücadele edilmelidir. Yerli tohumun önü açılmalıdır.
c) Tarıma dayalı sanayiler desteklenmelidir. İthalat kısıtlanmalıdır. Şeker, sigara vb fabrikalar tekrar açılmalıdır.
d) Mera kanunu, Orman kanunu çıkarılmalıdır. Tarım alanları, ormanlar, sulak alanlar, göllerimiz, akarsularımız, yer altı sularımız korunmalıdır. HES tahribatı, çevre kirliliği, kaçak kuyular engellenmelidir.
e) Pamuk, tütün, pancar vb. ürünlerdeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Köy tavukçuluğuna ve mera hayvancılığına destek verilmelidir. Çay, fındık, zeytin gibi ürünlere sahip çıkılmalıdır.
f) Çiftçinin eğitimine ağırlık verilmelidir. Her köye mutlaka bir ziraat mühendisi görevlendirilmelidir. Köylüye yeni ürünler öğretilmelidir. Çiftçilik bir meslek haline getirilmelidir. Günün şartlarına göre modernize edilmiş “Köy Enstitüleri” açılmalıdır.
g) Tüm boş alanlar ve hazine arazileri değerlendirilmelidir. Sulama sistemi (Özellikle damlama sulama) yaygınlaştırılmalıdır. Kestane zeytin, ceviz, badem, Antep Fıstığı vb. dikimine destek verilmelidir.
h) Üretici pazarları kurulmalıdır. Hallerde tarım kooperatiflerine parsel tahsis edilmelidir. Lisanslı depoculuk geliştirilmelidir. Tarım festivalleri organize edilmelidir. Yabancı firmaların monopol kurması önlenmelidir. (Fındıkta olduğu gibi.)
i) En önemlisi de tarım girdi maliyetlerinin (Tohum, ilaç, damızlık, gübre, sera, tarım makinaları, sulama sistemleri, yem, akaryakıt vb.) düşürülmesidir. Devlet, yerli üretimi teşvik etmeli, ciddi destekler sağlamalıdır. Fidanlıklara ve tohum üretimine ağırlık verilmelidir. AKP iktidarına kadar “Tarımda kendine yeterli 7 ülke içinde olmakla” övünürdük. Şimdi ise saman bile ithal eder duruma düştük. Bunun çözümü ciddi politikalarla mümkündür. Laf ebeliği işe yaramaz, karın doyurmaz. Lafta değil, icraatta “yerli ve milli” olun. ABD, AB ve İsrail’in talimatlarına göre hareket etmekten, tarım ve hayvancılığımıza darbe vurmaktan, yabancı çiftçileri zengin etmekten vazgeçin.
Neymiş, tarımda Avrupa birincisi, dünya 7.’si olmuşuz? Peki, niçin 126 ülkeden ithalat yapıyoruz. İnsan, Hollanda’dan utanır.
Bu arada 7 yıl içinde 2.5 milyon kişi bulunacağı müjdesini de aldık? Çok sevindik???
Önemli Uyarı: Ey Diyanet mensupları, camileri politikaya alet etmeyin. Mübarek mekanları, AKP şubesi haline getirmeyin. Halkı camilerden, gençleri dinden soğuttunuz. Saraydan değil Cenab-ı Hak’tan (cc) korkunuz.