Tv dizilerinin ekonomik, ticari ve istihdam boyutlarını konu dışında tutarak, Tv dizileri ile ilgili gözlemlerimi, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
1)Tv dizileri büyük halk kitleri için kolay ulaşılabilen, çok az maliyetli bir zevktir. Sinema gibi bireylerin özel harcama yapmasını, bir mekana(sinemaya) gitmesini, ulaşım masrafı yapmasını gerektirmemektedir. Ayrıca, sinemayı anlama, analiz etme ve yorumlama doğal olarak Tv dizilerini anlama ve yorumlamaya kıyasla daha fazla kültürel birikim gerektirmektedir.
2)Tv dizilerinin hemen hemen hepsinde çocuk karakterler var. Bu çocuklar yaşlarına göre daha akıllı daha düşünceli gösterilmektedir. Normal de soyut konularda çocuklar pek bir düşünce üretemezken Tv dizilerinde hepsi çok güzel düşünce üretmekte ve konuşmaktadır. Çocuk karakterlere Tv dizilerinde fazlaca yer verilmesi biraz duygu sömürüsü gibi gelmektedir.
3)Okuyucunun hızına göre değişmekle birlikte 3-5 günde okunabilecek bir roman Tv dizisine uyarlandığı zaman ratingi de yüksekse, Tv dizisi olarak ortalama olarak 2-3 sene sürmektedir. Bazı diziler o kadar uzunki, çocuk karakterler dizide büyümektedir. Çok kısa sürede tamamlanabilecek bir kültürel etkinlik senelere yayılarak izleyici merak içinde bırakılmaktadır.
4)Birçok Tv dizisinde izleyici neredeyse dizi film izlediği kadar reklam izlemektedir. Bu şu anlama gelmektedir: Madem ki Tv dizisi izliyorsun, zaten fazla zamanın var, bari reklamları da izle de bizde para kazanalım! Harika bir fikir!Liberal ekonomi düzeninin kitlelerin her zaafını paraya çevirmesi konusundaki araçlarına bayılıyorum.
5)Birçok Tv dizisi rating amacıyla ilham aldığı sanat eserinin çizgisi dışına çıkmaktadır. Yazarın gerçek iradesi rating uğruna feda edilmektedir. Bu husus gerçeğe sadık kalınmaması nedeniyle kabul edilemez. Tv dizisi izleyerek Yaprak Dökümü, Aşkı Memnu, Hanımın Çiftliği gibi romanlar hakkında fikir edinenler, bu kitapları okudukları zaman farklı duygu ve düşüncelere sahip olabilirler. Sürprizlerle karşılaşabilirler. Yalnız, Tv dizileri sayesinde birçok değerli romanın kitlelere duyurulduğu belirtmek isterim.
6)Birçok Tv dizisinin senaryosu çok basit, neredeyse gündelik yaşantımızın taklidi(olayların sıradanlığı bakımından), özgünlükten yoksun. Bu hususu özellikle belli bilinç düzeyindeki izleyiciyi sıkmaktadır. Dizi yapımcılarının mutlaka orijinal konulara odaklanmaları kendi yararlarına olur.
7)Tv dizisi izleyicilerini çevremde edindiğim bilgilere göre dört gruba ayırmak makul görülmektedir.
Birinci grup televizyonda hangi dizi gösterilse gösterilsin imkanı olduğu ölçüde izliyor.Bu grupta yer alanlar bir anlamda tv dizisi bağımlılarıdır.Seçicilik neredeyse yok gibi.
İkinci grup hangi Tv dizisini izlemesi gerektiğine özgür iradesiyle değil de, rating sonuçlarına bakarak karar veriyor. Dolayısıyla, ratingi yüksek olan Tv dizilerini izliyor.Genel kitleye uygun hareket ediyor.Çok satan kitapları okuyanlar gibi, çok izlenen Tv dizilerini izliyorlar.
Üçüncü grup hiç Tv dizisi izlemiyor.
Dördüncü grup seçici davranarak pek az Tv dizisi izliyor. Bize, gerekli sorgulama, analiz ve değerlendirmeyi yapan bu grubun davranışı en makul görülmektedir.
8)Hepsini demiyorum ama birçok Tv dizisini izlemek yerine insanlar, kitap okumaya, müzik dinlemeye, sinemaya veya tiyatroya gitmeyi tercih etseler çok daha fazla kültürel birikim kazanabilirler ve çok daha fazla zevk alabilirler.
Tüm tutum ve davranışlarımızın bir alternatif maliyeti olduğunu aklımızda tutmamızda yarar vardır.