Türk..
Kürt…
Laz…
Çerkez..
Alevi & Sünni!
Bu isimlerini zikrettiğim etnik köken ve mezhep mensubu herkes Türkiye’de ikamet etmekte ve kardeştir. Birini diğerinden ayırmak mümkün değil, değil çünkü hepsi ülkemizin vazgeçilmez bir gerçeğidir. Bunlara şimdi bir de Suriyelileri ilave edeceğiz. Zira bu hükümetin onlara vatandaşlık hakkı vereceğini biliyoruz.
Amma hepimizin ülke, devlet sınırları içerisinde ikâmet ettiğimiz için, uluslar arası bir ÜST KİMLİĞİMİZ var. Ve bu Türkiye’dir. Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türk’tür.
Yani bu topraklar üzerinde yaşayanın; dinine, alt kimliğine, mezhebine, meşrebine bakılmaksızın, temel hak ve hürriyetinden eşit yararlanma hakkına sahiptir.
Yeter ki terör örgütleriyle bir bağı olmasın, bölücü eylem ve söylemlerde bulunmasın, Türkiye’yi yıkma planları olan iç ve dış güçlerle işbirliği yapmasın.
Zira Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Türk’ün de, Kürt’ün de, Laz’ın Çerkez’in de Alevi’siyle Sünni’siyle emeği vardır, can vermiştir, kan akıtmıştır.
Hücumda ve siperde sırt sırta vermiş, aynı mataradan su içmiş, aynı çömlekten yemek yemiş ve kader birliği yapmıştır.
Et – tırnak misalidir.
Alevi de Sünni de kökeninde İslamdır, Müslümandır.
Aynı Allah, aynı peygamber ve aynı kitap (Kur’an’a) inanmaktadır.
Alevi, Ehl-i Beyt soyundan gelenler olarak kendini tanımlar.
Ehl-i beyt; Hz. Peygamber’in aile fertleri için kullanılan bir tabir.
“Ev halkı” anlamına gelen Ehl-i beyt (ehlü’l-beyt) terkibi ev sahibiyle onun eşini, çocuklarını, torunları ve yakın akrabalarını kapsamına alır. Câhiliye devri Arap toplumunda kabilenin hâkim ailesini ifade eden Ehl-i beyt tabiri. İslâmî dönemden itibaren günümüze kadar sadece Hz. Peygamber’in ailesi ve soyu manasına gelen bir terim olmuştur. Daha çok Şii kaynaklarında bunun yerine “ıtre” kelimesi de kullanılır.
Kur’ân-ı Kerîm’de ehl ve beyt kelimeleri birçok ayette geçer. Bu ayetlerden anlaşıldığına göre ehl “sahip, taraftar” gibi sözlük anlamlarından başka “aynı mekânı paylaşanlar; bir dine yahut peygambere inananlar; zevce”; beyt de “ev, Allah evi (cami)” ve “aile” manalarında kullanılmıştır.
Sünni ise, Ehl-i Sünnet soyundan gelenler olarak kendini tanımlar.
Hz. Peygamber’in sünnetine ve ashabının yoluna bağlı olan ve onların izlediği dini yol ve metodu benimseyenler. Kitap ve Sünnet üzerinde ittifak etmiş, ihtilâf ve tefrikadan sakınmış, dinde münakaşaya sebep olan hususlarda aklı değil, Kitap ve Sünneti kaynak alan, nasları esas kabul eden topluluk. Hz. Peygamber’in sünnetine tabi olanlara ehl-i sünnet denilmiştir.
Sünnet; Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirleri ile ahlaki ve beşeri tavırlarıdır. Bir inanç ve akide etrafında biraraya gelen topluluğun (ümmet), inanç sisteminin, akidesinin oluşmasını temin eden yola ve metoda sünnet denilir.
İslâm toplumunun fikrî ve amelî oluşumunu sağlayan, Allah’ın Kitabı ve Hz. Peygamberin sünnetidir. “Allah, önceleri açık bir şaşkınlık içinde olan inananlara, Allah’ın âyetlerini okuyan, kötülükten arındıran, Kitabı (Kur’an) ve hikmeti (sünnet) öğreten ve size daha bilmediğiniz nice şeyleri de öğreten bir Peygamber gönderdi” (el-Bakara, 2/151). Kötülükten arındırmak (tezkiye), haram ve helâli Kur’an’dan öğrenmek ile tefsir edilmiş, hikmet ise, ittifakla “sünnet” olarak kabul edilmiştir.
Sözün Özü!
Önceleri Alevi – Sünni mezhep ayırımı ile biz kardeşleri birbirimize düşürdüler, dış ve iç güçler tarafından ne yazık ki destek gördü! Büyük acılara neden oldu. Devirdik döktük.
Daha sonra Kürt – Türk etnik kökenle biz kardeşleri yine birbirimize düşürdüler. Bunda da iç ve dış güçler başarılı oldu! Birbirimizi anlamadık. Vurduk kırdık.
Hiç birinde de sonuç almadan, yapanlar her kimse yaptıklarıyla kaldılar ve biz yine kardeş olduk. Et – tırnak misali ayıramadılar.
Bakalım bundan sonra ne yapacaklar? Bekleyip göreceğiz.
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY
farkındalığı yüksek yazılarınızı severek takip ediyorum,var olun!
Teşekkür ediyorum efendim. Saygılar.
mezhep, din, dil ayrımı yapmadan herkesi olduğu gibi kabullenip, ortak değerlerimize saygı duyacak bir toplum olabilsek bugünkü durumda olmazdık. Çok güzel işlemişsiniz.