Hem resmi kurumların hem de sivil işyerlerinin kurallara uymayanı var!
Aynı yerlerin, olmayan kuralları nedeniyle, uymayanları da haliyle çok.
Maske var, eldiven var, amma maske çenede, eldiven gir çık yapılıyor!
Öksürük, aksırık kültürü oturmamış, medeniyetin yanında medeniyetsizlik, bas bas bağırır olmuş!
Sağlıklı olanın dikkati, sağlıksız olandan çok daha öne çıkıyor!
Aksırıp öksüren rahat, çekinmiyor, sağlıklı olan kendini korumaya alıyor!
Bu da bizim cehaletimizi gösteriyor.
Gerçekten Dünya üzerinde yer alan, metal, ametal, sıvı, katı, pis, temiz, kuru, duru, ıslak, sert, yumuşak, köşeli, yuvarlak, yiyecek, içecek, giyecek her ne aklınıza geliyorsa bütün unsurlarıyla, evde – dışarıda fark etmiyor bir mücadele içerisindeyiz.
Her şey karanlık, her şey pis, her yer şaibeli, her madde dokunuşuna dikkat çekilen, önlem alınmadan yaklaşılmayan, sonrasında da arındırılan bir sistem içerisinde olduğumuz günlerden geçiyoruz!
Kimimiz uymaya çalışıyor, kimimiz es geçiyoruz!
Kim ne derse desin paraya, nakite dayalı bir pandemi. Allah fakir fukaraya yardımcı olsun. Onun için hep diyorum; komşuyu düşünün. Olan, olmayanla paylaşsın. Evde pişen, komşuya düşer! Hayır dersen, aldığın önlem seni kurtarmaz, gelir bulur! Ne zenginliğini dinler, ne varlığını, ne ağa, paşa, ne de sultanlığını takar.
Belki de hayatımız boyunca böyle bir titizlik, böyle bir dikkat ve şüphe – korku içerisinde olmayacağımız dönemin içerisindeyiz!
Her şeyin anlam ve önemi kadar, kayda değer olmayan anlamsızlıkların da hikâyemizde yer alacağı çok açık!
Anlam ve manada değişmek, değiştirmek isteyenlerin olacağını göreceğimiz gibi, “kuru patlıcanı kırağı yakmaz” diyen, değişime ve değiştirmeye kapalı olanları da ne yazık ki göreceğiz.
Koronavirüs’ten öncesi ve sonrası (istisnalar hariç) kesinlikle olacak. Uyarı, önlem, hijyen, dikkat, mesafe, izolasyon, duyarlık, ikaz öne çıkacak. Zira virüsün Dünya’yı kolay kolay terk edeceği yok. Mutosyona uğrasa dahi, yan unsurlarıyla hayatımızdan çıkmayacak. Çünkü insanı seviyor. Şeytan misali işi gücü insan. Ne kadar çok insanın sırtını yere getirirse o kadar zirve yapacak!
Bu pandemi ile mücadelede bir adım daha uygar insanlar sınıfına girmiş olacağız! Gördüğümüz kusurları ikaz ederek giderecek, sorgulayacak, uyaracak, “neme lazım” ya da “bana dokunmayan yılan” demeyeceğiz. Yıkamaya, temizliğe önem vereceğiz. Sağlığımıza biraz daha fazla değer verecek, sağlıklı olmayandan uzak duracağız. Su ve sabunun değerini çok daha iyi anlayacak, kalabalık yerlerde çok dikkatli olacak, gerekirse hiç çekinmeden aksesuarımıza maskeyi de dahil edeceğiz.
Bilime, eğitime, modernizme daha fazla yer verecek, büyük camiler yerine butik camileri tercih edecek, hastalık riskini minimuma düşürmenin arayışları içerisinde olacağız. Okullarda sınıfları çoğaltıp, öğrenci sayısını asgariye indireceğiz.
Umarım sağlıkçılarımıza karşı çok daha anlayışlı, çok daha haklarını savunur olacağız.
Sözün Özü!
“Bana bir şey olmaz, Müslümanız elhamdülillah vız gelir tırıs geçer” demeyeceğiz. Müslümanlık, dini yaşamak ayrı şey, salgınlarla mücadele ayrı şey. Herkes daha dikkatli olacak, olmayanı uyaracak. Resmi olsun sivil olsun tüm kurum ve kuruluşlarımız kurallara uyacak. Dezenfektan kullan(dır)acak, İbadethanelerde sosyal mesafe esas alınacak. Topluluklar, cemaatler, kalabalıklar kontrol altında olacak. Restaurant, sinema, tiyatro, AVM, düğün dernek gibi kalabalık arzeden tüm yerler gözetim altında olacak.
Ya da ben böyle hayal ediyorum diyeyim!
Malum burası Türkiye.
gazete2000@hotmail.com