Türkiye, neden bir stres topu haline geldi?
Sıkı bir çalışmanın neticesi değil.
Ekonomik kontrolü yitirmiş bir yapı stresin ana nededir..
Zor günleri nasıl aşacağız?
Fakirlik bizim kör talihimiz olamaz.
Kitlendik.
Yeni bir duruma potansiyellerimizle ulaşabiliriz.
Ama, Montesquieu’nun despotik yönetimlere gidiş ve devletlerin çöküş sebeplerini anlamamız gerekir.
İbni Haldun’un, vergileri artıran devletlerin yok olduğunu, vergileri azaltan devletlerin hızla yükseldiğini de okumuş olmamız gerekir.
Despotik yönetimler, vergileri artırırsam, masraflarımı karşılarım, ayakta kalırım diye düşünebilir. Tamamen yanlış ve denenmiş kötü rejimlerdir bunlar. Yozlaşmanın getirdiği yolsuzluklara aldırış etmeden, halkın sırtına ‘’vur abalıya’’ yöntemi ile devletin bekası sürdürülemez.
Devletler, güçlü rekabet araçları olan vatandaşı üzerine bina edilmelidir. Güçlü rekabet koşulları ancak, yolsuzluğun kontrol altına alınması ile mümkündür. Yolsuzlukla mücadelenin çerçeveleri vardır; Yolsuzlukla mücadele sivil katılımı da ihtiva eden çok yönlü, çok taraflı bir çaba gerektirir. Yargı bağımsızlığı, yargıyı gereksiz müdahalelere karşı koruyan kanunlar ve uygulamalar gerekir. Yolsuzluğa karşı iş bütünlüğü ve sorumluluk kapsayıcı, kurumsal sorumluluk ile yolsuzluğa karşı caydırıcılık düzenlemeleri gerekir. Yolsuzlukla mücadele stratejileri ve planlamalarının içinde sivil toplum da olmak durumundadır. Bağımsızlıklarını korumak ve gereken hesap verebilirliği gözeten çok işlevli bir yolsuzluk organının tesisi gerekmektedir. İçi boş olmayan bir kurum.
Yolsuzlukla mücadele politikaları geliştirmeden yapısal sorunları da çözme imkanınız yoktur. Yolsuzlukla mücadele eden devletler; sağlam ve sürdürülebilir bağımsız yargı sistemine ulaşırlar. Emek piyasası üretken hale gelir. Ekonomik rekabet edebilirliği yükselir. Devlet hizmetlerinin şeffaflaşması ve az zararlarla hizmetlerin amacına ulaşması sağlanır. ‘’Yolsuzluğun daha az olduğu ekonomiler genellikle daha iyi bir yatırım ortamı sağlar ve bu nedenle daha fazla yatırım çeker. Şeffaf ve adil bir yatırım politikası, üretkenliğe yapılan yatırımları yolsuzluğa kaynak harcamaktan daha karlı hale getirmek de dahil olmak üzere, yolsuzluğa bulaşma teşviklerini azaltır.’’ OECD Raporları.Güney Doğu Avrupa’da Rekabetçilik 2021: Bir Politika Görünümü.
Vergi tahsilatı, vergi gelirlerinin yarısından fazlası yolsuzluk nedeniyle kaybolabilir. (Nawaz.2010 )
Net, açık , şeffaf, denetlenen vergi gelirleri, vergilendirme yetkilerinin kötüye kullanılmasını sınırlayarak yolsuzluk risklerini azaltabilir.
Devlet işletmeleri, Kitler ve kamu işletmelerinin yönetimi yolsuzluk tehditleri ve düzensiz uygulamalardan kurtuluşu yolsuzlukla mücadele politikalarına bağlıdır. Devlet kaynaklarının siyasi ve kişisel çıkarlara akması önlenir. Türkiye’de yapılan ihalelerin habire kanun ve uygulama değiştirilmesinden ötürü yüksek yolsuzluk riskleri ile örülü bir ağa teslim olmuştur. Beşli çete tanımı bunun ifadesidir. Bir ayağı politika diğer ayağı bürokrasi olan bir şebeke…çıkar çatışmaları, varlık ve çıkar ifşası, şikayet ve ihbar sisteminin koruyuculuğu gerekmektedir. Ama, işlerini dürüst yapan, kurumsal sorumluluk alacak kamu personeli de işin mahiyeti açısından kilit önemdedir. Soruşturma mekanizmasının bağımsız ve etkin olması da yolsuzluk baskısı üzerinde etkili olacaktır. Çıkar çatışmaları ile ilgili yaptırımlar kesinlikle uygulanabilir, takip edilebilir olmalıdır. Esasen günümüzde yolsuzluğu takip etmek daha kolay hale gelmiştir. Varlık beyanları, yaşama tutarsızlıkları ve servet edinimin takip edilebilmesi daha gözetlenebilir haldedir. Bunu irade gösterecek bir yönetim gerekir. Tabii yönetişimin tamamen yozlaşmış olması ülkeleri derinden sarsıcıdır. Kamu makamları, rüşveti önleme, tespit etme ve bildirme konusunda özel şirketleri etkili bir şekilde teşvik edebilir ve onlara yardımcı olabilir. Rüşvetin, çirkinliği tüm toplumlarda genel geçer hukuk ve ahlak değeridir. İnsanlar gene de çiğnerler.
Devlet, iyi yönetişim ilkeleri, liyakat esaslı personel ataması, kamunun hesap verebilirliği ilkesi, kamuya uygun raporlamaların getirilmesi ile yönetilirse, ekonomi politik hedefler ile kamu politikalarının etkinliği hedeflere ulaşmada daha başarılı olacaktır.
Rüşvet, irtikap, yolsuzluk, kaynakların saptırılması, gücün yanlış kullanımı, değerlerimize, gelecek nesillere bırakılacak varlıklarımıza, toplumun hepsine dair sorumluluklarımızı tehlikeye atar.
Mevcut, yolsuzluk, rüşvet, irtikap ile ilgili yasaların varlığı, engelleyici, caydırıcılık taşımamaktadır. Çünkü, uygulayıcı olanlar, idareciler, hakimler, savcılar, politikacılar hatta toplum tamamen yozlaşmanın bir parçası olmuşsa çeşitli yolsuzlukları suç sayacak ve cezalandıracak uluslararası hukukta devreye girmektedir. Dünya, yolsuzluğu ülkelerin bir iç meselesi olmaktan çıkarmaya ve yozlaşmanın dünyayı habir bir virüs gibi sarmasını istememektedir. Uluslararası yolsuzluk artık bir tanım değil, bilakis cezalandırıcı bir müessesedir.
Ülkelerin kalkınma programları, dış ticaretleri, yabancı sermayeye açılmaları, hatta turizm gibi potansiyel sektörler, etkili bir kurumsal yolsuzluğu çözme kararlılığı ile tamamen ulusal bir konu olmaktan dünya meselesi haline gelmiştir. Bu sebeple global alanda size değerleme, derecelendirme yapılmaktadır. Gerektiğinde paralarınıza el konulmaktadır. 10.000 Doların üzerindeki paranın beyan edilmesinden tutunda, hareket eden paralara Swift kodları getirilmesine kadar her işlem yozlaşmanın önüne engel gibi düşünülmelidir.
Yoksulluğun sebeplerinden belki de en önemlisi yolsuzluktur.
Türkiye’de denk olmayan bütçeler, maseratili polisler, gelirinden çok daha fazla harcayan kişiler, dolaylı vergilerin üzerinden vergi toplamaya çalışmalar, hesap vermeyen yönetim, ovaların şehirleşmeye açılması gibi binlerce gözümüze batan işler, yozlaşmanın bir toplum vebası olduğunun delaletlerindendir.
Rüşvet ve yolsuzluğa karşı sıfır toleranslı bir toplum olmadan, bu ilkeleri, vicdani sorumlukla hak ve adalet arayışını ısrarla savunmadığımız sürece devletin yozlaşmış halinden vaz geçeceğini düşünmek eblehliktir.
Rüşvet, hırsızlık, sebepsiz zenginleşme, tefecilik, yolsuzluk ile servet edinimi kim olursa olsun, kendi şahsım adına konuşuyorum, sofrasına oturmam, evine gitmem, kendisine itibar da bahşetmem. Dışlarım kendisini. Huyum bu!…
Yolsuzlukla mücadele politikası, herkesin, her kesimin önleyici olarak dahil olacağı bir suça karşı ortak tavır anlamı taşımaktadır. Gönüllü olmak ve önleyici çaba içerisinde olmak ahlaki ve hukuki sorumluluğumuzun kapsayıcılığındadır. İş etiği anlamında, gerek kamu gerek özel sektör yada birey olsun, rüşvet ve yolsuzluk yaşadığımız dünyada uymayı taahhüt ettiğimiz yaşam döngümüzde suçtur. Hele hele bulunulan pozisyonun bir amme hizmeti olması dolayısıyla kamu görevi ifa edenlerin, yetkilerini menfaat elde etmek amacıyla kullanması affedilecek türden değildir. Kamu erki, iş yaparken, işi yapmak yada yapmamak, hızlandırmak veya yavaşlatmak, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek yoluyla menfaat temin etme kastıyla hareket ediyorsa bu apaçık yolsuzluktur. Suçtur.
Nakit ödemeler, Siyasi veya diğer bağışlar, Komisyon, Sosyal yardımlar, Hediye, barındırma, Diğer faydalar kesinlikle rüşvettir, kesinlikle yolsuzluğun tanımındadır. Bu anlamda devlet erkini kullanarak vakıflara bağışlar toplamakta rüşvettir. Amacı ne olursa olsun, adı bağış dahi olsa bir menfaat teminine dönük her türlü para veya menfaat temini rüşvettir. Kamuda işlerini kolaylaştırma için yapılan tüm ödemeler rüşvettir. Belediyeler dahil, devlet ihalelerinde gelişen süreçlerde usulsüz işler neticesinde rüşvet ve yolsuzluklar örtülse bile bugün Türkiye’nin geldiği derin ekonomik krizler bu çarpık ilişkilerin doğrudan sorumluluğu altındadır. Bu sebeple, yapısal sorunlara dönük çözüm üretecek isek, son 20 yıldaki rüşvet, yolsuzluk eylemlerini toptan reddetmek, bir kılıf, bahane bulmadan suçlamak görevimizdir. Bunlara karşı ‘’ bananecilik’’ etik suistimaldir. Askerde iken kendime sorduğum soruyu cevaplayarak buralara geldim ; ‘’ Emin Orhan, çalar mısın? Hayır!, Çalınmasını izler misin? Hayır!.’’ İşte bu yüzden Üniversite sonrası tek bir kamu görevi için ne aday oldum, ne de bir tek sınava girmedim.
Ama, artık, bu yozlaşma ülkemin varoluşunu doğrudan olumsuz etkilemektedir. Ben, bu yozlaşmış çalma, çırpma düzenine başkaldırıyorum.
Yolsuzluğun önlenmesini destekliyorum ve sıfır toleransım var.
Mevcut Politikalara inanmıyorum. Malların doğru beyanı. Çıkarların tespiti. Düzgün finansal beyanlar yolsuzluğa karşı duruş için şeffaf ve doğru sonuca varsın istiyorum. Dürüstlük ve etik değerlerimize yeniden kazanım için hukuki gözetim istiyorum. Kamu erki açısından tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük olmazsa olmaz şartımızdır.
Bugün Türkiye’nin geldiği kötüleşmede görevi kötüye kullanma, yozlaşma ve çıkar amacı ile yolsuzluk yapmak yakın anlamlar ifade eder.
Yozlaşmaya karşı direnemezsek Türkiye’yi kaybediyoruz. Daha fazla vergi salarak, anca günü kurtarırsınız, ama geleceği tamir edilmez ağır sorunlarla baş başa bırakırsınız.
Rüşvet ve yolsuzluk risklerini elimine etmek zorundayız. Eğitimde farkındalık anlamında etik değerler ve cezai kapsayıcı hukukun korkusunu kamu görevlilerine öğretmek ve anlatmak zorundayız.
Standartlara bağlanmış, davranışları hukuk ve toplumsal töre haline gelmiş bir ahlaki temel çocukluktan itibaren toplumun her bireyinin kafasının içine kazınmalıdır. ‘’ Benim memurum işini bilir, çalıyorlar ama yapıyorlar gibi, bal tutan parmağını yalar..’’ gibi tanımlamaların ahlaksızlığını küçük yaştan itibaren halka anlatmak eğitim ve öğretimin müfredatının en temel ilkeleri arasına girmelidir. ‘’Uyanıklık‘’ tanımına giren, yer kapma, araya girme, ..’’ gibi eylemler hem cezalandırılmalı, hem de toplum nezdinde itibarsızlaştırılmalıdır.
Benim iddialarım sorumluluğum altındadır.
Vatanıma, milletime ve Allah’ın verdiği canıma karşı sorumluluk taşıyorum.
Üç kuruşluk dünya hayatı için doğruların peşinden gitmekten vazgeçmem.