Bu konuyu yazmak istememin sebebi olan söz konusu bir olayı anlatarak başlayalım. Pediatride bazen internlerin iş yükü fazla olabiliyor. Yenidoğan bölümünün servis tarafında bulunan bebeklerin tartılması intern doktorlar tarafından yapılır. Tartı günlerinden birinde intern arkadaş hemşire intern arkadaştan tartım için yardım ister. Görevli kadrolu hemşire arkadaşlar intern hemşire arkadaşları durdurarak “tartı hemşirelerin görevi değil” şeklinde yorum da getirerek hemşirelik öğrencilerinin yardım etmesine izin vermediler. Haklı olarak intern arkadaşlar buna tepki gösterdi. Bu olayın ardından devam eden görüşmelerin sonucunda ve olayın sonuç kısmı ve en can alıcı olan dialog yaşandı. Baş asistan arkadaşımızın son sözü : “İnternler tartmazsa asistanlar tartacak bebekleri”.
Dünyanın her yerinde Tıp eğitimi zordur. Türkiye’deki sistemde tıp fakültesi 6 yıldır. İlk 3 yıl temel tıp bilimlerinin öğretildiği teorik eğitimin ağırlıklı olduğu dönemlerdir. 4 ve 5. Sınıfta stajyer hekim olan öğrenciler ağırlıklı klinik bilimlerin bulunduğu dersler alırlar bu şekilde hastaneye adım atmış olurlar. 6. Sınıfta intern doktor olarak yarı işçi yarı öğrenci modunda eğitim ona erer.
İntern doktorluk eğitimi üniversiteden üniversiteye, klinikten kliniğe değişen şekillerde oluyor. Bazı üniversiteler “hayat yalan TUS gerçek” felsefesiyle internlerine rahat bir ortam sağlayarak onların TUS’da daha başarılı olmalarına yardımcı olurken, bazı üniversiteler eksik olan kalifiye amele kadrolarını intern hekimlerle doldurmaya çalışır. Kan alma ve götürme, idrar alma-götürme, pansuman yapma, kan şekeri bakma, damar yolu takarken kolundan tutma tarzı yardımcılık görevlerinin kadrosu intern doktorlardadır. Aldıkları eğitim çok “süper” olunca periferde sıkıntı yaşamadan hekimlik yapabilmektedirler. Hekimliğin yanında yardımcı sağlık personelinin eksik olduğu yerlerde sıkıntı yaşamadan görev yapabilmektedirler. Bu kadar görevin içinde doktorluktan da biraz kapmışlarsa çok şanslıdırlar.
Hemşirelik öğrencileri ile doktor öğrencileri eğitimi arasında belirgin fark var. Hemşirelik öğrencilerinin pratik eğitimlerinde basit hemşirelik işlemlerinin pratik uygulamaları yapılmaktadır. Ancak intern hekimler daha çok iş gücü kaynağı olarak kullanılmaktadırlar. Hemşireler öğrencilerini fazla yormadan sadece ANTA almak, ilaç uygulama konusunda eğitirken, aralıklı nöbetlere alırken biz kendi öğrencilerimizi parasız kalifiye iş gücü olarak kullanmakta, eğitimlerini 2. Plana itmekteyiz. Kan alma, kan götürme, sonda takma, pansuman yapma, katater bakımı gibi asli olarak yardımcı sağlık personelinin işi olan işlemler 6. Sınıftaki intern hekimlere kendi işleriymiş gibi öğretilip, asıl önemli olan eğitimleri geri planda tutuluyor. Bu arada üniversite hastanelerinin kapatılamayan az kalifiye iş gücü bedava olarak sağlanmış olmaktadır.
Ne yazık ki bölümden sorumlu hocalarımız ara sıra vizite gelip asistanları ve intern doktorları sorularla bir şeyler okumaları konusunda eleştirirken, mevcut iş yükünün fazlalığının ve bu yükün fazla olan kısmının aslında yardımcı sağlık personelin işi olduğu gerçeğini görmemezlikten gelmektedirler. Çünkü eğer yardımcı sağlık personeline bu iş yaptırılmaya çalışılırsa ciddi defans ile karşılaşılacağı bellidir. O zaman rahat giden sistem, klinik sekteye uğrayacak. Uğraşılması gereken sorunlar ortaya çıkacaktır. Bunlarla uğraşmak yerine uzmanlığını almak için gece gündüz çabalayan asistanlara ve kendilerine aslında hiçbir şey öğretilmediğini son haftalarda anlayan zavallı intern hekimlere yıkmak daha kolaydır.
Ancak hemşirelerin pratik eğitimi bu konuda daha sahiplidir. Çünkü onlarda öğretim görevlisi statüsündeki hocaları için para daha 2. Planda kalmıştır. Zaten işin mutfağındaki elemanlar olduklarından kendi meslektaşlarının haklarını savunmak onlar için para kaybı ve rahatsızlık verecek bir durum oluşturmamaktadır. O yüzden stajyer ya da intern hemşir- hemşirelerine şunu yapmayın, sizden şunu yapmanızı isterlerse yapmayın diyebilirler. Nasıl olsa yapılmayan işi yapacak bir intern doktor ya da asistan çömezi bulunur. Yeter ki o bölümün sorumlusu hocanın kulağına serviste bir rahatsızlık olduğu gitmesin, hocamızın rahatı bozulmasın. İstediği kadar tatile rahatça çıkabilsin.
Not: Bu arada hemşirelik kanununda yapılan bir değişiklikle tüm hemşire- hemşire personelin bulunduğu kliniğe göre sorumlulukları açık ve net sınırlarla belirlenmiştir. Görev tanımı yapılmıştır ancak üniversite hastanelerinde asistan hekim ve intern hekimler tarafından gerçekleştirilen görevler ciddi defans olması nedeniyle bu görev tanımı içinde hemşirelere yaptırılamamaktadır. Hocalarımızdan destek bekliyoruz.
İlgili yasa:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/04/20110419-5.htm