Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mustafa KÖSE

Türkçe(leştirme)ye Doğru…

Mustafa KÖSE Yazar Mustafa KÖSE
15 Kasım 2008
Mustafa KÖSE
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Mustafa KÖSE

TARİH BİLİNCİ

TÜRKÇE (LEŞTİRME) ‘YE DOĞRU….

İttihatçılar’ın “Yer Adları”nı Türkçeleştirme girişimi,

İttihatçılar tarafından yer adlarının değiştirilmesi, Türkçeleştirilmesi izledikleri iskan politikasının bir parçası olarak Balkan Savaşları sırasında gündeme gelir. Türkçü çizginin ön plana çıkmasıyla birlikte de, 1. Dünya Savaşı sırasında süreç hız kazanır.Yalnız yerleşim yerleri değil, dağ, ova, orman, nehir isimleri de değiştirilir. Resmen Başkomutan V. sıfatıyla Enver Paşa’nın 5 Ocak 1916 tarihinde yayımladığı bir talimatname ile bu çalışma başlamıştır.  Kahramanımız Sakarya Şehidi Binbaşı Hüseyin A.ALPARSLAN ise, Yusuf AKÇURA’-nın başında olduğu Türk Yurdu dergisinde 7 Şubat 1327(1911)  tarihli “Türkçenin başına gelenler gelmekte olanlar- yapma değiştirmelerden” başlıklı makalesinde konuyu işlemiş, Türkçeleştirmeyi savunmuş, Türklerin Anadolu ve Paşaelini (Rumeliyi) ele geçirdiği yıllarda pek çok yere Türkçe isim vermişken, daha sonraları ve özellikle son yüzyılda bu isimlerin Arapça ve Farsça yapıldığını örnekleriyle ortaya koymuştur. Hüseyin Avni’nin 1911’de konuyu ele alması ve ön araştırma yapmış olması, onun bu konuda da öncü olduğunu açıkça göstermektedir… Cumhuriyet döneminde yer adlarının Türkçeleştirilmesi konusunda defaten çalışmalar yapılmıştır. Verilen ve verilecek adlar konusu tartışmalara yol açmıştır.

YER ADLARI VATAN KABUL EDİLEN TOPRAKLARIN TAPU SENETLERİDİR:

Doğal olarak bir toprak parçası üzerine bir Ulus yaşıyorsa ve Devlet kurmuşsa o toprak Vatan’dır. Bu sebepten de o Ülke üzerindeki yer adları yani köy, kasaba, şehir, dağ, ova, nehir vd. adları o Milletin en azından genel olarak, çoğunlukla kendi dilinden yada geçmişteki yetiştirdiği büyüklerin, kahramanların ismiyle adlandırılması önem taşır. Bu adlar kendiliğinden doğal olarak verilip oluştuğu bibi Anadolu gibi geçmişte pek çok uygarlığın, Ulusların yaşadığı yerlerde, hukuki bir karar ve uygulamalarla devlet eliyle de olabilir. Osmanlı Devletinin son yıllarında Balkanlardan, Kafkasya ve Kırım gibi yerlerden yaşanan göçler devamen Anadolu’yu Ermeni ve Rum azınlıkların terk etmesi, Anadolu’nun nüfus yoğunluğunu fazlasıyla  Türkleştirmiştir. Ayrıca o günlerde, topraklarımızda eski uygarlık ve Uluslardan kalan yer adlarının siyasi olarak da değişmesi gerekiyordu.

İmparotorluk içindeki milliyetçilik hareketleri, dış güçlerin tahriki ve bunun yanında 1. Dünya Savaşı öncesinde ve savaş sırasında, idarecilerin etnik bir isyan içerisindeki hareketlere karşı etkili tedbirler almaya yöneltti. Bu durum sadece siyasi askeri değil, ayni zamanda vaki olabilecek tehditlere ve taleplere karşı, Osmanlı ülkesinin bir Türk devleti olduğunun vurgulanmasını hedefleyen düzenlemelere de yol açtı. Bu tür ciddi teşebbüslerden birisini de Rumca, Ermenice,Bulgarca yer adlarının değiştirilmesi teşkil eder.Balkan Savaşı esnasında başlayan bu çalışma, Enver Paşa’nın uygulamayı düzenleyen emirname yayınlamasıyla işlemler resmileşerek hızlandı.

“Yer adlarının değiştirilmesiyle ilgili uygulamalarda görülen bazı aksaklıkları gidermek üzere İttihad ve Terakki. Liderlerinden Harbiye Nazırı Enver Paşa, 23 Kanun-ı evvel 1331(5 Ocak 1916)’de bir emirname yayınlayarak uygulanacak esasları bizzat belirledi.

Bu emirnameye göre;

1) Osmanlı ülkelerinde Ermenice, Rumca, Bulgarca, hatta İslam olmayan tüm kavimle- re ait vilayet, sancak, kasaba, köy, dağ, nehir adları Türkçe’ye çevrilecekti.

2) Bölge dahilindeki askeri başkanlar ve mülkiye memurları bir araya gelerek değişiklik cetvellerini tertip edeceklerdi. Bu değiştirme önce vilayet, sancak ve kaza merkezlerinden başlayacak, hazırlanan cetveller Umumi Karargaha gönderilecekti. Toplanan cetveller incele- necek, birbirine benzeyen adlar, yazışmalarla değiştirildikten sonra uygulanmak üzere Dahiliye ve Posta Nezaretlerine bildirilecekti.

3) Yeni konulacak isimlerde çalışkanlık ve askeri zaferler konu edilecekti. Harp sahası olan yerler, oraya mahsus tarihi geçmişi hatırlatacaktı. Eğer bu mümkün değilse namuslu ve memleketine faydalı hizmetlerde bulunmuş, ancak hayatta bulunmayanların adları veya yörenin bol yetişen ve tanınan ürünleri, sanayi ve ticareti daima sabit kılınacak, vaziyet ve coğrafi şekline yakışan adlar bulunacaktı. Okul öğretmenleri de coğrafya derslerinde vatanın her parçasını anarken öğrencilere ayni zamanda her mevkiin tarihi, iklimini, ürünlerini, sanat ve ticaretine ait faydalı konuları bulacak ve anlatacaklardı. Daha önemlisi ve pratik bir bakışla öteden beri yabancı da olsa, yeni isimlerin bugün konuşulmakta olan isimlere benzemeyen ad ile değiştirilmesi ahali arasında yanlışlıklara ve eski adın yine söylenmesine sebep olacağın – dan halkın bu durumu dikkate alınarak ona göre isim bulunulacaktı. Mesela, “Ereğli’ye “Erikli”; “Gelibolu”ya “Velibolu” denilmesi halinde herhangi bir mahsur söz konusu olmayacaktı.

Ancak 15 Haziran 1916 tarihinde alınan bir kararla bu uygulama seferberlik sonuna kadar ertelenir.Bununla birlikte bu süreçte bir çok yer adı değişmiş olur.

Örnek verirsek,  Tirebolu Kazası,

Eski (Kaza) adı  Yeni (Kaza) adı Bugünkü (Kaza) adı
Tirebolu  Akçayurd Tirebolu
Köseler Köseler Köseler
Civil Burunköy Civil
İregür Hacıhüseyin Karademir
Sekü Söğütlü Sekü
Kilyarı Melahat Işıklı

(Bu değiştirmeleri yapan) heyet üyelerinin (zaman zaman) has Türkçe isimleride değiştirmiş olmaları , bilgilerinin yetersiz ve üstünkörü olduğunu gösterir. “(2)

Hüseyin Avni (Alparslan) Bey diyorki ; “en küçük köyümüze kadar adları Türkçe yapalım..”

Türk dili ve kültürü hakkında yazıları olan Sakarya Savaşı şehidi Tirebolu’lu Hüseyin Avni (Alparslan) Bey’in “ ülkemizin ısısı olmak istiyor isek en küçük köyümüze kadar adları Türkçe yapalım, Ermenice, Urumca, Arapça değil… Böylece ülkemizi önkimize boyayalım” diyor ve Türkçe’nin başına gelmekte olanlar makalesinde şunları anlatıyordu,

Bugün yeryüzüne bir göz gezdirirsek bütün ulusların, oymakların oturdukları yerlere kendi dillerince ad verdiklerini görürüz. Yine bir takımları bir yere sonradan gelirse veya sonradan benliğini gösterirse eskilerin izini silmek için oturdukları yerlere kendi dillerince ad vermeye yeltenirler.

Pek belli ki Türkler Anadolu ve Paşaeli(Rumeli)ne geldiklerinde eski adlardan birçoğunu silmişler, yeniden yeniye Türkçe adlar takmışlar.

Daha geçenlerde benliğini gösteren Bulgarlar, Filibe Sancağı’ndaki “Kazanlık” adını silerek Islavcası olan “Kotal”ı yerine koymuşlardır. Biz ise –daha çok son yüz yıl içinde – tersine olarak kimi yarım kimi bütün olmak üzere bütün Türkçe adlarını değiştirmeğe, Arapça, Farsça yapmağa çalışmışız. İşte yarım değiştirilenler:

Devam Edecek…

Paylaş
Etiketler: bilinçlenmebölgecoğrafyaedebiyatkültürtarihtoplum
Önceki Yazı

Avrupa Birliğinin Bor Kıskançlığı

Sonraki Yazı

Türk Petrolleri Üzerine Dönen Dolaplar… III

Mustafa KÖSE

Mustafa KÖSE

AVAREYİM ..

İlişkili Yazılar

Mustafa KÖSE

Bayrağına Sahip Çık!!

30 Ekim 2009
5k
Mustafa KÖSE

Bekirağa Bölüğünden Kemal Bey

08 Ocak 2009
5k
Mustafa KÖSE

Bekirağa Bölüğünde’ki TEŞKİLAT

02 Ocak 2009
5k
Mustafa KÖSE

Neden Bekirağa Bölüğü?

29 Aralık 2008
5k
Sonraki Yazı

Türk Petrolleri Üzerine Dönen Dolaplar… III

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Kim Kırdı

Kim Kırdı

18 Aralık 2025
Korkuluk

Korkuluk

18 Aralık 2025
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap