Ekonomizin iyi olmadığı malum.İlan edilecek bir durum yok. Dış baskı ,ekonomik saldırı ile karşılaşsak da Türk ekonomisi kırılgan. Zayıf.
Türk bankacılık sisteminin iflas tehlikesinden de bahsediliyor. Uzak bir ihtimal değil. İhtimaller daima gerçeğe dönüşebilir. A ttığınız adımın yönü sizi uçuruma götürür.
Türkiye’de bankalarda mevduatın yarısı döviz cinsinden.Yaklaşık 200 milyar dolar. Bir trilyon TL de Türk Lirası mevduatlarda var.
Altın mevcudumuzu tam bilemiyoruz. Dünya Altın Konseyinin 500 ton dediği rezervlerimizi biz 700 ton olarak düşünmekteyiz. 20 milyar dolar civarında altın olduğunu düşünmekteyim.Bunu 50 milyar dolar ve 1200 ton olarak da hesaplasanız rakam ortada.
Türkiye’de gümüş , bakır , sarı , krom , platin , demir, alüminyum stok durumunu 50 milyar dolar olarak düşünün.
BİST istanbul şirketlerinin piyasa değeri değilde satış değerlerini 200 milyar dolar olarak ele alın.
Halka açık olmayan bakkal çakkal, esnaf,milyar dolarlık fabrikalarımızıda 500 milyar ile 1 trilyon dolar arasında düşünün.
Türkiye’de 19 milyon konut var.Bu varlıklarda 500 ile 1 trilyon dolar arasında bir değere ulaşıyor.
Dükkan ,işyeri ,depo stoklarımızı da 200 ile 300 milyar dolar arasında düşünürsek.Otellerimiz,sosyal konutlar,turizm sahalarımız 200 ile 300 milyar dolar arasında düşündüğümüzde Türkiye’nin varlıklarını ortaya dökmüş oluruz.
Dışarıda ki iş gücünün mal varlıkları , kara paralar,rüşvet ve ülkeden kaçırılan paralar da 100 ile 200 milyar dolar arasında olsun.
TÜRKİYE’nin 780.887 km 2 toprak büyüklüğü hariç yeryüzü varlıkları, mali varlıkları 3 trilyon ile 5 trilyon dolar arasında.
Türkiye’nin dış borcu 400-450 milyar dolar.
PEKİ SORUN NEREDE ? SEBEP ? SONUÇ ?
Sorun Türkiye , artan nüfusuna yetmiyor. Kötü eğitimle gelen vasıfsız insan kitlesi var. Genç işsizliğin sebebi kötü eğitim. Türkiye , toplum olarak bir bütün olarak üretime topyekün katılmıyor.Yaşlılar üretime dahil olmuyor.Gençler üretime dahil olmuyor.Kötü kentleşme.Apartman tarzı yaşam insanın sıradan ihtiyacı olan bir tutam soğan,domates,biberi,sabah taze bir kaç yumurtayı bile kendi bahçesinden almasına izin vermiyor.Almanya ,yüksek binaları yıkıp yerine bahçeli evler yaparken Türk insanı ,20-40 katlı apartmanlara ,tıkış tıkış bir kaç şehire İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa,Adana,Mersin,Antalya,Samsun,Diyarbakır ,Gaziantep sıkıştı kaldı.
Eğitimi kötüleşen Türkiye buna paralel olarak insan moral değerleri ,ahlaki olarak da dejenere bir hayat yaşamayı tercih etti.Kötü yönetimin sebebi , bürokratik aymazlığın ana kaynağı kaliteli insan figürü ortadan kayboldu.İstanbul’da gravatsız ,traşsız sokağa çıkmayan ,konuşurken kelime kalitesi arayan insan yerine İstanbul lavgarların , köykentlilerin ahırına döndü.Bunun gibi taşrada bile devleti ve Türk medeniyetini temsil eden Türkçeleri güzel , davranışları vakur ve bilgi tesirli insanlar vardı.Sistematik olarak ” ayu çıkabiluu , daşş düşebilüğğ ” seviyesine indirgenmiş bir ülke olduk .Vıcık vıcık sosyal medya olduk ama gıcır gıcır Türkçe bilmeyenler olduk.
TÜRKİYE’NİN EN YAPISAL SORUNU İNSAN KALİTESİDİR.
TÜRKÇE KONUŞMA KALİTESİNE SAHİP OLMAYAN VATANDAŞLARIDIR.
EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖĞRETME YETERSİZLİĞİDİR.
VATANDAŞA MESLEK EDİNDİREMEYEN EĞİTİM SİSTEMİDİR.
TÜRKİYE ,önce insana yatırım yapacak.Moral değerlerini çocuklarına empoze edecek. Meslek edindirmede gerçeği arayacak.Şüppililuma ile zaman kaybetmeyecek.
Türkiye ,memorandum ,resesyon yaşamak istemiyorsa milli seferberlik ilanını ne için yapacağını gelecekte ne ile karşılaşacağını değil karşılaşmaması için ne sonuçlu tedbirler alması gerektiğini çok iyi bilmeli. 27 Mayıs ihtilal yapıcıları gibi her yere 15 Temmuz yazarak , Kemalistlerin düştüğü hataya yönelmemeli.
Türkiye , üretememe sonucuna , iflas sonucuna ithalat , beton , lüks tüketim ,har vurup harman savurma sebepleriyle geldi.Sebep belli ; hamasetle kendini elalemin verdiği dolarla, euro ile ,kredi kartıyla ,borçla,veresiye defteriyle dünyanın çerini çöpünü kapısına yığan bir aptala dönüştürdü.Evlerimizde ithal üründen geçilmiyor.Her şeyi ithal ediyoruz. Elinden oyuncağı alınan bebe gibi mızırdamaya gerek yok .Sonuç belli . Artık bize para vermek istemiyorlar.
Meşhur bir atalar sözümüz var ya : ‘ Türk , titre ve kendine dön.” işte o bizim anahtar lafımız.
Kendimize döneceğiz.
Önce iyi bir istatistik kurumu kuracağız.Türkiye’nin arşivi olacak.Burası bağımsız veri merkezi olacak.Her şeyimizi bildiğimiz bir yer.Bir köyde kaç bakkal var,kaç cami,kaç berber,kaç kasap.Herşeyi bilmeliyiz.
Eğitim sistemi meslek eğitimine dönecek.
Devletin bütçesi muhakkak denkleştirilecek.İsraf ekonomisine son vereceğiz.Kamu ,kiralık arabalardan ve makam arabalarından kurtulacak. Çaycı ,odacı işine son verilecek .Makinalar konacak.Tabii bazı aptallar bana diyecek ki ” bu kadar adamı işten çıkardın ? ” Fabrika ,fabrika.Yeniden sanayi ,yeniden üretim.Tembellik bitti. Miskinlik sona erdi.Alnı terlemeyene para yok.
Türkiye , cari açığı kapatacak önlemleri kesinlikle almalı.
Türkiye’nin bütününe yaygın eğitim ,yaygın hizmet,yaygın yaşam ve üretim.insanlar artık ata evini ,ata toprağını terkedip yeni bir hayata başlamamalı.Yeni bir hayat kendi kapılarına gelmeli.Sanayinin kesinlikle her köye ,her kasabaya ,her şehre uğraması lazım.
Türkiye ,bu badireleri atlatacak güce hem sahip ; hem de insan ve varlık gücüyle bu dış borcu ödeyecek imkanın içinde.
Kötü yönetimlerden ziyade insan kumaşı kötüleşmiş bir ülkeden bahsediyoruz.Daha kötü hukuk ,daha ahlaksız ticaret ,daha edepsiz insan ,daha berbat yönetim hep bu kötü kumaşın kötü terzilerce dikilmesinden kaynaklanıyor.
TÜRKİYE ,YA DOĞRU YOLU BULACAK YA KAYBOLUP GİDECEK.
TARİH , ŞAHİTTİR.
emin orhan





















