Ölen birinin ardından yazılan, onu hayırla yâd edip övgüsünü dile getiren methiyelere edebiyatımızda mersiye veya ağıt denilirken Hz. Peygamber için kaleme alınan övgülere naat adının verilmesi O’nun daima hayatla bağlantılı, gönüllerdeki muhabbetle canlı olduğu inancının aksettirilmesidir. Yani biz onun gönüllerde yaşadığına ve yaşayacağına inanırız. Mevlit yazmak edebiyatımızda köklü bir gelenektir. Türk edebiyatında yüzden fazla mevlid yazıldığı tezkirelerin ifadelerinden anlaşılmaktadır.
Fakat milletimiz daha çok Süleyman Çelebi’nin kaleme aldığı, gerçek adı “Vesiletü’n-Necat” olan Mevlid’i bilir ve mübarek gecelerde camilerde okur. Oysa mevlidin dinî bir değeri yoktur. Bir çeşit naattir. Divan edebiyatımızdaki kadar olmasa da Tanzimat sonrasında ve günümüzde naat yazma geleneği canlılığını korumaktadır. Ziya Paşa, Muallim Naci, Trabzonlu İsmail Safa, Trabzonlu Muallim Cûdî, Recaizade Mahmud Ekrem, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Kadri Timurtaş, Ali Ekrem Bolayır, İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Necip Fazıl Kısakürek, Ali Ulvi Kurucu, Sezai Karakoç, Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu, Feyzi Halıcı, Nurullah Genç ve Mustafa Ruhi Şirin gibi isimler naat yazmışlardır. Divan Edebiyatında Fuzulî’nin Su Kasidesi bu konuda yazılmış en güzel şiirdir.
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında ise en güzel naat örnekleri başta Arif Nihat Asya’nın aynı ismi taşıyan Naat’i olmak üzere Yaman Dede’nin “Yandım Ya Resulullah” şiiriyle Nurullah Genç’in “Yağmur” şiiridir. Mustafa Necati Bursalı’nın “Efendim” şiiri de güzeldir. Peygamber Efendimiz bugüne kadar bir çok yazar tarafından roman diliyle de anlatılmıştır. Onun sıra dışı ve örnek hayatını anlatan romanlar arasında Ahmet Lütfi Kazancı’nın altı eserden oluşan nehir roman dizisi öncelikle okunması gereken eserlerdendir. Bu dizideki romanlar “Özlenen Şafak, Aydınlıklara Doğru, Doğuş, Yükseliş, Guruba Yaklaşırken, Kavuşmak” adlarını taşımaktadır. İskender Pala’nın “Bülbülün Kırk Şarkısı”, İbrahim Hasan Beygi’nin “Muhammed /Hz. Peygamber’in Yaşamı Etrafında Bir Roman” da bu alanda yazılmış gül kokulu güzel romanlardır.
Öte yandan Zeynel Abidin Rahnuma’nın “Hz. Peygamber” adlı eseri de roman tadında siyer kitaplarından biridir. Hz. Muhammet(sav)’in yaşamını anlatan kitaplara siyer adını veriyoruz. Bugüne kadar Peygamber Efendimizi konu edinen birçok siyer kaleme alınmıştır. Gençlere ve bütün insanlara Necip Fazıl Kısakürek’in “Çöle İnen Nur”, Muhammed Hamidullah’ın “İslâm Peygamberi”, Martin Lings (Ebubekir Siraceettin)’in “Hz. Muhammed’in Hayatı”, M. Asım Köksal’ın Hz. Muhammed ve İslâmiyet(4 cilt), Salih Suruç’un Peygamberimizin Hayatı, Ahmed Cevdet Paşa’nın “Peygamber Efendimiz”, Ebu’l-Hasen Ali en-Nedvî’nin “Rahmet Peygamberi”, Abdulmelik İbn-i Hişâm’ın “Hz. Muhammed’in Hayatı”, Celaleddin Vatandaş’ın “Hz. Muhammed’in Hayatı ve İslâm Daveti(2 cilt)” kitaplarını öneririm. Gençlere ve tüm insanlara önerdiğimiz bu kitapların sayısını pekâlâ artırabiliriz.