Bir gidiştir, bir dönüştür de… Uzaklaştırırken yakınlaştıran, ayrılırken kavuşturan, bir roman, bir öykü velhasıl bir insandır sanki tren… Oradan oraya giden, giderken götüren ama arkada da bırakan; ne götürdüğünü ne bıraktığını bazen bilemeden giden.
Uzaklardan gördüğümüzde bir başka hissettirir bize… Dağın eteklerinden, yeşillikler içerisindeki şirin bir köyün kıyısından süzülürken sanki bir resmin parçası gibidir. Ya da çocukken oynadığımız küçük oyuncak bir treni çağrıştırır, az sonra elimize alıp oynayıverecekmişiz gibi…
Yakından gördüğümüzde ise içinde taşıdığı hayatlarla şaşırtır bizi… Onlarca yüz , içine nice duyguların sıkıştırıldığı yüzlerce bavulla tek bir beden olmaya çalışır gibidir tren..
İçine girdiğimizde ise sanki bizi bize anlatır. İçimizden içimize, içimizden dışımıza bir yolculuğu… Hem yolcusuyuzdur, hem de makinisti . Her bir vagondur çocukluğumuz,gençliğimiz hatta geçmişimiz; birbirine yumuşak dokunuşlarla bağlı,birbirinden kopmadan yoluna giden, hep giden.. Bir yolu vardır, kendisi için belirlenmiş, biçilmiş bir yol. O yolun içinde başka alternatif yolları da vardır. İstenirse, karar verilirse bir makastır sadece, başka hayatların yolunu açan, bazen de yolunu tıkayan. Ama her ne olursa olsun kaderdir sanki kovalanan.
Bazen bir nefeslik,bazen de bir ömürlüktür durakları, eğer kullanılabilirse. Yüklerini boşaltabileceği, yenilenip yapılanabileceği ve yoluna devam edebilme biletinin alınabileceği.. O duraklardır ki selamını veremeden de veda edilebileceğini, veda etmezsen gidemeyeceğini, bir başka molaya kadar da durmadan gidileceğini belirleyen…
Gider tren, nereye kadar?. Gücünün yettiği, yolunun tükendiği yere kadar.. Yolcularını indirip, yüklerini boşaltana kadar gider… Arkasına bakmadan, bakamadan. Son duraktır, son yolcusudur ve son yüküdür artık onu ilgilendiren..
Şimdi başka bir yoldur gidilecek olan, bileti belki de çok önce kesilen..
Tek bilinen ise bu yolculukta olacaktır hep giden ve gelen…
Sevgili bahriye hocam,anlattığınız hayatımızla örtüşüyor,bizlerde böyle değilmiyiz,hayatımıza istediğimizi,alırız istemediğimizi,çıkarırız.Ama bazen ölene kadar vedahasonrası trende hep beraber kalmak ve sonsuza kadar yaşamak istediğimizde oluyor değilmi……..sevgi ile kalın……
Bahriye Hocam, elinize sağlık… Severek izliyoruz sizi. Şiir tadındaki bu yazı da, çok güzel olmuş!
“Yakından gördüğümüzde ise içinde taşıdığı hayatlarla şaşırtır bizi… Onlarca yüz , içine nice duyguların sıkıştırıldığı yüzlerce bavulla tek bir beden olmaya çalışır gibidir tren..
İçine girdiğimizde ise sanki bizi bize anlatır. İçimizden içimize, içimizden dışımıza bir yolculuğu…”
Motive edici yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Daha nice yazıları paylaşmak dileğiyle…