Kıble esintisiyle birlikte, ovadan, toz bulutu geliyordu. Anında çevreyi sis kapladı. Köylüler kahveden dışarı çıktılar. Geçmiş yılda da böyle bir toz bulutu görülmüştü. Toz bulut halinde, dönerek geliyordu. Sıcak rüzgârdan insanlar tedirgin oldu ve eve doğru kaçıştılar. Köyün giriş tarafı bulut kümesiyle kaplandı.
Meraklı gözler toz bulutunu, takip ediyordu. Yola bakan evin önünde toplanan köylüler, kendine göre yeni söylevler icat ediyordu. Kimin ne dediği belli olmuyordu. O arada bir anons, herkes kapısında ne varsa içeriye alsın. Kapı ve pencerelerini kapatsın, diyordu.
Elinde sefer tasıyla yavaş adımlarla yürüyen amca, bir yere sığınmadan yoluna devam etti. “Toz gelip geçer,” dedi.
Toz bulutu iyice yaklaşınca insanlar öyle korktu ki, yüzleri kireç gibi oldu. Muhtar genç görünmesine karşın, şakakları kırlaşmış, saçları seyrelmişti. Alnı daha geniş görünüyordu. Tam bir toprakta çalışmaya uygun kıyafetle yola çıkmıştı. Derbederlikle zarafetin karışımı, ayrıca gözler ve bıyık, saz çalan çalgıcıları andırıyordu.
İnsanlar, toz kümesinin, hareketlerini takip ediyorlardı. Sıkıntıları büyüktü, çünkü ne olacağı belli değildi. Köylülerin ruh hâlleri de güçsüz ve kararsız bir tablo görünümündeydi. Vücut dilleri her an kaçmaya hazır gibiydi. Birbirlerine toz, evlerde tahribat yapar mıydı? Diye soruyorlardı.
Görülmemiş bir doğa olayına net bir yorum yapan yoktu. Muhtar sırtını duvara dayadı ve gözlerini yumdu. İnsanlar evlerine koştu. Toz bulutu çok yaklaşmıştı. Biraz sonra büyük bir patlamayla beraber sarsıldılar. Toz bulutu beklenmeyen bir yıkım yapıp geçmeye başlamıştı. Evlerin iliklerine kadar toz bulutu girmişti. Pencere camları kırılmış, önlem alınacak bir durum kalmamıştı. Yaşlılar soluk alamaz duruma gelmişti. Hatta hayvanlar bile zor duruma düşmüştü.
Korkunç bir tozdan sis oluştu. Çatılar ve kapılarda ne var ne yok hepsini uçurdu. Çatıların altında kalanlar oldu.
Evlerin önündeki yük taşıyan kamyonetler ve karavanlar görülmüyordu. Her taraf bir karış tozlan kaplandı. Çile büyük acıları da getirmişti. Saniyelik bir afat ama bedeli ağırdı. Alınan önlemler işe yaramamıştı.
Yolda giden amca da toz bulutunun sarsmasıyla yere uzanmış ve yaralanmıştı. Onun hastaneye götürülmesi gerekiyordu. Kolundan tutup sürükleyerek hastaneye ulaştırdılar.
Çatısı uçmayan evler şanslıydı. Mahalleden çığlık sesleri azalmıştı. Korku geçmemişti. Çünkü peşi yağmur ise çok zor duruma düşerlerdi.
Bahçe ve sebzelikler yerle bir olmuş, meyve ağaçları kırılmıştı.
Beş dakikalık bir fırtına yetmiş, köyü allak bullak etmişti.
Hasan TANRIVERDİ