Toprakta gezinmek, yabani otların ayıklaması demektir. Böylece toprak, yabani otlardan temizlenir. Bundan sonra ortama doğal gübre serilir.
Toprağın verimliliğiyle ilgili yorum yapıyorduk. Toprağın organik ve inorganik yapısının yanında, içinde milyonlarca bakteri ve bir hücreliyi barındırdığını söyledim. Organizmaların aktiviteleri sayesinde, toprak, bitki gelişimine hazırlandığını belirttim.
Yorumlarımızla ilgili bilimsel bilgileri, genelde tarım kitaplarından öğreniyorduk. Yapılan yorumları insanlar bilse, toprağın verimi farklı olurdu.
“Bastığın yeri toprak diyerek geçme,” okumaya başlayan kardeşime, değer vermeye sıra gelince es geçiyorsun. Adalet dağıtan hâkim gibi, toprağın adaletine de sevgiyle yaklaşıp onu koruyup kollayacaksın, dedim.
Toprağı gerektiği gibi işlemez ve istediğini vermezsen, o da ürününü net bir şekilde ikram etmeyecektir. Demek ki toprağı kuru kuru sevmek de yetmiyor. Onunla empati kurup istediğini kabul ettirmenin yoluna gideceksin. “Her şey zamanında ve belirli ölçüde,” olduğunu bileceksin.
Teknik bakımını yapma, motorun kaliteli çalışmasını bekle. Bu etkenler tamam olsun, bir tekeri patlak, diğerinin havası inmiş iken yola çıkarsan olacakları düşün.
Toprakta gezinirsen, ürünü, istediğin oranda alamazsın. Toprağın neşelenmesini sağlayacak, elemanları belirli ölçüde sunarken sevgini katıp karıştıracaksın. O anda bile nazik davranacaksın. Sevgini bile aşırı vermeyeceksin. Çünkü toprak bu kadar sevgiye karşılık veremezse bu duruma, belki de küsecektir.
Toprağa karşı sağduyulu olmak gerek. Toprağa yapılan hizmetin sonuçlarını bilerek tavır almalıyız. Ne yazık ki bazı yanlış davranışlar, insanın sosyal açıdan belli bir dönemine özgüdür. Bu özellik insana sanki dışarıdan enjekte edilir. Kişi bu sayede sosyalleşme niteliği gösterir. “Eskiden” diye söze başlar. Şimdi iyilikten yana davranışı hareketinin yönü olarak kabul ettirmenin peşine düşer. “Yaş ilerledikçe çok olayı görmem gerekmiyor,” diyor. Böylece ne derece değiştiğini açıkça belirtiyor.
Böyle bir sonuca ulaşmasını kişinin kendini kontrolü açısından taktir edilir niteliktedir. Birçok özelliğini kaybeden toprağın, eskisi gibi kaliteli ve çok sayıda fasulye üretmediğini açıklayan kardeşim, bu konuyu öğrenseydin? Sorusuna muhatap oluyor. Bu soruya, ziraat mühendisi niçin var? diye cevap veriyor.
Toprağa dışarıdan müdahalede ölçülü olmalı, hatta bazı etkileri de uygulamaya sokmamak gerekir. Şöyle ki toprağa bilinçsizce atılan ilaç, dökülen su ve atılan gübrenin zararlarını tek kelimeyle açıklarız. “Toprağın zehirlenmesi.”
Zehirlenen toprak, mineral ve madensel tuz açısından yetersiz duruma düşecek, yani toprak çölleşecektir.
Toprakta gezinmek, kütüphanede kitap karıştırmak gibidir. Çok şey öğrenirsin farkına bile varmazsın. Toprakta çiçeklerin solması aradığın kitabı bulamamaktır. Meyvelerin olgunlaşmadan, kurt vurup dökülmesi, kitapların yanlış rafa konulmasıdır.
Toprakta geziniyorsun ama onun ne kadar nazik ve hassas olduğunu bilmen gerekir.
Yapılan yorumlar çoğu durumda yerini buluyordu. İncelenirse doğru veriler elde edilebilecektir.
Toprağın yapısındaki organik ve inorganik maddelerin yanında bakteri ve bir hücreliler de bulunur. Bunlar toprağı bitkilere hazırlamaktadır. Toprağın hazırlanması yerinde ise bitkiler bu durumdan çok yararlanır. İç dünyalarındaki değişimi düzenleyen hormonlar da buna göre görevlerini yerine getirir.
Toprağı tanımak, üzerinde bilinçli gezinmektir.
Hasan TANRIVERDİ