Bir memleketin inanç ve değer yargıları orada yaşayan toplum ile tezat oluşturmaya başlamışsa, o memleketi yıkmak ve o toplumu çökertmek için başka bir düşmana gerek kalmamıştır. Çünkü inanç kişinin hayatta sahip olup yada olabileceği her zorluk ile mücadele edip,güçlüklere karşı mukavemet ve direnç gösterme refleksi dır.
Yani varlığın,var oluş biçimidir. Değerler ise inançları ile mücadele sonucu elde edip benimsediği kendini hayata bağladığı varlık sebebidir. Kısacası hayattaki varlık sebebi elinden alınmış yada kendisi için artık değer ifade etmeyecek şekilde anlamsızlaştırııması, gaye’den yoksun bir boş yaşamaya dönüşmesine sebep olur. Yani ne olursa olsun artık hiç bir şeyin kendisini mutlu ve tatmin etmediği sadece yaşadığı için var olmak gereğini yerine getirmekten başka bir şey ifade etmez.
Tıpkı oslo’nun da dediği gibi bazı insanlar sadece vardır,ancak bazıları yaşarlar. Var olmak demek sadece canlılık belirtisi taşımak ve sayısal olarak var olanlardan sayılıyor olmaktır. Oysa yaşamak, bir gaye ve amaç için hedefe giden hayat yolunda emin adımlarla tüm zorluklara göğüs gererek hayat ile mücadeleyle baş etmesi demektir.
Onun için siz,siz olun asla inanç ve değerleri basite almayın ve bunlara sadece iki kavram olarak bakmayın. Çünkü bazı kavramlar anlamları iyice kavranmadığı zaman bu bizim ihya’miza vesile olabileceği gibi, net kavranmamış olması ile de imhamıza sebep olabilmektedirler. An- Anla- Anlam- Anlama- Anlamak…..
Vanlı Yazar Ebubekir Demir