2019 yılı Şubat ayında, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler Konferans Salonu’nda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile TOBB ortaklaşa düzenlediği “İstihdam Seferberliği 2019” programında, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada, “Türk iş dünyası için böyle bir hızlı hareket eden bakanlarımıza huzurunuzda teşekkür ediyorum. İşte burada sizlerle birlikte 2019 İstihdam Seferberliğini başlatıyoruz. Cumhurbaşkanımızın istihdam seferberliği çağrısına yönelik ilk adımı atıyor, kampanyayı başlatıyoruz.
Sloganımız ‘Burası Türkiye Burada İş Var.’ TOBB, sektör meclislerimiz ve odalar-borsalar olarak bu kampanyayı 81 ilde ve 160 ilçede en yaygın şekilde tanıtacak ve en geniş katılımın sağlanması için çalışacağız. Buradan tüm iş dünyamıza ve işverenlere de çağrıda bulunuyorum, Türkiye’nin gücüne ve geleceğine güvenin. İstihdam kampanyasına katılın, bu tarihi desteklerden faydalanın. En az bir işsiz vatandaşımızı işe alarak hem işinizi geliştirin hem ekonominin büyümesine katkınız olsun, hem de Türkiye geleceğine yatırım yaparak kazanan siz olun” dedi.
1– 2019 yılında 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçirme projesinin görünür sahibi TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, oda başkanlarını tek tek arayarak “Kaç kişiye istihdam sağlarsınız” diye soruyor; İstanbul Ticaret Odası tek başına 900.000 yeni istihdam sözü veriyor. Verilen sayılar toplanarak 2,5 milyon yeni istihdam rakamına ulaşılıyor, “Burası Türkiye Burada İş Var” sloganıyla istihdam seferberliği başlatılıyor. Bu kadar iddialı ifadelerin arkasında ülkenin mevcut ekonomik yapısı ile ilgili detaylı analizlerin ve geleceğe yönelik ciddiyetle hazırlanmış projelerin olmadığı, hatta kayda değer hiçbir çalışmanın yapılmadığı, günü kurtarmak toplumun gazını almak için yapılmış içi boş konuşmalar olduğu 1 yıl sonra ortaya çıktı.
2– 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçirmek bir yana 2019 yılı Ekim ayı verilerine göre, son bir yılda istihdam 537 bin azalarak, 28 milyon 343 bine gerilemiş. İstihdam oranı ise % 1,6 puanlık azalış ile % 45,9 olmuştur. Aynı süre içinde 564 bin kişi işten çıkarılmış, 209 bin kişi ise çalıştığı iş yeri kapandığı için işsiz kalmış, toplamda 770 bin kişi işini kaybetmiştir.
3– Ekim dönemi rakamlarına göre istihdam kayıplarına paralel olarak işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 608 bin kişi artarak, 4 milyon 396 bine çıktı. Ekim dönemi işsizlik oranı 1,8 puan artışla, geçen yılın aynı dönemine göre artarak yüzde 13,4’e yükseldi.
4– 15-24 yaş arası grubu kapsayan genç işsizlik oranı, 3 puan artışla, yüzde 25,3, kadın işsizlerin oranı 2,3 puan artışla, % 17,tarım dışı işsizlik oranı ise 2,1 puanlık artışla %15,8 oldu.
5– 2019 yılında 2,5 milyon yeni istihdam sağlanması için Türkiye’nin ekonomisinin % 15 büyümesi lazımdı. Ancak aklı başında, ülkenin gerçeklerinin farkında olan ekonomistlerin tamamı, AKP iktidarının uyguladığı kayırmacı ve yolsuzluğa açık, ülke gerçeklerini dikkate almayan ekonomi politikaları ile 2019 yılında ekonominin büyümeyeceğini, aksine küçüleceğini söylüyorlardı. Ve haklı çıktılar.
6– TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da ekonominin 2019 yılında küçüleceğini, bu nedenle yeni istihdam alanları oluşturmak bir yana, mevcut istihdamın bile korunamayacağını çok iyi biliyordu. Ancak ekonomi ile ilgili yanlış uygulamaları, gerçek sorunları gündeme taşımak ve bu konularda AKP iktidarını uyarmak yerine iktidarın işsizlikle ilgili algı operasyonunun baş aktörü olup, sorunların halktan gizlenmesi ve üstünün örtülmesinde, iktidarın en büyük destekçisi oldu. Sonuçta bu işbirliği, Türk halkına ve temsil ettiği iş dünyasına büyük zararlar verdi. Yüzbinlerce insan işsiz kaldı, binlerce iş yeri kapandı. (Ama çeyrek asra yaklaşan koltuk korundu.)
7– Türkiye Otomobil Gelişim Gurubu Başkanı da olan Hisarcıklıoğlu, bugün yine AKP iktidarı ile birlikte bir başka algı operasyonunda başroldedir;
a) Milli otomobil ile ilgili alınmış tek bir patent yok/ Ar Ge ekibi yok/ fabrika yok/ sermaye yok/ elektrikli otomobilin en önemli bileşeni olan pillerin üretimi ile ilgili alt yapı yok/ teknoloji yok/ en önemlisi halkın satış fiyatı 300-350 bin TL olacak elektrikli otomobilleri alacak mali gücü yoktur.
b) Milli otomobil projesinde hedeflenen, elektrikli otomobil üretmek değil, kamu oyununun dikkatini ekonomik sıkıntılardan, AKP iktidarının başarısızlıklarından başka noktalara çekerek gerçek sorunları halktan gizlemektir.
c) Türkiye Otomobil Gelişim Gurubu Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun geçmişte verdiği 2,5 milyon istihdam sözü ne kadar gerçekleştiyse, bugünde “2021’de fabrikamızı tamamlayacağız. 2022’de de inşallah ilk aracımız banttan çıkmış olacak” sözü o kadar gerçekleşecektir…
Ne hazindir ki; Türkiye’de, ciddi boyutlarda, “koltuğu terk etmeme” hastalığı, mevcuttur. Koltuğa oturan, “ölene kadar kalkmamayı” düşünmektedir. Bunun için, her türlü taviz verilmektedir. Mensupların çıkarları değil, iktidarların talimatları, geçerli olmaktadır. İstifa uygulamasına ise hiç rastlanmamaktadır. Çoğu kişi kendisinin yerinin doldurulmayacağına(?) inanmaktadır…