Tevazu ne mi…
Sadece tevazu emri yok…bağımlıdır tevazu emri de…bağımsızlaştırdığın hal ilahındır…ne yelemi ne bir hali ne bir fikri ne bir duyguyu bağımsızlaştırma …ölçü belli filin kilosu ile karıncanın kilosu farklı…Ölçüyü bil ve adl sıfatına asi bir mantığa akla idraka yani kalbe düşme…ekmel akıl ekmel kalp sahibi ol…her insan akıl ve kalp sahibidir hint düşüncelilerden kaç o acillere yüz çevir değilse adl sıfatına asiliği eksiklik görmezsin din sanarsın…mürşidin şeytan şehadetlisin ama kalp tasdiğinden mahrum şehdetin…ekmelleşmeye yönelt kalbini de aklını da düşüncenide duygunu da eylemini de…halini de…
Evet…Adl sıfatına asilikti tevazusu bir çok kişinin…Şu sinek benden üstün deme…verilen nimeti inkar olmasın şükre asilik bu tevazu…
Evet…“kendi itibar ve derecesini düşük görmek, birine boyun eğmek” anlamındaki vaz‘ kökünden türedi tevâzu‘..
Tasavvuf kaynaklarında tevazu hem Allah-kul ilişkisi hem de insanların birbirlerine karşı tutumu bağlamında ele alınmıştır…
Sizin üstünüzde ve altınızda olanlara aynı kişiymiş gibi davranmak bir alçakgönüllülük örneği olabilir…kim bilir bir insanın Allah katındaki yerini…
Resûlullah efendimiz; (Allah için tevâzu edeni, Allahü teâlâ yükseltir. Kim de kibirlenirse, Allahü teâlâ onu rezîl eder) buyurmuştur…
Alçak gönüllü olmak istiyorum ne yapayım diye Kur’ana sor tek…çünkü adam bildiğin adamlardan bir Adam diyor ki ekmelleşme derdin olmasın…övünülecek derecelere gelme…Bu din şeytanın öğrettiği dinolabilir ancak…İmrenilecek insan olmalıyız…melami de olmamalıyız…örneklik sergilemeliyiz çünkü iyi örneklere ihtiyaç var günümde…melamiye ihtiyaç olduğunda melami ol…
Peygamber Efendimiz (s.a.v) tevazu konusunda da yaşamış en büyük örnektir. Kendisi daima sade bir hayat sürmüş…
“Sana tâbi olan müminlere alçak gönüllü davran!” (Şuâra/215)
“Rahmân’ın has kulları o kimselerdir ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler…” (Furkân/63)
“Tevazu Hakk’a teslim olmak ve hükmüne itiraz etmemektir” der.Kuşeyri
“Tevazu şefkatli olmak, benliği kırmaktır”der. Cüneyd-i Bağdadi
Alçakgönüllülük, Kibirlenmenin, büyüklük taslamanın zıttı…
Peygamberimiz bu özelliği hem bizzat üzerinde taşımış, hem de sözleriyle tavsiye etmiştir. Bir gün kendisine bir adam getirilir, gelen şahıs korkudan titremeye başlar. Bunu gören Allah Resulu: “Sakin ol, ben bir melik değil, Kureyş ‘ten, kuru et yiyen bir kadının oğluyum” buyurmuştur (Gazalî, İhyâu Ulûmi’d-din, Kahire, 1954, II, 483, 484)
Evet…verildi de Allahı ulula Allahı öv nefsim hiç de…Allah Teâlâ: Siz nefislerinizi övmeyiniz, kimin müttakî olduğunu Allah daha iyi bilir” (Necm, 53/32) buyurarak yine bize mütevazi olmamızı emretmiştir…
Rıza için tevazu esmaya asi düşmez ters düşmez…Bir komutan askerlere disiplinsizlik cesareti verecek tevazuyu tevazu değil HAKİM sıfatına asilik saysın…evet…tevazununda güzeli çirkini var zekat vermeyenin namazına çirkin demiştir Kur’an…”Her kim Allah için alçakgönüllülük yaparsa, Allah muhakkak onun derecesini yükseltir” (Müslim Bir ve’s Sıla, 69; Tirmizî, Birr, 82)
“Kibirlenip insanlardan yüzünü çevirme. Yeryüzünde çalımla yürüme; çünkü Allah kurulup öğünenlerin hiç birini sevmez” (Lokmân/18)
“Allah için alçakgönüllülük edeni Allah yükseltir, Allah ‘a karşı böbürleneni de Allah alçaltır” (Feyzü’l-Kadîr, VI, 108-109) Paraya kaka diyen hastalığa kutsal diyen fakirliğe kutsal diyenin tevazusu Esma ile kavgadır…esmayı öv esmaya hadimliği öv…Allah GANi sıfatlıyken fakirlik nasıl kutsaldır dersin Allah ŞAFİ sıfatlıyken şifa dilemeye tenezzül etmemektir hastalık kutsaldır fikrinde olmak…
Hz. Peygamber: “Eğer paça yemeğine çağırılsaydım icabet ederdim ve bana paça gönderilseydi kabul ederdim” (Riyazü’s-salihin, II, 41) buyurmuştur
Mütevâzı müʼmin affedicidir. Allahla örtüşen esmasıyla örtüşen gerçek mütevazidir…Allah affedicidir örtüş yani affedici ol…Ganidir yani fakirliğe savaş aç…ama cihada öyle harca ki hz Ebubekirleş…sıfırla malını…Ailene sadece Allahı ve rasulünü bırak…bizim örneklerimiz belli hindistandan öğrenmemeliyiz tevazuu biz…
Evet…Mütevâzı müʼmin, başına gelen ezâ ve cefâları, kendisi için bir tezkiye ve ecir vesîlesi addeder. Sabır, rızâ ve hamd hâline bürünür
Mütevâzı müʼmin, hizmet ehli olur. Yüksek bir mesʼûliyet duygusu içinde, kendisini hizmetle mükellef görür
Evet…her yapılanı tolere edecek ölçüde hoşgörülülük olarak algılanmamalı…