Efendi uşağını aşağılar, uşak tepki vermez. Efendi gene uşağını aşağılar, uşak gene tepki vermez. Bu böyle sürüp gider.Uşak, efendiye olan bu tepkisizliği ile uşaklığını garanti altına alır. Efendi ise, saldırganlığını ve bu insanlık bilmez halini daha ilerlere taşır.
Bu efendi uşak ilişkisi yerleşik hale gelir. Yerleşik hale gelen bu ilişkiye önce töre, sonra yasa, daha sonra da uluslar arası ilişki adı verilir. Ve hukuksal bir nitelik kazanır.
Amerika ile Türkiye arasında böyle bir efendi uşak ilişkisi oluşmuştur.
Amerika Afganistan’a asker gönder der, peki deriz.
Bosna’ya asker gönder der, peki deriz.
Libya’ya asker gönder der, peki deriz.
Bu arada, bir iki Ermeni Soykırımı zılgıtı çeker, iktidar sesini çıkarmaz.
Şimdi Amerika diyor ki, İran’dan petrol alma, enerji alma…
On Avrupa ülkesi ve Japonya’yı ambargodan ayrı (muaf) tutarken, Türkiye’ye İran’dan enerji almayacaksın diyor.
Almanya, Fransa ve Japonya serbestçe İran’dan petrol alırken, Türkiye İran’dan petrol alamayacak.
Ne güzel değil mi?
Eş Başkan, Butik devlet değiliz diyordu. Büyük devletin sorumlulukları var diyordu. Biz de diyorduk ki, sıcak para için Mehmetçiğin Sıçak kanını vermeyin diyorduk.
Teslimiyetçiliğin geleceği yer uşaklıktır.
Bir bilgi verelim ve bu teslimiyetçi duyarsızlığın geleceği yeri belirtelim.
Türkiye İran’dan petrol ihtiyacının %35’ini karşılar. On milyar metre küp de doğal gaz satın alır. Bu miktar neredeyse enerji ihtiyacının %40’ıdır.
Peki, Amerika’nın bu talimatına uymaz(nerede öyle milli hükümet), İran’dan enerji almaya devam edersek ne olur?
Aslında hiçbir şey olmaz.
Ancak ülkeyi yönettiğini sanan hükümet, iktidarını Amerika’ya dayandırdığından, bunu yapamaz. Sonunda Amerika’nın dediği olur. Bizde petrolü daha uzak ülkelerden daha pahalıya olmak durumunda oluruz. Bedelini de zaten halkımız öder.
Amerika 54 Türk firmasına zaten ambargo uygulamaktadır. Bu şirketlerin banka transferlerini engellemiş durumdadır.
Ambargo uygulanan şirket adedi artıkça, Türkiye’nin İran ile olan ticareti de, o oranda azalmaktadır. Bildiğiniz gibi, yabancı ortaklı şirketler, ambargonun adını duyar duymaz, zaten İran ile ilişkiyi kesiyor.
Türkiye’deki sermayenin %70’ini zaten yabancı bankalar kontrol ettiğinden, İran ile ticaret yapmak isteyen şirketlere kredi vermiyor.
Bu sebeplerden, İran ile ticaretimiz bir türlü istenen seviyeye gelmiyor.
Eğer bu Amerikan bağımlısı hükümet işbaşında kalırsa, vazgeçtim İran ile ticaretten, savaşır hale gelmezsek kazanç diye saymamız gerekir.
Yahudi sermayesi, Türkiye’nin İran ile olan tüm ilişkisini kesmesini istiyor. Bu süreç böyle işlemeye devam ederse, petrolün varili 150-200 doları bulur.
Uşaklığın dibi yoktur.
Şimdi çok merak ediyorum. Yalaka medya bu durum karşısında, hangi yalanlar ile Türk halkını kandırmaya çalışacak.