Senelerdir üst yönetimden ülkemizin başına hakaret, küfür, iftira, dalavere, dalga geçme v.b. algı yönetme teknikleriyle oluşan gayri ciddi, yakışıksız sözler yağdı ve yağıyor. Özellikle sel, yangın, deprem gibi afet dönemlerinde kötü söylemler tavan yapıyor.
Devletin ana tavrının nezaket olduğunu görerek ve duyarak yetişmiş olan bir kesim bu duruma hayretler içinde kalırken;
bir kısım bilinçsizler ve düşünce engelliler bu söylemleri yağmur kabul ettiler, ” Ya rabbi şükür” dediler.
Bu yüzden karpuz gibi ikiye bölündü insanlar, sorunlar çığ gibi büyüdü ve çözümsüz hale geldi…
Ben daha önceki bir iki yazımda bu tür konuşmaları “şıltak yapmak” olarak niteleyip ironi yapmıştım.
Bir Psikiyatri Uzmanı da bakın ne diyor;
“Kişi haksız olduğunu kabullenemediği durumlarda hakaret yolu ile bu duygusunu bastırmaya çalışabilir.Haksızlığı ile yüzleşeceği korkusu ile durumu örtmeye çalışarak hakaret yoluna başvurabilir”
Asuman Soydan Atasayar