Türkiye, kısır siyasi hesaplaşmalar ve tartışmalar, etnik, siyasi ve dinci terörün yarattığı saflaşmalar nedeniyle uzun süredir, toplumdaki katmanlar ve kuşaklar arası sosyal ve kültürel değişim ve etkileşim ve hatta çatışmalar üzerine odaklanamadı. Öteden beri tek güç ve belirleyici olan siyaset, başta ekonomi olmak üzere meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri, akademisyenleri ve en önemlisi toplumu peşinden sürüklemeye devam etmiştir. Toplumda bireysel ve kurumsal başarı için, siyaset kurumunun yegâne amaç olduğu gibi bir yanlış algı oluşmuştur.
Bu algıyı Türk siyaseti ve Türk aydınlarının 21 yılda aşmak zorunda oldukları son yaşanan olaylar, soğukkanlılıkla incelendiğinde, görülmektedir.
Tüm dünya gibi Türkiye’de kapılarını küreselleşmeye açmış ve/veya açmak zorunda kalmıştır. Küreselleşmenin nimetlerine, ki bunlar ileri teknoloji kullanımları, bilgi paylaşımları, AVM’ler, marka ürünler tüketmeler, kolay kredi imkanlarına kavuşmalar vs.- kucak açarken, biz eski kuşaklar istedik ki, küreselleşme sosyal dokumuzla oynamasın, kültürümüze ileşmesin, inanç ve ritüellerimize saygı göstersin, siyasetimize dolaylıda olsa müdahil olmasın.. Yani bizi “biz” gibi kabullensin, bizde onun ürettiği mal ve hizmetleri tüketmeye devam edelim…. Olmuyormuşşş…
Küreselleşme, hele de 21 yüzyılda, mal ve hizmeti üretirken bu mal ve hizmetin tüketilmesi için finansal araçları da üretir. Bunun sonuçları ile ilgilenmez/ilgilenmez görünür. Küreselleşmenin sonuçları ile ilgilenmek tüm dünya siyasetinin, meslek ve sivil toplum örgütlerinin, akademik çevrelerinin sorunudur aslında. Bunun böyle olduğu 31 Mayıs-17 Haziran arasında süren sosyal çalkantılar da görülmüştür.
İşte bu çalkantılı dönemde devraldığımız İSBFMEZDER Başkanlığı ve Yönetim ve Denetim kurullarında görev alan okuldaşlarım için, dernek faaliyetleri de zor koşullarda başlamış oldu. Yeni Yönetimin önünde 1 ay sonra yapılacak Dernek Dayanışma Gecesi ve 2 ay sonra yapılacak İ.Ü. Siyasal Bilgiler fakültemizin mezuniyet töreni vardı. Ve Yönetimdeki bazı arkadaşlar daha bir birlerini tanımıyorlardı.
Ama Siyasallı olmak öyle bir ruhtu ki, olayların en hararetli döneminde, toplumsal sorumluluk bilinciyle davranacak; dayanışma gecemizi yaptığımız gibi, inşallah 27 Haziran’da hem 30. Yıl mezunlarımızın hem de 30 yıl önce mezunlarımızın mezuniyetlerini kutlamaktan da geri kalmamış olacağız.
Bu vesile ile 01 Haziran 2013 tarihindeki gecemize katılımları ile bizleri onurlandıran İ.Ü. SBF camiasına (Dekanlık+ Mezunlar+Öğrenciler) hem de gecemize sponsor olarak katkı sunan;
SONER KARABABA
BERİN ATAMAN
MEZUN GRUP
HAKAN KOZİK
SUAVİ AYDINKAPLAN
MİNE TÜRKELİ
HÜSEYİN TUNÇ
OĞUZ TURAN CAN
GÜRDOĞAN YURTSEVER
SERDAR SALEPÇİOĞLU,
Okuldaşlarımıza Yönetim Kurulumuz adına bir kez daha teşekkür ederim. Başkan – Asım SES