Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Halil ARIK

Terazi Kabaktan… Dirhemi Boktan Olmasın!.. (I)

Mehmet Halil ARIK Yazar Mehmet Halil ARIK
31 Aralık 2013
Mehmet Halil ARIK
0
407
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Terazi temiz olsa ne yazar, tartan el kirliyse” derdi ninem..

“Okkası bozuksa terazinin; tartım kime yarar” diye de eklerdi, birde.

Ona göre terazi temiz, el dürüst, okka doğru olacak ki hilesiz olsun tartım!. Dediği terazi; pazarda salatalık, manavda armut, kasapta but tartanı değildi elbet..

Hakkın ve hukukun da tartıya dahil edildiğini bilirdi..,

Mizandı onun gözünde terazi, emeği de,ahlakı da, onuru da tartan!..

Muhasibi de vicdandı, akıldı, izandı.

Okuması yazması yoktu ninemin… Buna rağmen, mağrur, bencil ve acımasızlığın batağında kaybolmuş bir vicdanın kişileri ve çevresini ne tür kirliliklerin içine sürükleyeceğini çok iyi bilirdi. Temizliği teraziden çok tartan elde arıyor olması da bundandı.

*

Ah be ninem!… Ne kanun nedir bildin, ne de kanunu yapanları tanıdın… Ne bir hüküm okundu yüzüne, ne de mahkemeden bir celp aldın… Senin bildiğin hukuku, kişi ile yaratan ve kişi ile vicdan arasındaki hesaplaşmadan ibarettir… zannettik hep!…

Oysa sen, kanun değil, uygulayandır en temiz el olduğunu yarım asır artı bir düzine yıl öncesinden söyler dururmuşsun da… aymamışız, anlamamışız, uyanmamışız biz… “Büyüklerimiz bilir” yargısı hep tutmuş dilimizi… tutsak almış beynimizi… Meğer o “büyük” bildiklerimiz(miş) terazinin okunu kıran, dirhemini boktan kılan!… hukukun önüne barikatlar kuran…. Sonra da kalkıp bu soysuzluğu, bu yolsuzluğu “ileri demokrasi” diye yutturan!… El bağlı, dil suskun, vicdan esir!… Karanlığı yaşam tarzına çevirmek istiyor rezil!..

80’e yakın hukuk fakültesi açmışız da, bir “hukuk devleti” yaratamamışız!… Yuh olsun bize!.. Salonlar dolusu hukuk öğrencileri toplamışız da, koltuklarına, ciltler dolusu kitaplar vermişiz de, başlarına kalabalık sıfatlı, Doç, Dr.. Prof ‘lar dikmişiz de “hakları hem sağlayan hem koruyan, hem tartandır hukuk… kaynağı da adalettir!..” demişiz de; adaleti uygulayacakların nasıl adil olmaları gerektiğini, ilkeleriyle belletememişiz… Yeri gelmiş. Hukuku, yönetenin eline esir vermişiz!..

“Adaletin ölçütü, önce, vicdan, sonra yazılı kurallardır!..” diyememişiz!… Baş olan, ister asmayı, ister baş kesmeyi isterse yazanı çizeni ekmeğinden etmeyi kendisine hak bilmiş de, bizler de susmayı işin gereği bilmişiz… Hadi biz halk olarak ayamadık, uyanamadık; ya 80 fakültede onbinlere “hukuk” öğreten “o kalabalık” sıfatlılar ne yaptı!… Korktu, sustu…pusdu. “Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder, dilim durursa!…” Öyle mi…!? Ne yazık ki bu ülke en çok şeytanlardan, dilsiz şeytanlardan çekti…çekiyor… çekecek!… Riyadan yalana, aldatmadan imana, imandan (olmayan) inanca atlamayı ustalık saymışız da, adaletin, lazım olunca değil, her zaman gerekli olduğuna kendimizi inandıramamışız!.. Milli irade derken de, hak, hukuk, adalet derken de, özgürlük, hür düşünce, fikir özgürlüğü, yaşam biçimi, saygı ve hoşgörüden söz ederken de, “ileri demokrasi” riyakarlığından farklı bir tavır içinde olamamışız… Akıl yürütme yerine biat etme kültürünü imandan-inançtan saymışız… Yuh olsun bize!…

Adaletiyle-sevecenliğiyle-hoşgörüsüyle-tatlı diliyle değil; öfkeli hitabetiyle yer ettirmişiz beyinlerimizde… Sevgi ve hoşgörümüzle değil; kindar ve dindarlığımızı ön plana çıkararak, bölerek, ayrıştırarak, her gün yeni bir “öteki” yaratarak kitleleri peşinden sürüklemeyi, maharetine sıfat yapmışız…Ve haykırmışız peşi sıra: Memleket seninle gurur duyuyor!.. Öylesine inandırmışız ki onu; kendisi dışındaki tüm güçlere meydan okur olmuş!.. Kefenimizi giydikte çıktık yola, diyenlerin peşinden, kefenleri sırtında biat eri yoldaşların türemesi şaşılacak olay değildir… Şaşılması gereken, kefeni ilk giyenin, kim, neye ve kimlere karşı giymişliğidir!.. Kefeni giyen de, giydiren de, öncelikle, piyasaya, cana düşman katiller saldığının bilincinde olmalı değil midir!?…

Vicdanı ve izanı yok sayan böylesi zihniyet sahiplerinin “eşitlikçi hukuk” adına bir ileri adım atmalarını beklemekten daha aptalca, daha safça ne olabilir!?.. İlahi adaletten bahisle, bu dünyanın adaletinden kaçışı mümkün görenler, en büyük ihaneti hem toplumsal hem de ilahi adalete karşı yapmaktadırlar. Bırakalım ilahi adaleti.., Kendi kadrosundaki Münkir ve Nekir ile tutsun bireylerin hesabını. Bu dünyanın hesabını da bu dünyaya bıraksın. Bırakmıştır da zaten. İlahi adaletin bu nedenle yeryüzünde temsilcisi yoktur. Tanrı’dan başka kimseye hesap vermezlik ve bunun açıktan ilanı, yaraya semerin dokunduğunun açıktan ilanıdır!… Adil hukuk Öbür dünyaya bırakmaz hesabı, bu dünyada bitirir işini …!.. Bitirmiyorsa, adil değildir… Adil değilse… kaos hakimdir. Kaos ise, kurulu düzenin en büyük düşmanıdır!.. Kararını Tanrı’nın mizanına havale eden hukukun bu dünyada işlevi yoktur. Ve o çok rakamlı hukuk fakülteleri, karar, tanrı mizanına bırakılsın diye açılmamıştır. Hukukun terazisini tutan ellere toplumsal görevler yüklenmiştir. Savcıdır, hakimdir, validir, kaymakamdır, polistir, amirdir, kolluk kuvvetidir bu görevleri yüklenenler!.

Yaptırım gücünü uygulayamayan hukuk, hukuk değildir, ve o devlet de; hukuk devleti değildir!. Hukukun işlemediği yerde devletin varlığından söz etmekse ciddiyetsizliktir. Adaleti, mülke, yani devlete temel kılma ve güvenilir olmadır bu işin özü.!… Güvenilir olmalıdır ki hukuk; halk, mülkün-devletin kapısından başka kapılarda hak arama yolunu aramasın… tetikçiler tutmasın!…

*****

Eğer baki kalacaksa bir devlet asırlar boyu; Yaşayacaksa bir ulus birlik; dirlik içinde… ilelebet; iki güç hem etkin hem güvenilir kılınmalıdır devlette elbet!..: Ordu ve hukuk!.. İstila edilmiş ülkeler, bağımsızlığı elinden alınmış sömürgeler; öncelikle; bu iki güçten mahrum edilirler!..

Mahrum edilirler ki; içerde ve dışarıda; iki savunmadan ve korunmadan yoksun kalsın halk. Güçsüz düşsün devlet. Teslim olsun… çöksün. Hukukunun ve ordusunun ömrü kadardır ülkelerin ömrü!.. Faşist ve antidemokratik ülkelerde; yönetimler iki şeyi en öncelikli yapar: 1- özel güçlerden kurulur ordular. 2- Hukuk doğrudan ve öncelikle yönetimin emrine sokulur.. Mevcut hukuku yeterli görmez kendi otoritesini kurmaya… Özel mahkemeler kurulur. Oysa;… Hukuk, demokratik bir ülkede siyasal düşünceye karşı baskı aracına dönüşemez..

Faşist uygulamalarda, hukuk ve yönetim ayrı ellerde düşünülemez!.. Eğer günün birinde birileri çıkar da “yürütme ve yasama bende”… der de, yargının elinde olmadığından dem vurarak hayıflanırsa, bilin ki o kişide demokrasi soksan durmaz!.. Hukuk, adalet dağıtmak yerine; intikam almaya yönelik eylemler, tertipler, içine sokulamaz. Hukuk adildir, eşitlikçidir, kişilere dönük özel hukuk uygulanamaz… Günü geldiğinde; beni çağıran hukuk; başbakanı da, en yakınlarını da çağırır… O da ben de; tıpış tıpış gideriz hukukun huzuruna!… İşte hukuk devleti budur!… Gerisi üfürükten teyyare!…

Mehmet Halil Arık

Paylaş
Etiketler: hakhukukuOkkası bozukTerazi temiz
Önceki Yazı

Tarımımız İçin Yeni Sosyo-Ekonomik Model Arayışları!

Sonraki Yazı

Yeni Kolesterol Kılavuzu

Mehmet Halil ARIK

Mehmet Halil ARIK

İlişkili Yazılar

2024’e Kahırlı Sesleniş (I)
Genel Eğitim

Makamı Can Değil “Ar” Doldurur! (l)

12 Aralık 2025
5k
Ata’ya Sesleniş (II)
Genel Eğitim

Ata’ya Sesleniş (II)

13 Kasım 2025
5k
Ata’ya Sesleniş (II)
Genel Eğitim

Ata’ya Sesleniş (l)

12 Kasım 2025
5k
Bu Ülkenin Aydınlık İnsanları; (10Kasım’da Sitem)
Anma

Bu Ülkenin Aydınlık İnsanları; (10Kasım’da Sitem)

10 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Yeni Kolesterol Kılavuzu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Kim Kırdı

Kim Kırdı

18 Aralık 2025
Korkuluk

Korkuluk

18 Aralık 2025
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap