1973 Yılında ITU de Öğrenci iken Çizdiğim Proje mi, 2005 Yılında Star Mimar Gehry’nin Çizdiği Proje mi…?’
Mimarlarımıza neden güvenmiyoruz?
Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk’ün emriyle yabancı mimarlar davet edilmişti. O tarihlerde ülkemizde mimar sayısı 200 kadardı, durum kaçınılmazdı. Holzmeister, Bonatz, Taut, Prost Hocalar TBMM, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Bakanlıklar, Fakülteler gibi önemli binalarımızı tasarladılar, Anitkabir’in şekillenmesinde rol oynadılar, Kentlerimizin planlarını yaptılar.
Şimdi ise 35.000 kayıtlı mimarımız var. Çoğu işsiz veya başka işlerle uğraşıyor.
Buna karşın, son zamanlarda önemli yapıların projelerini yabancılara hazırlatmak moda oldu. Seçkin işadamlarımız, kurumlarımız, bankalarımız, üniversitelerimiz bu süreçte başı çekiyorlar. Büyükşehir Belediyesi de Kartal ve Küçükçekmece‘nin Kentsel Tasarım Projeleri için yabancı mimarları davet etti. İşi Irak asıllı Zaha Hadid ve Malezyalı Ken Yeang‘a verdi. Bizim Türk mimarlar yarışmaya dahi alınmadı. Zincirlikuyu-Levent bölgesindeki devasa yapıların, alışveriş merkezlerinin, lüks konut sitelerinin çoğunda yabancı mimarların imzası var. Washington Büyükelçiliğimizi Yahudi Amerikan Shalom Baranes, Tokyo Büyükelçiligimizi Japon Kenzo Tange ye çizdirdik. Berlin de benzer durum yaşanıyor. Nasıl oldu ise Riyad Büyükelçiliğimizi çizmek bana nasip oldu. Yabancı mimarların Türkiye‘de yaptıkları yapıların listesini yazsam şaşırısınız. Sanki 3. Dünya ülkesiyiz.. Proje bedeli olarak dışarı giden döviz de işin tuzu biberi.
Yabancı mimarlara karşı çıkacak son kişilerden bir tanesi Benim. Meslek hayatımın neredeyse yarısı yurt dışında geçti. Ikinci Yüksek Lisansımı ve Doktoramı ABD de yaptım. ABD, Japonya, Suudi Arabistan ve Isviçre de çalıştım. Bir süre AIA Amerikan Mimarlar Odası’nın Güney Avrupa Direktörlüğü’nü üstlendim. IAA Uluslararası Mimarlık Akademisi’nin Bölge Başkanlığını yürütüyorum. Birçok payeyi uluslararası platformlarda aldım. Ancak, yabancı mimar konusunda işi dozunda tutmak gerektiğini düşünüyorum.
Memnuniyetle okuyorum ki Kıraç Vakfı’nın Tepebaşı Kültür Merkezi Projesi’nin önündeki engeller kalkıyormuş. Kıraçları alkışlamak lazım. Istanbul’a anıtsal bir yapı kazandıracaklar. Ağır sağlık sorunlarına rağmen bu süreçte yıllardır yılmadan maddi manevi mücadele veriyorlar.
İçimi kemiren konu ise mimar olarak ABD li star Frank Gehry’nin seçilmesi (resim). Benim bu projeye olan özel ilgim ise 1973 yılında ITU den mezun olurken hazırladığım proje konusu ile aynı olması.
Projemi arşivden çıkardım ve gördüm ki 37 yıl önce bir öğrenci olarak tasarladığım proje Dünyaca ünlü Mimar Gehry’nin hazırladığı projeye kıyasla Istanbul’a daha çok yakışıyor (resim).
Gehry 1997 yılında Ispanya’nın Bilbao şehrine bükülmüş metal kutuları andıran Guggenheim Müzesini tasarlayınca yıldızı iyice parlamış, bu anıtsal yapı nedeniyle Bilbao çekim merkezi olmuştu. Titanium adlı özel bir metalle kaplanan yapının eğrisel satıhlarını çözebilmek için Gehry uçak tasarımında kullanılan bilgisayar programlarına başvurmuş ve bir harika yaratmıştı. Sonraları Gehry bükülmüş, buruşturulmuş, metal satıhlar manzumesi olan ‘dekonstruktivist’ stilinin versiyonlarını yaklaşık 10 şehirde inşa etti (resim). Ancak, tarih ve kültür yüklü kentler Gehry’ye pek geçit vermedi. Los Angeles’e tasarladığı Disney Concert Hall ‘metal yansıması gözleri rahatsız ediyor’ gerekçesiyle davalara muhatap kaldı.
Sıradan bir bina yaparsanız çok yerde tekrarlayabilirsiniz, kimse rahatsız olmaz. Ancak iddialı ve sanatsal bir mimari yorumun tekrarı değerini yitirmesine neden olur. İşte mimar Gehry’nin artık birçok şehirde uygulanmış bu vurucu mimarisinin bir benzerinin de Istanbul’un bu tarih ve kültür odağı alanına oturtulmasını içime sindiremiyorum. Istanbul bu arsada kendi öz değerleriyle özdeşleşen, bütünleşen ve benzeri olmayan bir proje hak ediyor. Ve bu nedenlerle 37 yıl evvel ITU da öğrenci iken bu arsaya çizdiğim projenin dahi Gehry projesinden daha doğru olduğunu düşünüyorum (resim) . Kıraç Vakfı işi Gehry’ye verdiğinde bu efsane Mimar’ın bu sansasyonel bükülmüş metal mimarisi henüz çok tekrarlanmamıştı. Kıraçlar işe bugün başlamış olsalar muhtemelen farklı bir seçim yaparlardı.
Kanuni Süleymaniye Camiini, Yavuz Sultan Selim de Selimiye Camiini Koca Sinan’a değil de Yunanlı Mimarlara çizdirselerdi bugün bu yapıtlarımızla bu kadar övünebilirmiydik?
Yok mu bizde doğru dürüst bir mimar.?
Istanbul için üzülüyorum…..
Mimarlık bir kültür ve kimlik meselesidir, bunu algılamakta zorlanıyoruz…..
Kendim ve meslekdaşlarım için üzülüyorum…..
Mimarlarımıza, Mühendislerimize bizler sahip çıkmazsak kimler çıkacak ? Yabancılarmı..?
Yok mu bizde doğru dürüst bir mimar.?
Istanbul için üzülüyorum…..
Mimarlık bir kültür ve kimlik meselesidir, bunu algılamakta zorlanıyoruz…..
Kendim ve meslekdaşlarım için üzülüyorum…..
Mimarlarımıza, Mühendislerimize bizler sahip çıkmazsak kimler çıkacak ?
(resimler: 1 adet mimar gehry tepebaşı projesi, 1 adet mimar (öğrenci ) a v alp tepebaşı projesi
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.