Attıkları sloganın farkında olmayan CHP ilçe başkanları.
Bugün de, Esenyurt CHP ilçe kongresini yazmaya devam edeceğim.Çünkü buradan yola çıkarak, CHP örgütlerinin durumuna da ayna tutmak istiyorum
Öncelikle şu delege seçimleri ile ilgili birkaç gözlemimi anlatayım.
CHP’de delege seçimleri yapıldı; İstanbul ve Türkiye’nin dört bir tarafında.
Gönüllü partiye üye olmuş, üyelerin kaçı delege seçimlerine katıldı?
Ben diyeyim yüzde 50, siz deyin yüzde 30. Katılımın yüzde 50’leri geçtiği örgütler olmuşsa da inanın iki listeli seçim yarışlarından dolayı olmuştur.
Kimi ilçelerde parti üyelerine haber verilmeden masa başında seçimler yapılmış, masa başında delege isimleri yazılmış. Hısım akrabalar, eşler kocalar, kardeşler delege olarak yazılmış. Garanti delege lazım, iktidar içi mücadelede… Kim takar diğerlerini?..
Seçilenlerin yerine daha sonradan yazılan delegeler. Delege seçimlerinde yaşanan kavgalar.
Binlerce üyenin olduğu örgütler, delege seçimlerine katılmayan üyeler, kongrelere gelmeyen partililer.
Demokrasiyi isteyen partinin içler acısı durumunu görebiliyor musunuz?
Türkiye’de seçimlere katılma oranı yaklaşık yüzde 80. Parti içi iktidar yarışlarında gönüllü üye olmuşların, seçimlere katılma oranı ortalama yüzde 40’larda.
****
Düşünün binlerce parti üyesinin olduğu, bununla gurur duyan ilçe örgütleri kongreleri nerelerde gerçekleştirdiler? Düğün salonlarında.
Salondaki kalabalıkların durumu ne? İki listeli seçim yarışlarının yaşandığı ilçelerde örnek Avcılar kongresinin yapıldığı salonun durumu içler açısı. Salonun bir tarafında oturanlar, konuşmacıları görmez, diğer tarafında oturanların ise ayağa kalkmaları gerekir, konuşmacıları dinlemek için.
Salondaki kalabalık sayısı ise inanın herkesi toplasanız 500’ü geçmez. Oy kullanan delege sayısı 400’e yakın.
Avcılar CHP’nin üye sayısı nedir? Tahmin ediyorum 7-8 binden aşağı değildir.
Aynı şey Esenyurt içinde geçerli. Salonda bulunan insan sayısı ne kadar? Delegelerin iki katı. Yani 800 kişi. Bu rakam bile benim için iyimser bir rakam.
Esenyurt’ta yerel iktidara talip, genel seçimlerde 74 bin oy almış bir partinin kongresine katılım 1000 bile değil. Üye sayısının altıda biri, oy verenlerin ise yüzde 1.5’u.
Bu gerçek İstanbul’un diğer ilçelerinde farklı mı? Hayır.
*****
İnanın CHP bugün ilçe örgütlerini fesh etsin, daha çok oy alır. Çünkü ilçe örgütlerinin başında bulunanların büyük çoğunluğu CHP’nin ne olduğunun farkında değil.
Eski devrimci solculuktan gelenler kürsüde, TEK YOL DEVRİM diyerek konuşma yapıyor. Konuşma yapan kim; Esenyurt İlçe Başkanı Kemal Deniz Bozkurt. Yani kongreyi kazanan zat-ı muhterem. Şimdi bu Bozkurt, sahaya inse mahalle mahalle, kapı kapı dolaşsa, kalabalıklara konuşsa ne anlatacak? Tek yol devrim!
Halkımız ne diyecek? Bravo. Oyumuzu sana veriyoruz. Yaşa varol.
Zaten o söylem, slogan iş yapıyorsa CHP’de ne işiniz var?
Amaç, gariban üç beş tane delegenin yüreğini okşamak, yani dostlar alışverişte görsün.
Gören de CHP’yi sosyalist, devrimci, komünist, radikal devrimci bir örgüt zannedecek.
Sosyal demokrat olduğunu ancak Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber birazcık anlayan, solculuğu ulusalcılık olarak algılayan, anti emperyalist söylem geliştiren kendi gerçeğini göremeyen örgüt ve başında bulunanlar.
Kılıçdaroğlu’nun ısrarla Yeni CHP demesinin anlamını bile fark etmeyenler.
Geçmiş devrimci soldan gelenler geldiklerin yerin farkında değiller. Farkında olmadıkları için de hayatın akışının tersinden kürek çekiyorlar.
****
Devrimci solcu ve etnikmezhepsel söylemi en iyi yapan, Dr. Bülent Kerimoğlu, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin oyunu tavan yaptırdığı 2009 yılında partisinin il genel meclis oyundan daha az oy almış. Karşısında DSP, SHP gibi sol partiler olmamasına rağmen AK Parti’nin adayı karşısında hezimete uğramıştı. AK Parti ilçe belediye başkan adayı, CHP adayını ikiye katlamış. Yani yüzde 50 fark atmıştı.
Aynı Dr. Bülent Kerimoğlu, 2004 yılında solun seçim kaybetmesine neden olmuş, kendisi CHP’den aday adayı olmuş, aday yapılmayınca DSP’den aday olmuş. İl seçim kurulu adaylığını ret edince babasını aday yapmış. İnsanlar, oyunu verirken Dr. Kerimoğlu’na verdiğini düşünerek 10 bin oy vermişti.
SHP yaklaşık 20 bin oy, CHP 7 bine yakın oy almış. Ve o seçimlerde Dr. Kerimoğlu’nun hırsı olmasa o gün seçimleri AK Parti 28 bin oyla kazanmış olmayacak ve solun kalesi diye övünenler de bugün başları önde hikâyeler anlat-mayacaktı.
*****
Şimdi geliyorum pazar günü yapılan kongreye.
Dünün hırsları, gönül kırgınlıkları ortada duruyor. Ve somut olarak iktidar partisi ile oy farkı da.
Buna rağmen, 2014’de adaylığını kesinleştirebilmek için yapılan ayak oyunları.
Halbu ki, gerçek ortada dururken yapılması gereken ne?
Kimseyi küstürmeyecek, bir seçim yarışına sokmayacak ortak ve güçlü bir liste hazırlamak.
Çarşaf listeyle seçim yapmak. Yönetime aday olmak isteyen herkesi yarışa sokmak. Kırgınlıkları ortadan kaldırmak.
Kongrede birlik görüntüsü vermek.
Yan yana durmak. Örgütü bir yarışa sokmamak. Tüm aktörlere yer vererek, herkese de bir yer bularak 2014’e yürümek.
Çünkü halen içlerindeki geçmişin hesabı bir kenara bırakılamamış. Formalite icabı yan yana oturmak değil ki…
****
Aktörlerden biri küstürüldüğünde, 2009 yılındaki sonuçtan daha beter çıkacak bir sonuç yaşanacağını görmesi gerekenlerin, hırslarından dolayı gözlerine mil çekilmiş sanki. Kör olmuşlar. Hırsları akıllarının önüne geçmiş.
İlçe kongresini kazanmak, parti içinde iktidar olmak, partiyi yerelde ve genelde iktidar yapmayacağına en iyi örnek; Baykal dönemi.
Bunun farkında olmayan, en çok kızdıkları zihniyete benzeyenlerin CHP’si. Yazık.
Son söz: Düşünün Avcılar’da, Esenyurt’ta muhalefet çok küçük farkla seçimi kaybetmiş. Yönetimde ve il delegelerinde temsilcisi yok. Aldıkları oy oranında, herkes yönetimde ve il delegelerinde temsil edilse parti daha çok büyüyecekken, parti içi iktidara kilitlenmiş ve etrafını kırıp geçiren zihniyet.
Böyle bir partide gelecek ne mi olur? Bugünden söyleyelim. Sükut-u hayal.