Eğitimde, öğrencilerin hür düşünceli, çok taraflı bakış açısı kazanmış, tartışma ve araştırma kabiliyetine sahip, dogmatizmden uzak şekilde yetiştirilmeleri çok önemlidir. 'Tek tip' insan yetiştirilmesi, fertlerin çocukluğundan itibaren otoriter bir ortamda, demokratik ve hürriyetçi değerlerden uzak bir şekilde eğitilmesi, hem kişi hem de toplum bakımından mahzurludur.
Disiplinsizlik ve 'çokkültürlülük' olmadan da vatanına ve değerlerine bağlı hür düşünceli nesiller yetiştirebilirsiniz.
27 Kasım 2012 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan yeni kılık kıyafet yönetmeliği, 'tek tipçilik'ten uzaklaşma bakımından olumludur.
***
Bu tartışma, 40 yıldan beri Türkiye'nin gündemindedir. Millî Eğitim Bakanlığım sırasında bu meseleyi derinlemesine inceleme imkânı bulmuştum.
Bizim nesillerin hatıraları arasında, ilkokullarda beyaz yakaları, kurdeleleri ve siyah ya da gri önlükleri ile koşuşturan gül yüzlü çocuklarımız vardır. Diğer taraftan, ortaokul ve liselerdeki sarı şeritli şapkalarımızı kontrol eden, okul kapılarında elinde makasıyla bekleyip uzun saçlıların saçını kesen ve kızların etek boyunu denetleyen müdürleri ve öğretmenleri de bugünmüş gibi hatırlıyoruz.
Tek tip kılık kıyafet, âdeta kültürümüze nakşettirilmişti. Hele özellikle 1980 sonrasında 'çağdışı başörtüsü yasağı' yüzünden toplum olarak çektiklerimizi unutmadık.
***
Okullarda kılık kıyafet serbestliğinin olumlu ve olumsuz tarafları şunlardır:
1. Tek tipçiliğin kaldırılması, demokrasi kültürünün geliştirilmesi, öğrencilere ve ebeveynlerine serbesti tanıması bakımından olumludur. Lâkin, çok sıkı, sert ve zorlayıcı uygulamalar haricinde, çeşitli okullardaki birbirinden farklı fakat tek tip forma uygulamalarının, özgürlükleri bağlayıcı olduğu söylenemez. Bu kıyafetlerin bizzat okul aile birlikleri tarafından serbestçe seçilebilmesi de mümkündür. Esasen, hâlen uygulama da bu istikamettedir. Ayrıca, bu uygulama estetik açıdan da çok daha güzeldir.
2. Tek tip kıyafetin kaldırılmasındaki en olumlu unsur, okullarda kız öğrencilerin inançlarından dolayı başlarını örtmelerine imkân tanımasıdır. Ancak bu serbesti, imam-hatip okullarında tam olarak uygulanabilmesine rağmen, diğer okullarda sadece Kur'ân-ı Kerim dersleri için mümkün olabilmektedir. Bu da hem huzursuzluk doğurmakta, hem de imam-hatip okullarına meslekî öncelik dışında öğrenci kaydırılmasına sebep olmaktadır. Prensip olarak, artık her dereceli bütün okullarda başörtüsü yasağının kaldırılması lâzımdır.
3. Tek tip kıyafetin kaldırılması, çok önemli bir 'sosyal adalet' meselesine sebep olacaktır. Esasen, ben de dahil, daha önceki millî eğitim bakanlarının tek tip kıyafeti kaldırmayışımızın da sebebi budur. Türkiye'de okulların çok büyük çoğunluğu (yüzde 95'i) resmî devlet okullarıdır. Bu okulların öğrencilerinin büyük kısmı ya orta gelirli veya dar gelirli ailelerin çocuklarıdır. Meselâ, ilkokullarda tek koyu renkli önlük uygulaması, sosyal adalete uygun olacak ve farklı kıyafetlerin sebep olacağı rahatsızlığı ortadan kaldıracaktır. Bu uygulamada, her okul veya sınıfın farklı renkleri seçmesi de mümkündür. Önemli olan ucuz, basit, sade ve temizlenmesi kolay kıyafetlerin seçilmesidir.
Çocuğuna ille de markalı ve pahalı kıyafet giydirmek isteyenler, özel okulları tercih edebilirler.
***
Sonuç olarak, bu konuda toplumdaki sosyal adalet ve huzura önem verilerek konunun bir defa daha araştırılıp düşünülmesi gerekir.