İlginç şeyler geçiyor aklımdan… Tazminatlar konusu da geçiyor aklımdan… Bugün şeyi de düşündüm… neyi? Bir öğretmen eğer ki “model” ise modellik de yapıyor demektir.
Geçen sene bizim sendika(erkek sendika: Eğitim-İş) nöbetler konusunu açınca ortalık heyheylendi ve sonuçta ne oldu? Şimdi, öğretmenler nöbet parası alıyorlar. İyi oldu eğitim camiası için. Az da olsa bir katkıdır öğretmene. Fakat öyle mi böyle mi demeyin; çünkü nöbet dediğiniz şey gerçekten zorlu bir iştir. Hele de öğrencinin başına bir iş geldiğinde yüklenmesi gereken sorumluluk çok ağırdır. Meselenin başka yönleri de var tabii.
İşte!; yukarıdaki “modellik” konusu da bu nöbet konusuna benzer. Mesainiz bitiyor… Akşam veya hafta sonları veya diğer tatillerde bürünmüş olduğunuz “model-kimlik”i hala taşımak ve yükünü sürekli çekmek zorunda kalıyorsunuz. İsteseniz de istemeseniz de, fark bile edemediğiniz ve enerji harcayan zihinsel emeklerinizi sarf etmeye devam ediyorsunuz.
Yani bu, zaten yapageldiğiniz “model”liği ek iş olarak düşünüp soruşturma başlatılması da olasılıklı. Mes’eleyi cıvıtmadan devam edelim… Gerek mesai içinde gerek dışında yapmış olduğumuz bu modellik hizmeti için de ücret talep etmek gayet de mantıklı geliyor bana.
Öte yandan; kutsallık, mum vb kelimeleri öne sürerek konuyu geçiştirmeye çalışmak ciddiye alınmadığımız hissiyatımızı kuvvetlendirir.
Peygamber mesleği, sabrı filan… değil bu. Peygamberler vahiyleri tebliğ için bir ücret istemezler. Bakın! Nasıl da uyanıklar değil mi!.. Peygamber meygamber cart curt ayağına ücret de istemeyin, sakın! Gibi bir imamsı, çağrıştırmalı dil kullanıyorlar. Kısmi şirktir bu. Eğer ki Tanrı’ya eş vb bir anlam iması yapılsaydı tam şirk olurdu; fakat peygamber iması… evet, bu kısmi şirktir.
Modellik önemli. Kurum içinde neye model olmak?.. sorusunun bir sürü yanıtı var. Kurumların eğitim-öğretim seviyelerine göre değişir “modellik” türü. Kimi seviyede kişilik-karakter-insan görünümü bir model olacakken kimi seviyede yapılan işler itibarıyla modeller sunulması gerekir: bu bahsettiğim ikinci seviyede, daha çok, kişilik-karakter-insan temelli modeller değil de toplum içerisinde iş-işe yararlık, üretimsel zihin modelleri-ürünler öne çıkmalıdır. Esasında burada mesleki eğitimden bahsediyorum.
Mesleki eğitim okullarında, bir meslek öğretmeninin modeller sunması; kendi mesleki alanında ürün-modeller sunmasıyla olur. Örneğin, ben bir bilişimciyim. Benim karşıma gelen bir öğrencinin, çok evvelinde, kendi kişiliğinin farkında olması, taslak da olsa bir kişilik modelini kendine giydirmiş olması gerekir. Benim öğreteceğim en önemli şeyler ise bilimsel düşünüş, iş, üretim, iş disiplini… konuları olacaktır. Üretimsel bir zihin…üretim… işte bu noktada öğretmenin ortaya, geliştirilebilir-eleştirilebilir de ürünler koyması çok önemlidir. Ürün dediğimiz şey: model.
Ve meslek öğretmeni sürekli üretmelidir. Küçük, büyük, önemli, önemsiz…fark etmez; fakat sürekli üretmelidir; modelleri-ürünleri hep göz önünde olmalıdır.
Meslek öğretmeninin model oluşu bu şekilde olmaktadır.
***
Bireysel emeklilik denen şeye 4-5 sene önce katılmıştım. Aslında katılmak gibi niyetim yoktu fakat bir bankada çalışan arkadaşımı kıramadığım için katılmış bulunmuştum. Az çok bir şeyler biriktiydi. Geçen sene çıktım sistemden.
Para getirisi filan idare eder. Fakat sabırlı da olmanız gerekir. Bu sistemin adı sözde “Bireysel Emeklilik” olmasına rağmen bildiğiniz memur vb emeklilik sistemi gibi değil. Yatırdığınız paralar dolar-hisseler- tahviller gibi araçlar ile değerlendirilip çoğaltılmaya çalışılıyor.
Normal -memur-işçi- emekliliğinde ne olur?.. Çalıştığınız sürece maaş alırsınız…maaşınızdan emeklilik kesintisi alınır. Süreniz dolduğunda tazminatınızı alırsınız. Başka hizmetlerden de yararlanırsınız. Kesintili de olsa maaş almaya devam edersiniz.
Bireysel emeklilik sistemi şeye benziyor… neye benziyor. Paranızı bir borsacıya veriyorsunuz. Borsacı, eh işte kazanır tipten bir borsacı. Bir süre onda duruyor paranız. Sonra o parayı size geri veriyor. Toptan da alabilirsiniz, taksitle de. Paranızı taksitle geri almanıza onlar “maaş” almak diyor.
Yani sen iyi-kötü kazanmış gibi oluyorsun… fakat onlar senin kazandığından çok çok daha fazlasını kazanıyor.
Hükümetin bu işe -zorunlu bireysel emeklilik kesintisine -sulanmasının sebebi de; hem sıcak para, hem senin karına ortak olmak… gibi şeyler. Bu zorunlu kesinti bir çeşit vergi de aslında.
***
Arada bir derin konulara sığsal olarak değiniyorum. Geçen yazılarımdan birinde mafya devletinden filan bahsetmiştim.
Konuya şöyle başlayayım:
Bahçeli, MHP’yi bitirmek için atanmış biridir. Tamam, anladık.
Yazıcıoğlu, AKP-MHP’nin önünü kesmesin diye ortadan kaldırılmıştır. Okey!
MİT tırları-İŞid bağlantısı. Okey.
Ülkücü oylar AKP’den kaymasın diye uydurulan Türkmen Tugay masalları, Bayırbucak masalı. Okey!
Bir de Sedat Peker ortaya sürüldü. Gerilerden gelen Osmanlıcılık filan… bunlar garnitür. Sedat Peker, Ülkücü görünümlü, fakat esasında ülkücü-Türkçü-Türk olmayan bir modeldir.
Anladığınız üzere, ülkücü tabanı üzerine oynanan bir oyundur bunlar.
Modeller.
Konuyu bağlayayım: modellik paramı isterim.