Okullar ara tatiline girdi.
Tüm arkadaşlarımız yurt dışı biletlerimizi aldık. Çocuklarımızı Paris’e götürüyoruz. Diğer çocuklarımızın ailesi Uludağ’a kayak yapmaya götürecekler. Bir kısımda Yurtiçi tatil turları satın almışlar. Harika bir durum. Çok mutluyuz. Dışarda kar yağarken sıcacık otelde çocuklarımızla yemek yiyeceğiz. Onların eğlenmek istedikleri oyunlar olacak. Disneyland turumuz için inanılmaz heyecan başladı. Site komşularımızın bir kısmı bungalov ev tatilleri ayarlamışlar. Evde kalanlar yardımcıları ile güzel vakit geçirecekleri ortamların hazırlığını bitirmişler. Giderken yıl boyunca yorulan anneannemizi de götüreceğiz. Ooh şöyle ailecek mis gibi tatil yapacağız.
Herkes tatil yapabiliyor mu?
Tatile çıkacak mısın?” diye sorduğumuzda boş gözlerle karşılaşıyorsun. Boş gözün özü boş sözler.
Tatile çok gitmişim gibi konuşmayayım ama birkaç günlüğüne de olsa yakın yerlere gidebiliyordum. Bu sene gidemem diyenlerin sayısı oldukça fazla.
Bize tatil matil yok.
Çocuklar da habire gösteriyor ‘Anne buraya gidelim mi?’ diye. ‘Gideriz çocuğum deyip geçiştiriyoruz. Bizler tatili unuttuk ama çocukları zapt etmek zor.Çocuklara yönelik ücretsiz veya düşük maliyetli etkinlikler bulmak için belediyelerin veya sivil toplum kuruluşlarının sunduğu etkinlikleri araştırıyoruz.
Kulağa hoş gelen tatil planı kimileri için sadece hayal. Kimileri dediğimiz kesim kim?
Asgari ücretli, Emekli, tek maaş alanlar, çift maaş alan ancak evleri kira olanlar kısacası parası olmayanlar..
Bugün bilgisayardan tatil sayfalarını taradım. Günü birlik Kapadokya sadece git/gel belli rotasyonları içeriyor. Fiyatı kişi başı 800 TL. Yola çıktın. Öğle yemeği, çay, kahve derken 1500 TL. Bu en minimum fiyat. Sadece bir günlük yorucu bir tur 3 kişi(bir çocuk ve ebeveyn) 4500 TL. Küçük çocuğunuz varsa bu tur tatmin etmez. Eziyet ötesi bir durum. Maalesef tablo bu haldeyken tatil planlarını yapamazsınız.
Televizyonda tatile gidenleri gören çocuklar özeniyorlar. Onlarda gitmek istiyorlar.
Bir hafta tatil yap. Bir yıl borcunu öde.
Ekonomik yıkım, dar gelirliler ve sabit ücretliler için tatil yapmayı hayal haline getirdi. Ulaşıma, konaklamaya, gıdaya gelen zamlarla beraber orta gelirli çalışanlar dâhil olmak üzere tatili askıya aldı.
Bu durum sosyal depresyon yaratmakta!
Sürekli ayakta kalmak için çalışan ama hayattan hiç zevk almayan toplum olduk. Bunun tadını yabancı turistler ve ihale alanlar, iş kapanlar, yandaşlar çıkarıyor. Emekçiler tatil ne demek unuttu. Turizmciler geçtiğimiz yıllarda orta gelirli yurttaşların profillerini görüyorduk diye ifade ediyorlar. Şimdilerde bu profiller yok. Fiyatlar yükseldikçe üst düzey geliri olanlar geliyor. Eskiden memlekete giderim diyenler onu da yapamaz oldular.
Okulların tatil olmasının diğer yandan en büyük ev yükü annelerde. Çocukların tatil yapma isteği karşılanamazken, çalışan annelerin ev içindeki yükünün artmasıyla ailelerin üzerindeki stres çoğalıyor.
Sabah-öğlen-akşam yemeği, bulaşıklar derken bir gözünü açıyorsun, hava kararmış. O gün hiçbir şey anlamıyorsun. Çalışan anneler için durum daha vahim. Kadınların çilesi iki katına çıkıyor. Kadınların asli görevi gibi görünen bu işlerde üstüne binince mutlu mesut bir aile ortamı olamıyor.
Son dönemlerde cinnetler çoğaldı.
Para yok. Geçim sıkıntısı çok. Ödemeler yapılamıyor. İcra kapıda. Patronların sıkıntısı daha farklı. Onlarda vergi, işçi, SSK derken gergin. Patron/çalışan ilişkileri sıkıntılı hale geldi. Eve geliyorsun sorunlar seninle geziyor. Çocuklar istiyor. İstekler karşılanamıyor. Eş ev işinden yorgun ve bezmiş durumda.
Cinnetlerin, mutsuzlukların, çoğalan boşanmaların temel sebebi araştırılsa; Sosyal depresyon ve ekonomik sıkıntıyla ilişkilendirilir.
Sizin anlayacağınız TATİL EVDE VE SOKAKTA geçecek..
Nefes almaya, kaliteli zaman geçirmeye o kadar ihtiyacımız var ki.. Corona virüsü ve hemen ardına asrın felaketi depremi yaşadık. Şimdi daha büyük bir deprem yaşıyoruz. Ekonomik sıkıntı depremi. Yaşarken diri diri öldüren cinsten.
Milleti bilemem, ama milletin temsilcileri olan parlamenterler; Enflasyon düşürülecek, istihdam yükseltilecek, enflasyon önlenecek gibi kandırmaca ifadeleri ve politika beyanlarıyla başköşede yerlerini alıyorlar. Nasılsa onların çocukları yurt dışına tatile gidebiliyor. Genel olarak herkes kendi eksenini düşünüyor. Oy aldıkları halkın ne olduğu kimin umurunda!