Haziran ayı itibariyle Taşova ile tanışıklığımın üzerinden iki sene geçmiş oluyor. Bu süre zarfında Taşova Gazetesine yüze yakın yazı yazdım ki bunların büyük çoğunluğu Taşova hakkındaydı.
Geçen iki sene içinde Taşova’yı iki kere ziyaret ettim. İkinci ziyaretim sonucu edindiğim bilgileri değerlendirerek yaklaşık otuz yazı kaleme aldım. Ancak Taşova öyle otuz, kırk yazıyla geçiştirilecek yer değil.
Her nereye seyahat edersem edeyim bazı notlar alırım. Daha sonra da o yerler hakkında yazılar yazarım. Bir yer hakkında en gerçekçi yazıyı oraya ait kişiler yazabilir. Bizim gibi hariçten kişiler şehrin ruhunu kaleme alamazlar. Sadece görünen kısımlarını satırlara döker. O da tabiri caizse yarım yamalak olur.
Bu satırları yazmadan iki hafta önce Ünye’den yola çıkıp Tirebolu’ya kadar seyahat edip Piraziz, Bulancak, Keşap ve Espiye ilçelerinde incelemeler yaptım. Daha sonra ilk görev yerim olan Tirebolu’yu bir görüp geri döndüm.
Tirebolu hakkında en çok kitap yazılan ilçe. Ayhan Yüksel, sekizi Tirebolu olmak üzere 25 kitap yazmış Giresun iline ait. Metin Karslı Tirebolu’nun dününü bugüne taşımış. Şimdilik yedi kitabı var. Reyhan Vural ilçeyle ilgili üç kitabı kaleme almış. Tabii Giresun geneli için yapılan kültürel çalışmalar hariç. Günümüzde de Hatice Satgun gerek şiirleri, gerek sosyal medya üzerinden canlı yayınları, gerekse özel çalışmalarıyla birlikte Giresun için çalışmalar yapmış ve halen yapmaktadır.
Bütün bunları niye yazıyorum?
Amasya ve Taşova tarihi özellik taşıyan yerleşim yerlerinden. Taşova ile ilgili eserlerin sayısının çok olması lazım. Bir yeri geliştirmek için önce onu tanıtmalı. Ne kadar tanıtım o kadar göz önünde bulunmak demektir. Düşünün bir kere hangi köyde bir müze var? Taşova’nın Alparslan köyünde müze var. Ayrıca birçok köyü ve mahallesi tarih kokuyor.
Çok ilçe gibi Taşovalılar da ilçesine hizmet gelmesini isterler. Bu hakları. Ülkede aynı ölçekli yüzlerce ilçe var. Ancak adını duyuran, talep eden, dününü yarına taşıyabilen ilçeler bir adım öne geçiyor. Bu açıdan Taşova’da eli kalem tutan herkesin kalemini kullanması gerekiyor. Tirebolu ölçeğinde bir ilçe hakkında yirmiden fazla kitap ve yüzlerce yazı yazılmışsa aynı şey neden Taşova için niye olmasın.
Nasrettin Hocanın “Ye kürküm ye” sözü boşuna değil. Bir şekilde kendini gösteren göz önünde bulunur. Yoksa “Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” ki bu hizmetten de uzak olunur anlamına gelir.
Aynı tanıtım Ünye için de geçerli. Ve bu tanıtımın karşılığını da görüyor. Ünye son kırk yılda bakansız geçirdiği yıların sayısı üç-beş sene ancak. O senelerde de ağırlıklı bürokratları devreye giriyor. Her şeye rağmen Ünyeliler ilçelerini tanıtmaktan geri durmuyor.
Bu açıdan Taşovalılar bir şekilde basına yardımcı olmalı, elindeki bilgi ve belgeleri ilçenin tanıtımı için kullanmalı. Hem tarihi, hem coğrafi, hem de yerel kültürünü çok uzaklara duyurmalıdır. Mutlaka o sese kulak veren birileri olur.
Yorum Ekle