Bütün bunları düşünerek yaşamını idame ettiren her sorumluluk sahibi insanın doğru yolda azimle ve cesaretle ilerlemesi ve kısacık ömrünün hep beraber huzur ve sükûn içersinde tamamlayarak ebediyeteintikal etmesi dolayısıyla, arkasından gelen nesline iyi bir miras bırakması en önemli ilkesi olması gerekirken ”Üzüm üzüme bakarak kararır” misali, baktı ki doğruluğun yolu taşlı dikenli, hazırcılığın yolu istediği gibi kıvırabileceği sıfır asfalt gibi olunca manevi zayıflığında olumsuz etkisiyle mücadele azmini yitirerek bugün buldu bugün, bulamadı birilerine el açıp divan durarak ve kısacası günlük yaşayarak kendisinden ve bir avuç yandaşından başka hiç kimseyi düşünmeyen sevk ve idarecilerin elinde yattığı yerden ekmek elden su gölden bukalemun misali bedavadan yaşam sürdürmeyi alışkanlık haline getirerek özelliklede maceraperest bir tutum ve davranış içersinde yetişip büyüyen toplumumuz zora gelmekten zorluklara göğüs germekten kaçarak ve kaçırılarak resmen hazırcı oldu çıktı!
Hazırcılar, Hazırcılığın sonunun kölelik olduğunu düşünebilseler inanın arkalarına bakmadan yatmaktan vazgeçip kabaca ifade etmek gerekirse şey gibi gece gündüz demeden hem kendileri hem de ülkesi ve insanları için çalışır dururlar.
Ülke ve insanlar olarak doğrudan ve doğruluktan bir şekilde bugün olduğu gibi saptıktan ve sapma yolunda hızlı adımlarla ilerledikçe ülke ve millet olarak sonumuz “Allah göstermesin” yakın komşumuz “Irak ve benzer ülkeler misali hüsrandır!
Doğruluk, doğru olmak ve doğru yaşayarak ardından gelen nesline atalarının emanet ettiği cennet vatan Türkiye yi huzur ve güven içersinde yaşanacak bir Ülke olarak bırakmak üzerine yaşamlarını vakfetmiş bütün insanlarımıza düşen yollarından ayrılmadan ülkesi ve insanlarının sağlıklı ve huzurlu gelecekleri için var güçleriyle çalışmalarına devam etmeleridir.
Aksi halde dün olduğu gibi bugün ve yarında böyle gelmiş böyle gider diyenler kervanına katılarak hem kendimize hem de umudumuz olarak geriden geldiğine inandığımız neslimize bugün olduğu gibi hayatı zindan etmeyelim. Önemli olan günümüz hazırcılarının yaptığı gibi “Armut Piş, Ağzıma düş” diyerek birilerinin ağzına bakmak yerine, taşlı dikenli ve sarp kayalıklarla çevrili ve hatta mayın döşeli yolları ve engebeleri bir bir aşarak hep beraber huzura ve refaha ermektir.
Doğruluk ve dürüstlük üzerine kim ne söylerse söylesin, kim ne yazarsa yazsın, doğru tektir. Doğruluğu ve dürüstlüğü gerek sözle, gerekse yazmak ve çizmek suretiyle anlatmak için ”mahkemede bulunan yeminle dayak” misali doğrularda ve idealist insanlarımızda “acı ama gerçek olan” bunlardır. Doğruluğu doğru ve örnek insanları alfabemizde yer alan 29 harften üretebileceğimiz bu ve benzeri cümleler kurarak anlatmaktan başka yolumuz ve çaremiz yoktur diyor, saygılar sunuyorum.
