“Ordu tarım-hayvancılıkta Türkiye’yi besler, 80 vilayete de örnek olur” tezimin toplamda 6 milyar 630 milyon TL gelir sağlayacak dört başlığını tekrar hatırlayalım:
- Organik serbest yumurta tavukçuluğu: 10 bin aile 2 milyar 880 milyon TL gelir
- Organik serbest et tavukçuluğu: 3.500 aile 900 milyon TL gelir
- Yaylalarımızda küçükbaş hayvancılık: 3.200 aile 1 milyar 600 milyon TL gelir
- Fındıkta verimin arttırılması: 1 milyar 250 milyon TL ilave gelir
Arıcılığımızı, su ürünlerini, solucan gübresini, fasulyeyi, patatesi, çileği, çiçeği, cevizi, sirkeyi, turşuyu gibi daha birçok başlığı bu hesaplamaya dahil etmedim. Dahil ettiğimizde düz hesap 10 milyar TL civarında bir gelir artışını hızlı bir çalışmayla 5 yıl, ortalama bir çalışma ile de 10 yılda sağlamak mümkün.
İNSAN KAYNAĞI
1. Bu vizyonun odak noktası çiftçilerimiz. Ortalama 10 dönüm yeri olan, yıllara sari 1 ton fındık üreten ve dörtte üçü maliyet olmak üzere yıllık 10 bin TL kazanan çiftçimize, bu kazancın yanı sıra ortalama maliyet hariç 30 bin TL taahhüt ediyoruz. Sizce üretici sorunu yaşanır mı?
Bir kanayan yarayı da tekrar edeyim. Ortalama 1 ton fındık üretip, maliyetini çıkınca 2.500 TL kazanan çiftçimiz köyde yaşamaya devam etmeli mi? Tam tersi, alternatif üretmediğimiz çiftçilerimize “köyünü terk et” mesajı veriyoruz. Neyse…
2. Tüm kamu kurumları çiftçilerimizin vekilidir. Kurumsal ayağını hazırlamak kamu yönetiminin asli vazifesidir. O yüzden işin bu kısmını yöneticilerimize bırakıyorum. Gene de bir öneride bulunmuş olayım: büyükşehir belediyesi ana organizatör, tarım teşkilatlarımız ve eğitim kurumlarımız yardımcı kuruluşlar olarak harika işler yapabiliriz.
DOKAP: Kurulma amacı tam da benim anlattıklarımı çalışarak şehirlerimizin önüne sunacak, yönetimleri ikna edecek, tarafları organize edecek, bakanlığını harekete geçirerek finansman ihtiyacını çözecek ana moderatör kurumdur. Ne kadar böyle olduğu tartışılır…
3. Her bir ziraat odamızda 8 tarım danışmanı mühendisimiz görev yapıyor. Her bir başlık için her odamız adına 1 mühendisimizi görevlendirdiğimizi düşünelim, 19 ilçe için 152 nitelikli insan yapar. Mühendislerimizi bu kalkınma hamlesine yönelik özel bir çalışmayla hazırladığımızı düşünelim: uluslararası tecrübeleri gezdirme, ciddi eğitimlerden geçirme, mali olarak iyileştirme vb. tarım teşkilatlarımızın da desteğiyle süreci mükemmel yürütürler. Yeter ki değer verelim, vizyon gösterelim, önlerini açalım.
4. Üniversitemizin, halk eğitimlerimizin ve diğer destekleyici kurumlarımızın insan kaynağını da sürece eklediğimizde sorun kalmayacaktır.
5. Asıl sorun bu üretimlerin işleme pazarlama vb. süreçlerinin organize edilmesi. Bu aşamada da Ticaret Sanayi Odalarımız ve Ticaret Borsalarımızın insan kaynağı devreye girecektir.
Kıymetli okurlarım, neredeyse bin parametreli bir denklemi bir sayfada anlatmak zor tabi. Gerisini konuşarak tamamlamak dileğiyle saygılar sunuyorum.