Pestisit yani böcek ilacı kalıntıları olan meyve ve sebzeleri fazla tüketen erkeklerin sperm sayılarının ve normal sperm miktarının azaldığı belirlendi.
Human Reproduction isimli dergide yayınlanan araştırmada 2007-2012 arasında bir kısırlık kliniğine başvuran 155 erkeğin sperm örnekleri üzerinde gerçekleştirildi.
Katılımcılara 38 meyve ve sebze de dahil olmak üzere hangi gıdaları, hangi sıklıkta ve hangi 
miktarlarda tükettikleriyle ilgili 131 soru soruldu ve cevapları Tarım Bakanlığı’ nın sebze ve meyvelerdeki ortalama pestisit kalıntılarına ait verilerle kıyaslandı.
Bu verilere göre mesela biber, ıspanak, çilek, elma ve armutta yüksek, börülce, fasulye, greyfurt ve soğanda ise düşük veya orta derecede pestisit kalıntısı var.
Günde bir buçuk porsiyondan fazla yüksek pestisit kalıntılı sebze ve meyveleri yiyenlerde yarım porsiyondan az yiyenlere göre sperm miktarlarının yarı yarıya ve normal görünümlü spermlerin üçte iki az olduğu belirlendi.
Sigara, vücut kitle endeksi, fiziksel aktivite, ırk gibi sperm kalitesini etkileyen faktörler hesaba katıldığında da bu sonuçların değişmediği görüldü.
Yenilen meyve ve sebze miktarı ile semen kalitesi arasında bir ilişki bulunmadı.
Bu sonuçlar pestisitlerin kısırlık yaptığını ispatlamıyor, bunların kısırlığa etkilerinin daha ileri çalışmalarla gösterilmesi gerekiyor.
Araştırmanın birçok eksik tarafı var ama böcekleri öldüren kimyasalların insan sağlığı için de risk yaratmasında, spermleri etkilemesinde şaşıracak bir şey yok.
Daha önce yapılan çalışmalarda semen kalitesinin çevresel ve mesleksel pestisit maruziyetinden etkilendiği belirlenmişti.
Gelelim neticeye
Sperm kalitesi sadece doğurganlığın değil genel beden sağlığı ve uzun yaşamanın da göstergelerindendir.
Pestisitlerin bir kısmının yiyeceğin iyi yıkanmasıyla veya kabuğunun soyularak yenmesiyle uzaklaştırılması mümkün olmakla beraber zerzevatın içine nüfuz eden pestisitler olduğu da unutulmamalı.
Pestisit kullanılmayan ürünlerin daha pahalı ama pestisitlerin sağlığa olan zararları hesaba katıldığında organik gıdalardan şaşmamak gerektiği bir kere daha ortaya çıkmış oluyor.
Kaynak:
http://humrep.oxfordjournals.org/content/early/2015/03/27/humrep.dev064.short?rss=1
