Türkiye’nin yüzde 50, yüzde 50 ikiye bölündüğünü görmek için çok akıllı olmaya gerek yoktur. Bu iki bloğun büyük tarihsel uzlaşması gerçekleşmeden, geleceğin yeni Türkiye’si yaratılamaz. Ve bugün bu gerçeklik her zamankinden daha çok kendini dayatmaktadır. Kürt sorunu, Alevi, demokrasi, hukuk ve adalet, özgürlük ve insan hakları sorunları, ekonomisi büyümüş bir Türkiye ancak ve ancak büyük tarihsel uzlaşma ile çözülür.
Şunun altını bir kez daha çizelim. Bu milletin tercihleri karşısında her daim şapka çıkarmak lazım. Kimilerine göre cahiller, yoksullar AK Parti’yi destekliyor.
Zenginler ve eğitimliler ise muhalefeti…
Ancak toplumun alt kesimleri de bu milletin çocukları…
Hele bizim solcular yok mu?
Halk için zindanları görmüş, işkencelerden geçmiş, bedel ödemiş olanlar bile o halka şimdi dudak büküyorlar.
Hakaret ediyorlar.
Kendilerinin oyları nitelikli, halkın oyları ise niteliksiz oluveriyor.
****
Millet öyle bir karar veriyor ki, değme tüm yorumları yerle bir ediyor.
Oyları çantada keklik zannedenlere de, milleti beğenmeyelere de haddini bildiriyor.
Ortaya çıkan sonuç olumludur!
Refarandumda çıkan sonuç olumlu bir sonuçtur.
Hiç kimse ortaya çıkan sonuçları manipüle etme hakkına sahip değildir.
Hiç kimsenin ortaya çıkan sonucu kirletmeye hakkı yoktur.
Ellerinde veri olmayanların, genel verilerle seçim sonuçlarını yok saymaya kalkmalarının anlamı da yoktur.
Yapılması gereken ortaya çıkan sonucu iyi okumaktır.
Millet öyle bir karar vermiştir ki, hayırcıların umudunu büyütmüş, evetçilerin de kendileri ile yüzleşmelerini sağlamıştır.
AK Partililer çıkan sonuçtan memnun değiller!
Ortaya çıkan sonucu AK Parti’nin en alt kadrosundan en üst kadrosuna kadar beğenmediğini, şaşkın olduklarını bilesiniz.
Ciddi bir tartışmaya girdiklerini, teşkilatların başarısızlıklarının ameliyat masasına yatırıldığını, analizler yapıldığını bilesiniz.
Ve medyada ki kalemşörlere ayar çekildiğini de bilesiniz.
Kimi yazarların, yazılarını yayınlamadan önce, yüksek rakımlı tepelere gönderdiklerini, onay almadan yayınlamadıklarını da bilesiniz.
Ve dün esip gürleyenlerin, bugün yuvarlak sözler ettiğine de dikkat etmenizi isterim.
****
Çünkü, değerleri kendilerinden menkul olanlar Erdoğan’ı ve AK Parti’yi kandırdılar. Yağ çekmekten, şişirmekten başka bir şey yapmadılar.
Kralın çıplaklığı ortaya çıkıverdi.
Şimdi tasfiye olacakları zamanı bekliyorlar.
Yakında anlı şanlı isimlerin, özellikle mayıs ayından sonra tasfiye edildiklerini, ya da eski keskin dillerini bıraktıklarını göreceksiniz.
Bugün bu isimlerin, teşkilatların milletten uzaklaşmasının, alınan sonuçta payı olduğunu en çok Erdoğan ve AK Parti’nin kurmayları biliyor.
Ortaya çıkan sonuç yüzleşmeyi sağlıyor!
16 Nisan sonuçları en çok AK Parti’nin ve Erdoğan’ın son dönemdeki söylemleri ile yüzleşmelerini sağlıyor.
Ve refaranduma ortada bir sorun yokken neden gidildiği parti içersinde ciddi ciddi tartışılıyor.
Ve en önemlisi hayır çıksaydı, inanın ekonomik ve siyasal başarısızlıkların nedeni olarak refarandum da çıkan olumsuz sonuç gösterilerek, Erdoğan ve AK Parti daha güçlenecekti.
Kimse de kendiyle ve son dört yıllık içine kapanmacı politikalarla yüzleşmeyecekti.
Bugün ise en küçük bir başarısızlıkta, iktidar ve Erdoğan ağır eleştirilere maruz kalacaktır.
Çünkü söyledikleri tüm olumsuzluklar evet ile ortadan kalktı.
Bugünden sonra iki başlılıkta olmayacak.
Erdoğan fiili olarak partili bir Cumhurbaşkanı olacak.
Sonra, yaşanan tüm olumsuzluklar iktidara mal edilecek.
****
Mayıs ayından itibaren Türkiye’de ki aşağı yukarı tüm AK Parti teşkilatları değişecek.
Son birkaç yıldır içine kapanmış, klasik bir yapıya dönüşmüş teşkilatlar görevden alınacak.
Yeniden dinamik, dışarıya açık, parti içersinde en büyük uzlaşıyı ve kucaklaşmayı sağlayacak teşkilatların kurulması için start verilecek.
****
İstanbul İl Teşkilatı da dahil, aşağı yukarı tüm ilçe teşkilatları değişecek.
Başta başarısız sonuç alan teşkilatlar değişecek.
Burnundan kıl aldırmayan, kibire bulaşmış, bırakın milletle kucaklaşmayı, teşkilatı ile kucaklaşamayan, dar klikçi yapılar kurmuş, herkesi küstürmüş tüm ilçe teşkilatları görevlerinden alınacak.
Sokak eylemlerinden kaçınmak gerekir!
Ve özellikle yüzde 49 oy almış olan, hayırcıların sokak çağrısı yapmaları anlamlı değildir.
Bu tür çağrılar küçük devrimci sol grupların ekmeğine yağ sürer.
Bunların millette karşılığı yoktur.
Ve bunlar kazanılmış olan bir başarının toplum nezdinde yok sayılmasına neden olacaktır. Sokaklar provakasyona açık eylemlerdir.
Bundan kaçınmak gerekir.
Yüzde 49 hayır oyunun içersinde muhafazakarların oyu olduğunu herkese hatırlatmak isterim.
Benim gibi AK Parti’ye destek vermiş olanların oyu olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu oylar çantada keklik oylar değildir.
****
Benim gibi hayır oyu verenler, CHP’nin Lideri Kılıçdaroğlu parti içersinde konumunu güçlendirsin diye, sokaklar eylem yerine çevrilsin diye, ortaya çıkan seçim sonuçları tanınmasın diye oy vermedi.
AK Parti’nin silkinmesi, kendine gelmesi, daha uzlaşmacı bir dil kullanması, büyük tarihsel uzlaşma içi yeniden fabrika ayarlarına dönmesi için hayır oyu verdik.
Şayet kendilerine gelmez iseler, desteğimizin baki olmadığını göstermek için hayır oyu verdik.
Toplumun bir kesiminin umudunu kesmemesi için, hepimizin bu ülkenin çocukları olduğunu gerçeğini hatırlatmak için hayır oyu verdik.
Muhalefette benim gibi düşünen hayır oylarının lütfen çantasında ki bir oy zannetmesin.
Onun içindir ki, refarandum sürecinde yürütülen olumlu dil ve siyaset biçimi,16 Nisan sonrasında yürütülen söylem ve siyaset biçimi ile örtüşmemektedir.
****
Herkesin kendine gelmesini, bizim bu ülkeden başka ülkemiz olmadığı gerçeğini herkese hatırlatmak isterim.
AK Parti iktidarının da, Erdoğan’ın da toplumun yüzde 50’si karşısında iken istediğini yapamayacağını, hayır bloğunun da karşısında yüzde 50 varken istediğini söyleyemeyeceğini bilmesini isteriz.
Büyük tarihsel uzlaşma için şartlar ortaya çıkmıştır.Şimdi o siyaset zihniyetini seslendirmenin zamanıdır.
Kim bu söylemi öne çıkartırsa bilinsin ki, ülkeyi de o yönetecektir.
Son söz: Muhafazakarların kazanılmış haklarını koruy(a)mayan, bunun teminatı olmayacak hiçbir muhalefetin de Türkiye’de başarılı olma şansının olmadığının göstergesi, 16 Nisan refarandum sonuçlarıdır.