“Talihsiz Şehzâde” olarak isim yapmış Cem Sultan, Fatih Sultan Mehmet’in en küçük oğlu ve II. Bayezid’in küçük kardeşidir.
Ağabeyisi II. Bayezid ile girdiği taht mücadelesiyle bilinir. 22 Aralık 1459 tarihinde Edirne Sarayı’nda doğan Cem Sultan’ın annesi Çiçek Hatun’dur. Dört yaşına geldiğinde çeşitli hocalardan dersler almaya başlar ve bu eğitim 10 yaşına kadar sarayda devam eder. 10 yaşındayken Kastamonu Sancak Beyliği görevi ile saraydan ayrılır.
Cem Sultan, babasının vefatını ancak dört gün sonra öğrenir. Şehzade Bayezid ise İstanbul’a varır varmaz devlet idaresini eline alır. Cem Sultan, 4000 kadar askeriyle birlikte 27 Mayıs 1481’de İnegöl önlerine gelir. Sultan II. Bayezid, Ayas Paşa idaresindeki bir orduyu Cem Sultan’ın üzerine gönderir. 28 Mayıs’ta yapılan muharebeyi kazanan Cem Sultan Bursa’da padişahlığını ilan eder. Kendi adına hutbe okutarak para bastırır ve çeşitli fermanlar yayımlar. Ancak saltanatı kısa sürer.
Sultan şâirler arasında şiirlerinde şahsî duygularını ifade etmede en başarılı sayılanı ise Cem Sultan’dır. Şiir ve edebiyatla çok küçük yaşlardan beri meşgul olmuş bir şehzâde olan Cem’in çevresinde, adına “Cem şâirleri” denen bir grup şâir bulunmuştur. Cem Sadisi, Haydar Bey, Sehâî, Kandî, Şâhidî gibi dönemin ünlü şairlerinden oluşan bu gruptan bazı şâirler, Cem’i gurbette de yalnız bırakmamışlardır. Cem Sultan, şiirlerinde yaşadığı sıkıntıları, oldukça duygulu bir anlatımla dile getirir.
Cem’in “Fal-i Reyhan” adli 48 beyitlik manzum bir çiçek falı bulunmaktadır. Cem Sultan’ın biri Farsça diğeri Türkçe olmak üzere iki divanı ve Hüsrev ü Şirin adlı mesnevisi de vardır.
Tarihi bir hata yaparak Rodos şövalyelerine sığınan Cem Sultan, onlar tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
Cem, Papa VIII. Innocent’in döneminde St. Angelo kulesinde sıkıntılı bir dönem geçirdi. Onun 1492’de ölümü üzerine yeni Papa Alexandre Burgia zamanında daha serbest bir hayat sürmeye başladı. Artık genç şehzadenin ölümüne üç sene kalmıştı. Venediklilerin yeni bir haçlı ittifakına çıkacağını sezen Fransa kralı Charles, ordusunu İtalya’ya çevirdi. Hedefi, Napoli Krallığını ele geçirdikten sonra Cem’i de yanına alarak Kudüs’e bir sefer düzenlemekti.
Cem Sultan’ın ölümünden bir ay evvel Charles, Papa’dan şehzadeyi istedi. Papa, onu şartlı olarak verdi. İşte tam St. Germano Kalesi elde edildiği bir sırada Cem’de hastalık belirtileri görülmeye başlandı. Bir zaman sonra vücudunun belirli yerlerinde (yüz, boyun, göz) şişlikler meydana gelerek daha kötü bir hale geldi. Artık ölüm emareleri başlamış ve at üstünde değil; sedye ile hareket etmek zorunda kalmıştı.
Cem Sultan, 25 Şubat 1495’te Çarşamba günü hayata gözlerini kapadı. Cem’in beklenmedik bu ölümü, bugün bile bir açıklığa tam mânâsıyla kavuşturulmuş değildir. Öldüğünde henüz 36 yaşlarında idi.
• ŞİİRİN DİLİYLE
“ADAM” OLMAK…
“ Adam” gibi adamlar, başımızın tacıdır,
Akl-ı Evvel cudamlar, yoldan çıkan bacıdır,
Çadıra damçı damlar, dertlerin ilacıdır,
Boya çanak madamlar, kara leçek gacıdır.
ADAM OL “ADAM” GİBİ, SENİ İNSAN SANSINLAR,
OLMA YABANCI HİPPİ, YÜZÜNDEN TANISINLAR.
Adam, Âdem soyundan, özü Tevhitle dolu,
Ecdat Kayı Boyundan, yolu ol Hakkın yolu,
Bayram ile toyundan, bükülmez iki kolu,
Vebâl yüklü boynundan, sorumlu Sağı/Solu.
ÂDEM’İN ÇOCUKLARI, İBRAHİM’İN MİLLETİ,
KURULAN OCAKLARI, PEYGAMBERİN ÜMMETİ.
“Oğlum babana benze, sana adam desinler,
Kalın olmasın ense, güzel isim versinler,
Güzellikle bezense, önüne gül sersinler,
Bu böyledir nedense, varlığını yesinler”.
ATA, BABA, SÜLÂLE, EMÂNETİN BEKÇİSİ
BAHÇELERDEKİ LÂLE, AŞKIN BİR DİLEKÇESİ.
“Adam ol canımı al”, ataların sözüdür,
Adamda güzel söz bal, tariflerin özüdür,
Kötülükten geri kal, Ehl-i Dil’in közüdür,
Seni götürsün bir sal, zahir olan yüzüdür.
“ADAM”LARA MUHTACIZ, CEMİYET SALLANIYOR,
TOK GÖRÜRLER; HEP ACIZ, YALANLAR BALLANIYOR.
“Adam”var; elbise bol, başka birisinde dar,
Sığmaz içine çift kol, incecik beline sar,
“Adam” var Devrimci Sol, bilmez dost ile yâr.
“Adam” var, san ki sembol, sözünde binlerce hâr.
KEMÂLİ TARİF ETTİ, “ADAM” GİBİ ADAMLAR,
KALEMİ NERE GİTTİ, ANLAR İSE MADAMLAR.
KEMÂLİ