Çok uzun yıllardan bu yana; sömürgeci ülkelerin, “Kültür Emperyalizmi-Beyin Yıkama-Gerçekleri Saptırma” konularındaki, aşırı faaliyetlerine ve bu konularda, çok da başarılı olduklarına, şahit olmaktayız. İletişim teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşması, bu ülkeleri daha da güçlü hale getirmiştir. Sosyal medya kanalı ile her türlü projelerini (Arap Baharında olduğu gibi) gerçekleştirebilmektedirler.
-Özellikle ABD; Hollywood kanalı ile bir asrı geçen bir süredir, bu beyin yıkama ve yönlendirme faaliyetlerinde çok başarılı olmaktadır. Siyonist ekibin sahip olduğu sinema sektörü, CIA’nın denetiminde, her türlü operasyonu yürütmekte; Kabala uydurmalarını beyinlere işlemekte; ABD’nin ne kadar güçlü ve yenilmez olduğunu, anlatmaktadır. (Uzaylılar bile, ABD’ye gelmekte ve bu Ülke tarafından mağlup edilmektedirler.) İllimünati çetesinin başarısı için çalışmaktadır. (Bu konuda, Ramazan Kurdoğlu’nun yazdığı kitap, mutlaka okunmalıdır.)
-Ne yazık ki; mevcut konu bolluğuna rağmen, biz bu konuda çok yetersiz kalmaktayız. Gerçeklerimizi, hem kendi halkımıza, hem de tüm dünyaya anlatmakta, yetersiz olmaktayız.
1- Şu anda, tüm televizyonlarda, tam anlamı ile diziler furyası yaşanmaktadır. Ancak, kaç tanesi yararlıdır ve bir mesaj vermektedir?
a) Bir kısmına bakarsak, Türkiye mafyalar tarafından işgal edilmiş durumdadır. Her tarafta, tavuk boğazlar gibi, sürüyle insan öldürülmektedir. Tam bir mafyalar savaşı yaşanmaktadır. Ortada, Devlet yoktur.
b) Bir kısmı ise, toplumun ahlaki yapısını dejenere etmekle meşgûldür. Devamlı olarak, ahlâk dışı ilişki ve davranışları sergilemektedir.
c) Tarihi dizi olduğunu iddia edenlerin ise, gerçeklerle fazla ilgisi yoktur. Devamlı uzatılmakta, saçma sapan olaylara yer verilmekte, reyting kaygısı ile “vurdulu-kırdılı, bol kanlı, kovboy filmleri” gibi diziler yapılmaktadır.
-Meselâ, Büyük Selçuklu Devleti ile ilgili diziyi izliyoruz. Dönemin, ilim ve medeniyet düzeyi ile ilgili, çok az sahne mevcut. Devamlı olarak; Sultan Melikşah’ın hırslı ve karaktersiz karısı Terken Hatun’un “aynı rezillikte Tac’ül Mülk ile birlikte” çevirdiği dolapları; Hasan Sabbah’ın tuzaklarını izliyoruz. Koskoca Nizam-ül Mülk, adeta bir şamar oğlanı durumundadır ve devamlı olarak fırça yemektedir. Bir Terken Hatuna bile güç yetiremiyor.
Sultan Melikşah ise, burnunun dibinde dönen bu dolaplardan habersizdir. Senaristler, tarihimizin bu güzel insanlarına kötülük yapıyorlar. Devamlı vurdu-kırdı, boğaz kesmeler. Melik Terkeş’in ihanetleri. Peki; bu Selçuklu, nasıl Cihan Devleti olmuş? İslâm Aleminin koruyucusu haline gelmiş? Nasıl bu kadar fetihler yapmış? Hepsi, çok geri plânda bırakılıyor.
-Osmanlı’yı (gûya) anlatan, “Kuruluş” dizisi de aynıdır. Hiçbir mesaj vermemektedir.
2-Özellikle, şu dönemde, çok ciddi bir seferberliğe ve atılıma ihtiyaç vardır. Kültür Bakanlığı, TİKA, YÖK, TRT, Türk Tarih Kurumu ve stratejileri ile ilgili çok ciddi projeler geliştirmelidir.
a) Senaryo yarışmaları yapılmalıdır. Konular, doktora ve doçentlik tezi olarak verilmelidir. Bunlara dayanılarak, edebiyatçılarımızın, usta sanatçıların ve senaristlerin eliyle; önce iki milyara yaklaşan Türk ve tüm İslam Dünyasına, sonra da tüm dünyaya hitap edilebilecek kapasitede, TV dizileri/ sinema filmleri/çizgi filmler/roman ve hikayeler/ve kültür yayınları gerçekleştirilmelidir.
b) Yıllar önce, Türkiye Gazetesi ve TGRT çok sayıda kasetle, TV filmiyle, ansiklopedi ile tarihimizin değerlerinin, geniş bir kitle tarafından tanınmasını sağlamıştı. (İslâm Alimleri Ansiklopedisi, Evliyalar Ansiklopedisi, Anadolu Evliyaları Serisi, çok sayıda kaset ve film ile Yeğenim İrfan Özfatura’nın hazırladığı “Buram, Buram Anadolu“ dizisi vs. )
-Yine, Rahmetli Hasan Celal Güzel’in yönettiği “Yeni Türkiye” yayınları tarafından gerçekleştirilen ve 50 cildi aşan, çok harika eserler mevcuttur.
-Elbette, bu konuda çok sayıda eser ve özellikle arşiv malzemesi de mevcuttur.