Eli kulağında ki ‘Sarıkamış Harekâtı’ tarihi romanımızda sıkça üzerinde durduğum Enver Paşa’nın bir hayali vardı ‘Turancılık’. Onun Turancılığı; “Dağılmakta olan Osmanlı’yı yeniden toparlayabilmek için Balkanlar’dan Anadolu’ya, Kafkaslardan Orta Asya’ya kadar tarih miraslarıyla birlikte bütün Türkleri tek bir devlet halinde birleştirme ülküsü…” idi.
Önce söyleyelim, bunun aşırı milliyetçilikle falan alakası yoktur. Aynı dili konuşan, örf, adet, kültür gibi ortak değerleri olan milletlerin birlik olmasından daha doğal ne olabilir! Amerika böyle, Rusya böyle hatta İngiltere bile… Gel gör ki Osmanlı parçalandıktan sonra Türk dünyası bir daha kendine gelemedi.
Azerbaycan’ın Ermenistan’ı alt ettiği son savaştan sonra ‘Tek millet, iki devlet’ söylemi daha da anlam kazandı. Çünkü bu savaşta Türkiye can Azerbaycan’a elinden geldiğinden daha fazlasını yaparak onu zafere taşıdı. En son Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Azerbaycan ziyaretiyle bu kardeşlik şuuru zirve yaptı;
Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 15 Haziran 2021 tarihinde Azerbaycan’ın Şuşa kentinde her iki ülkenin cumhurbaşkanları tarafından ‘Şuşa Beyannamesi’ imzalanandı. Bu beyannamenin görünürde amacı, Azerbaycan ile Türkiye hem askeri hem de savunma alanında ortak işbirliği içerisinde hareket edecek olması. Görünmeyen asıl amaç ise Orta Asya’daki Türk Devletlerine göz kırkmak! Bunu beyanname içerisine yerleştirilen birçok maddelerde görebilirsiniz.
Beyannameden kısa bir özet alırsak şöyle deniyor;
“… İki ülke halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarından hareketle Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin niteliksel olarak yeni, müttefiklik düzeyine çıkarılmasının iki ülke ve halklarının çıkar ve menfaatlerine hizmet ettiği,
Ortak çıkarların korunmasında her iki ülkenin siyasi, ekonomik, savunma, kültür, insani, sağlık, eğitim, sosyal, gençlik ve spor alanlarındaki imkân ve potansiyelinin birleştirilmesinin öneminin farkında olarak,
Taraflar, ticari-ekonomik ilişkilerde ulusal ekonomilerinin ve ihracatın çeşitlendirilmesi, aynı zamanda geleceğe dönük alanlarda ortak üretimin oluşturulması, yatırım alanındaki işbirliğinin karşılıklı faydalı gelişimi için daha elverişli ortamın geliştirilmesi…”
Diye devam eden, önceki antlaşmalara da sadık kalınarak Türkiye ile Azerbaycan arasında bir nevi ortak hareket etme kararı alındı.
Bu beyannamenin daha ıslaklığı kurumadan Türkiye’den yeni bir açıklama geldi, “SİHA üretiminde Azerbaycan’da ortak fabrika kurulacak…” Hayırlı olsun, bu girişimle birlikte askeri, siyasi ve ticari münasebetler daha da ileriye götürüleceğe kabil gözüküyor…
Bu bir hayaldi şimdi gerçek oldu. Enver Paşa Sarıkamış’ta talihsizlik yaşadı ama hatalardan ders çıkartmasını bilirsek bugünden yarına onun hayallerinin bizde gerçek olması pekala mümkündür…
Bu işbirliği Türkiye’de çok konuşulmasa da Türki cumhuriyetler başta olmak üzere birçok dünya ülkesinde gündem oldu ve geniş yankı buldu. Şuşa Beyannamesi’ne göre taraflar, Türk dünyasının birlik ve refahına hizmet edecek ulusal ve uluslararası çabaların artırılmasına dikkat çekmişlerdi. Bu aynı zamanda Rusya, Çin, İran gibi bölgesel birçok ülkenin de kulak kabartmasına neden oldu.
Sonuç olarak Şuşa Beyannamesi Türk dünyasını da yakından ilgilendiren bir manifesto niteliğindedir. Her ne kadar Türkiye ve Azerbaycan arasında imzalanmış olsa da Şuşa Beyannamesi ifade edilen hususların etkisinin iki devletle sınırlı kalmayacağı açıktır. Gelecekte bölgesel dengeleri etkileyen, Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerinin gelişip derinleşmesinin, orta ve uzun vadede Güney Kafkasya’da ve Türk dünyasında referans alınacak bir ilişki modeli olacaktır. Bu yüzden; Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tataristan, K.K.T.C’yi ve tüm dünya Türklerini bir heyecan sarmıştır. Şuşa’da bir meşale yakılmıştır, gerisi diğer dost ve kardeş ülkelerin bu meşalenin altında toplanmasına kalmıştır… yazarmehmetballi@gmail.com