Şüphesiz ki, misafirperver ve inançlı bir milletiz. Vicdan ve merhametimiz insanlara acımayı, kucak açmayı gerektiriyor. Hırçınlığımızın ve kahramanlığımızın yanı sıra Cenab-i Hak bu millete vicdan ve merhamet duygusunu da vermiş!
Suriye de, Irak da ve Afganistan da devam eden iç savaş buralarda ikamet eden kardeşlerimizi mülteci durumuna düşürdü. Savaş ve katliamlardan kaçan insanlar sığınacakları bir liman arıyor. Dost ve kardeş ülke olarak da Türkiye’yi görüyorlar.
Bu nedenle ülkemiz mülteci akınına uğruyor, uğramaya da devam edecek gibi… Onlara kucak açmak, ev sahipliği yapmak kardeş ve insan olmanın gereği!..Buna itiraz etmiyoruz ve karşı da çıkmıyoruz.
Peygamber Efendimiz de müşriklerin baskısından dolayı kendi yurt ve yuvalarını bırakarak Mekke’den Medine’ye göç etti: Orada Ensar ve muhacir kardeşliği tesis edildi. Bu kardeşlikten bir medeniyet doğdu, İslam Devletinin temelleri atıldı. Bunu biliyor ve alkışlıyoruz!
Bazıları diyor ki: O dönem bir başkaydı; şimdilerde ne Ensar’ı ne de Muhaciri bulmak mümkün! Bu da doğru bir tesbit. Ne yapalım şimdi bu kardeşlerimizi zalimlerin eline teslim edip bir : Bosna- Hersek katliamı daha mı yaşansın? Asla bunu da istemeyiz. Çünkü biz bu kadar vicdansız bir millet değiliz!
Ancak gel gör ki; gerçekten de ülkemize mülteci olarak gelen kişilerin arasında genç delikanlı tuttuğunu koparacak cinsten insanlar var. Çok haklı olarak Vatandaşlarımız diyor ki: Bunlar ülkesini savunacak güçte olan genç delikanlılar: Bunların devletini, namusunu koruyacakları yerde buralarda aylak aylak gezmeleri vatana ihanet değil midir? Tepki çeken konu bu…
Yaşlı, ihtiyar, kadın,kız ve çocuk yaşta olanların ülkelerini terketmeleri belki normal karşılanabilir; ancak genç, dinamik tuttuğunu koparacak cinsten delikanlıların aylak aylak gezişi çoğu insanımızı rahatsız ediyor. Vatandaşımızın tepkisi bu yönde ağırlık kazanıyor!..
Bir de yeterince açıklanmayan konular var: Suriyelilere maaş ödeniyor, ucuz İşte çalışıyorlar piyasaları düşürüyorlar, her şeyleri bedava karşılanıyor; söylentisi olumsuz yönde dedikodulara sebep oluyor!.. Bunlar da devletin ve siyasi iktidarın yıpratılmasına neden oluyor.
Mültecilerin, eğitim durumu, dil sorunu ve uyum sorunu var!.. Bunlar ciddi sorunlar doğurmaya başladı. İşsiz güçsüz aylak aylak dolaşmaları camii önlerinde dilenmeleri çok tepki çekiyor! Vatandaşın tepkisi bu konularda yoğunlaşıyor. Uyum konusunda devletimiz ciddi tedbirler alıp uygulamaya koyması gerekirdi…
Suriye sorunu ülkemiz için de ciddi ve tehlikeli bir durum. Suriyeli muhaliflerin sınır bölgesinde oluşturulan güvenli bölgede ikamete tabi tutulup, bütün ihtiyaçlarının burada karşılanması gerekiyor.
Ülkemizde yaşayanların dil sorununa, uyum sorununa ve eğitim sorunlarına çözümler aranmalıdır. Yoksa Suriyeli ve mülteci sorunu devlet ve siyasi iktidar için yıpratıcı bir konu olmaya devam edecektir. Bazı art niyetli kesimler bunu önemli koz olarak kullanmaya devam ediyor!..
Suriyelilerle örflerimiz, adetlerimiz, alışkanlıklarımız uyuşmuyor. Bir çok konu sırtarıyor ve tepki çekiyor. Mehmetçiklerin sınır boylarında, Suriye hududunda görev yapmaları ve şehit olmaları ( bizim için hayati bir konu olsa da) asker ve şehit yakınları için tepki konusuna dönüşüyor. Bunların iyi değerlendirilmesi gerekir!
Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı mülteci kardeşlerimizi savaşın, ateşin içine atalım zalimlere yem edelim demiyoruz, demeyiz de..
Ama Türk insanın da haklı tepkilerini göz önünde bulundurup bu mülteci sorununu ciddi şekilde ele almamız gerekiyor. Vatandaşımız sık sık bilgilendirilerek mültecilerle ilgili alınan tedbirler tüm kamuoyuna açıklanmalı, bunlar devlete yük olmaktan kurtarılmalıdır. İnsanımızın kafasındaki mülteci sorunu giderilmelidir…