Sünnet nedir mi…esmanın tefsiri…
Sünneti de sakala indirgedik.yok sayan var..sünnete hasım olanlar var…Esmanın peygamberdeki etkileri o eylemler o haller sünnet…
Peygamber canlı Kur’andır…eylemleri halleri fikirleri inançları ile…
Canlı Kur’an olmak esmaya aynalıktır…yani Allaha halifeliktir…itaattir…İlahca yönlendirilmedir…
İşte emir…”Resûlullah’a itaat eden Allah’a itaat etmiş olur, yüz çevirenlere gelince seni onlara bekçi olarak göndermedik.”(Nisa/80)rasulün varisleri de…canlı Kur’andır…esmanın tefsiridir Onların da eylemleri halleri fikirleri inançları…
Sünnet nedir mi…esmanın tefsiri…
Hayatını düzenleme yönünde sünnet ve sahabeyi örnek almak çok önemli…Esmaya itaattir bu Allaha itaattir bu…insan aynna…peygamberin ve sahabenin aynasına tut aynanı…Hz. Peygamber’in örnek uygulamaları yanında Ebû Bekir’in sünneti, Ömer’in sünneti ve müslümanların sünneti var sahabe yıldızdır…esmaya tutulmuş ayna onlar…Kur’ana tutulmuş ayna…
Sünnet nedir mi…esmanın tefsiri…Hüküm kaynağı olarak ikinci kaynak…
İşte T.D.V aansiklopedisinden kısa bir açıklayıcı bilgi:”Hüküm Kaynağı Olarak Sünnet. Müslümanlar için Resûlullah’a uymanın gerekliliği onun davranışlarındaki örneklik özelliğine dikkat çeken (el-Ahzâb 33/21), ona uymayı (Âl-i İmrân 3/31) ve itaati (meselâ Âl-i İmrân 3/32) emreden, kendisine Kur’an’ı açıklama görevinin verildiğini ifade eden (en-Nahl 16/44) âyetlerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber’in kitabı ve hikmeti öğrettiğini bildiren âyetlerde geçen hikmet kelimesinin (meselâ bk. el-Bakara 2/129) İslâm’da dinî bilgiyi belirlemede Resûlullah’ın rolüne, dolayısıyla sünnete işaret ettiği bazı âlimlerce dile getirilmiştir (meselâ bk. Şâfiî, er-Risâle, s. 245-257). Bu âyetler ve Resûl-i Ekrem’in konuya ilişkin beyan ve tavırları ışığında onun yirmi iki yılı aşan peygamberlik dönemi boyunca Kur’ân-ı Kerîm’i açıklayıp uygulayan söz ve davranışları dinî hükümlerin ikinci kaynağı olarak algılanmış, daha sonra Kur’an ve Sünnet şeklinde ifade edilen bu ilke bütün İslâm mezheplerinin ittifak ettiği bir temel sayılmakla birlikte sünnet, Kur’an’ın lafzıyla da vahiy (vahy-i metlüv) olmasına karşılık lafzı değil mânası vahiy (vahy-i gayr-i metlüv) kabul edilerek Kur’an’la aynı konumda tutulmasa bile onu tamamlayan bir konumda görülmüş ve değişik açılardan sınıflamalara tâbi tutulmuştur. Bunlardan sünnetin sonraki nesillere intikal biçimini esas alan ayırım sünnetin sıhhati meselesiyle ilgilidir. Yapısal özelliği açısından uygulanan ayırımda sünnetin Hz. Peygamber’in sözleri (kavl), eylemleri (fiil) ve onaylayıcı tavırları (takrir) olmak üzere üç türden oluştuğu tesbit edilmiştir. Resûlullah’ın gördüğü ve duyduğu halde onay biçiminde yorumlanabilecek tavırları anlamına gelen takrirî sünnetin ilgili davranışın en azından yasaklanmadığını gösterdiği, sözlü sünnetin içerdiği emir ve yasakların ise ilke olarak Kur’an’dakiler gibi bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir. Ancak Kur’ân-ı Kerîm lafız ve mâna yönünden mütevâtir olduğundan büyük çoğunlukla haber-i vâhidlerden meydana gelen sünnet pratikte Kur’an’dan farklı bir konuma sahip olmuştur. Hz. Peygamber’in fiilleri tek başına bağlayıcı bir otoriteye sahip bulunmamakla birlikte çeşitli karînelerle dinî nitelik kazanabilecek mahiyette görülmüştür. Meselâ bir yiyeceği yemesi gibi, bir şeyin Resûlullah tarafından yapıldığının tesbit edilmesi o şeyin en azından günah olmayıp mubah sayıldığını gösterir. Bir eylemi Resûl-i Ekrem’in dinî bir vecîbeyi yerine getirmek için yaptığı biliniyorsa o eylem bağlayıcı bir kural olur; diğer bir ifadeyle sözlü bir emrin nasıl yapılacağını gösteren eylem o emrin hükmünü alır. Meselâ Hz. Peygamber’in namazın nasıl kılınacağını gösteren fiilî hadisleri böyledir. Onun dinî vecîbeler dışında ibadet (takarrub, kurbet) amacıyla yaptığı bilinen eylemlerin müslümanlar bakımından zorunlu olmasa da dinen teşvik edildiği kabul edilir; bir eylemi çoğunlukla yapıp bazan terketmesi ise o eylemin daha güçlü biçimde tavsiye edildiğini gösterir.
Sünnet nedir mi…esmanın tefsiri…Hüküm kaynağı olarak ikinci kaynak…
Aynasını esmaya çeviren secdelidir tek….secde alimlerin mezheblerin tarikatlerin aynasına ayna tutmaktır…Takva ve ihlas secdededir…Aynanı tutma kibirliye Karuna Firavuna…Temizlen…nefsi merdıyyeye sıçra…Ay ol güneşe tut aynanı …yıldız olursun güneşe tut aynanı…İtaat et secde et…yani aynanı esma ehline tut…Şeytan hz Ademe secde etmedi…kibre esir olduğu için…Hz Ademle başlayan Taht kavgaları kibre esirliktendir…cahilliktendir…
İtiraz edenler olsa da…Evet…Sünnet nedir mi…esmanın tefsiri…Hüküm kaynağı olarak ikinci kaynak…İlahi dinde kaynak olmayı hakkediyor sünnet
Evet sünnete uy…Sünnete uymak secdeli ve takvalılara muhsinlere bağlılıktır…yani Allaha secdedir…teslimiyettir Allaha…İlahi dinin muradı zaten bu…aynanı peygambere salihlere tut…esmaya tutmuşsun demektir bu…esmaya ayna tutan yıldıza aya güneşe ayna tutan gibidir karanlığa savaştadır …
Sünnet nedir mi…esmanın tefsiri…gönül ve akıl aynasını yıldıza aya güneşe tutmak gibi bir şeydir sünnete yönelmek…