SUİKAST PROVASI MESAJ MI?
Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent ARINÇ’a suikast planlanmış. Ve bu suikast haberi bazılarınca “boş iddia” olarak değerlendirilmiş.
Buna inanmak istemeyen bir kesim de olan biteni;
“Polis ile askeri karşı karşıya getirme operasyonu” olarak ilan etmiş.
Şimdi vaziyete bakın;
Bir ülkenin Başbakan Yardımcısına suikast ile ilgili -şimdilik kesinleşmemiş olmakla beraber- bir iddia vardır. Hem de devletin yetkili organlarınca.
Bunun üzerine gitmeyip de;
“olmaz böyle şey canım” demek neyi çözecektir?
Bu ülkede bu tür suikastleri hiç yaşamadık mı?
Bu ülkede “kendi yandaşlarını” sadece kargaşa çıksın diye öldüren “derin” güçler olmadı mı?
Bu ülkede “şeriat tehlikesi var” diye “ARSLAN” gibi tetikçi alçaklar; hem de hukukçusundan seçerek ülkenin en üst yargı makamındaki üyeler vurulmadı mı? Sadece kargaşa çıksın diye…
Bu ülkede darbeye ortam hazırlamak için binlerce gencimiz vurulmadı mı?
1 Mayıs, Maraş, Çorum katliamı yaşanmadı mı? Ve sonunda kötü emellerine kavuşmadılar mı?
Bu ülkede Madımak faciası, peşi sıra kargaşa daha da artsın diye Başbağlar katliamını sıradan vatandaşlar öfkelendiği için mi gerçekleiştirdi? Siz bunlara inanıyorsanız benim söyleyecek tek bir sözüm bile yoktur. Ama eğer ülkesini kötü emelleri için kan gölüne çevirmekten bir saniye dahi geri kalmayacak olanların iş başına gelmek istediğini düşünüyorsanız lütfen daha dikkatli değerlendirmelerde bulunalım.
Yukarıdaki bir yorum dikkate şayandı. Ne demişlerdi bir yorumda?
Bu tür haberler ve “eylem süsleri” “Polis ile askeri karşı karşıya getirme operasyonu” dur…
Evet, bizce de makul tespitlerden bir tanesi de bu tespittir.
Niçin mi?
Bakın her yolu “kutsal görev” addeden güçler böyle nifak tohumlarını da kullanarak amaçlarına ulaşmak isterler. Bu kadar aşağılık durumda olan güçler amuda kalkıp -varsa kutsallarına bin defa yemin etseler de inandırıcı olmamalıdırlar, olamadılar.
Tabi ki yine bir komplo teorisinden söz ediyorum. Daha doğrusu siz komplo teorisi deme hakkınızı kullanın. Yakın bir gelecekte eğer ipleri pazara çıkmaz ise bütün söylediklerimi geri alacağım.
Şimdi bunları başımıza örmek isteyenlerin kimler olduğunu merak edenler olmuştur sanırım. Bilin ki düşmanlık yapanlar yanı başımızda; evimize yakın evinde, mesaisinde, işinde, ticaretinde, okulunda… unutmayın ki “görevin kutsallığı gereği” onları zaman zaman kirli işlerde kullanılmayı gerekli kılabilir. Ve onlar da bu “kutsal görevi” icra ederken karşılığını alırlar elbet.
Bu bedel bazen kirli çamaşırlarından saçan kokunun ertelenmesi, bazen kefenin cebine koyacakları paraları ve bazen de makam mevkiler olur…
Anladınız aziz dostlar,
MOSSAD adındaki çirkeflikten söz ediyorum.
Elbette ki kader ile karar birlikteliği sonuç getirir.
Gerisi angarya.
ne uğrdıgınaa şaşıracak kendisi ve suikastçileri
Başbakan artık şu “genel(i)kurma-y başkanına bir “one minute” demesin mi…daha ne bekliyor,zinde güçlerin tepemize çıkmasını mı?…Selametle
Çok tehlikeli sularda kulaç attığınızı biliyorsunuz. Ne deyim eyvallah demeyipde.