Suç nedir karşılığı yani cezası ne olmalıdır bunu düşünüyorum bu akşam. Suç, sonucunda oluşacak zararı bile bile o fiili işlemektir. Suç başka kusur başkadır ve kusur asla suç değildir. Kusur farkında olmadan bir kuralın ihlalidir. Suçta ise sonuçtaki doğacak zarar biline biline işlenen fiildir. O yüzden suç asla cezasız kalmamalıdır. Kusur olayında ise kabahatliye zarar tazmin ettirilmelidir. Suçta ise suçlu mutlaka zararsız hale getirilmeli ve toplum o suçlunun işleyebileceği suçlardan korunmalıdır. Suçluya ceza verilmesindeki en baş sebep mağdurun hakkının suçludan alınması ve toplumun o suçludan korunmasıdır.
Delinin elinden silahı almak akıllının üzerine farzdır. Akıllı mutlaka kuralları oluşturmalı ve silahı ahmağa veya akılsıza cahile kaptırmamalıdır. Suç işlenebilecek uygun ortamı oluşturmamak da akıllının üzerine farzdır. Sivrisineklerden şikayet etmek acizlerin işi, bataklığı kurutmak ise akıllıların işidir. Günümüzde maalesef suç ve ceza dengesi bozulmuştur. Suçluya ceza vermenin mantığı zedelenmiştir. Suçluya verilecek ceza yarattığı zarar ile doğru orantılı olmalıdır. Suç ve ceza dengesi bozulduğunda zulüm başlar. Adliye saraylarında adalet dağıtılmazsa zulüm o memleketi buhrana götürür.
İblis ve Adem’in durumu suç ile kusurluluğa iyi bir örnektir. İblis emre isyan etmiş asi olmuştur. Adem kuralı çiğnemiş kusurlu olmuştur ve pişmanlığı affedilmesine sebep olmuştur. İblis suç işlemiş ve huzurdan kovulmuştur, Bilerek suç işlemiş ve bırakın pişmanlığı daha da inat ve iddiasında intikamda inat ve kindarlık etmiştir. Adem ise kuralı çiğnemiş ve bedelini ödedikçe de pişmanlığıyla yanmış tutuşmuş tövbesi makbul olmuş tekrar cennete nail olmuştur.
Suç ve cezasını vermekte bence ikinci önemli örnek Hz Süleyman ve Hz Davud arasında geçen ve her ikisinin verdikleri hükümler ile anlatılmıştır. Sürü sahibi çobanlar ile tarla sahipleri davalık olurlar. Tarlalarındaki ürünlerin sürülerce zarar gördüğünden şikayet ederler. Hz. Dâvûd’un yeryüzünde halîfeliği, hükümranlığı ve adâletle hükmetmesiyle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim’de şu açıklamalar yer alır: “Dâvûd ile Süleyman’a da lutfettik . Hani onlara bir ekin hakkında -zarar tesbiti ve tazmini için- hüküm veriyorla rdı. Bir grup insanın koyun sürüsü geceleyin başıboş bir vaziyette bu ekinin içine dağılıp zarar vermişti. Biz onların hükmüne şâhit idik.” (21/Enbiyâ, 78). İslâmî kaynaklar daki rivâyete göre bu meselede Hz. Dâvûd bir çözüm yolu bulmuş, fakat oğlu Süleyman’ın getirdiği çözüm şekli daha mâkul olduğu için onu kabul etmiştir.
Topluma karşı işlenen suçlarda siyasetin kendi kafasından uydurduğu değişik aflar da toplumu felakete sürüklüyor.
Toplumdaki adalet inancını sarsıyor hatta yıkıyor çökertiyor. Bir kişinin tarlasında bir ağaca zarar vermek ile ormanı ateşe vermek sonuç bakımından çok farklıdır. Bir kişinin bir ağacını tazmin ettirirsiniz fakat ormanı yakan bunu nasıl öder ? Orman yakana orman diktirebilir misiniz ? Suç ve ceza konusunda çok ince düşünmek gerekiyor. Toplumun ortak mallarına karşı işlenen suçlar nasıl cezalandırılmalıdır ? Apartman dairesinin önünden pabuç çalmak ile Cami den halı çalmak aynı cezayı mı gerektirir ?
Suç ve cezanın zahiri ve batını iyi düşünülmelidir. Suçluya verilecek ceza onu suçtan caydırıcı olmalı ve toplumu da o suçludan koruyucu nitelikte cezalar olmalıdır. Cezaevleri yan gel yat tarzı oluşturulmamalı suçlu psikolojisi deneyimli psikologlar tarafından araştırılmalı incelenmeli analiz edilmeli ve sonuçta suç önleyici tedbirler de suçlular vasıtasıyla elde edilmelidir. Suçlu psikolojik portreleri oluşturulmalı ve bunlar polis okullarında polise ders olarak okutturulmalıdır.
Topluma karşı suçları kabarık kişilerin affedilmesi kesinlikle toplumsal bir barış sağlamaz. Tam aksine suç patlamasına sebep olur. Japonya ya iki atom bombasını atan iki pilotu Amerikan mahkemerinde yargılasanızda ceza verseniz de Japonların gönlünde affettiremezsiniz. O atom bombalarının etkilerini de değiştiremezsiniz. Atom bombasını attıkları o şehir meydanlarında çiçekler atarak da o acıları unutturamazsınız.
UĞUR ÖZALTIN
Uğur Ağabey, gerçekten vicdanın sesiyle konuyu çok güzel işlemişsin. “kamu vicdanını rahatlatmak” derler ya işte talep ettiğin(m)iz odur. Diline dudağına sağlık!
Teşekkür ederim kardeşim
Halkın vicdanı temiz dengeli ve umutlu tutulmalı her zaman